Yeni anayasada ‘yuvarlak masa’ şart!
Türkiye’de halen yürürlükte olan anayasa, askerlerin yaptığı bir anayasa. Bugüne kadar çok kere değiştirilse de, neticede darbe yönetiminin yaptığı bir anayasa söz konusu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından anlaşılan şu ki “yeni ve sivil” bir anayasa kapıda…
İnşallah milletimizin ve devletimizin hayrına vesile olur.
Anayasa metinleri ülkenin genelini yansıtan metinlerdir. Ülkenin konsensüs ettiği metinlerdir. Üzerinde tümüyle uzlaşılan metinlerdir. Ülke insanının yarısının kabul edip diğer yarısının ‘hayır’ dediği bir anayasa daha baştan sorgulanmaya başlar!
Toplumsal yarılmanın olmadığı, ‘manifesto’ gibi bir uzlaşı metni olmalıdır, anayasa.
Bu sebeple, böyle önemli bir konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın partiler arasında ayrım yapmadan, tüm parti liderlerini yuvarlak masa etrafında toplaması ve yeni anayasa metninin bu yuvarlak masadan çıkması elzem.
O masada Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da olmalıdır, Kemal Kılıçdaroğlu da, Meral Akşener de ve diğer liderler de…
İlk adımın bu olması, bu alanda yapılacak çalışmaları da bereketlendirecektir, hiç kuşkusuz…
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN NE DEMEK İSTEDİ?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dedi ki,
* “Türkiye’de sorunların kaynağı 1960’tan beri darbeciler tarafından yapılan anayasalar olduğu ortadadır.”
* “Bunun için daha önce yeni bir anayasa girişiminde bulunmuştuk.”
* “Anayasa çalışması milletin gözü önünde ve tüm temsilcilerinin katılımı ile olmalıdır ve milletin takdirine sunulması gereklidir.”
* “Ülkemizin bu fırsatı kaçırmasından üzgünüz. Belki de ülkemizde yeni bir anayasa tartışması başlamalıdır.”
* “Cumhur İttifakı’ndaki ortağımızla yeni anayasa konusunda görüş birliğine vardık.”
Bu açıklamadan şu sonuçlar çıkıyor;
1) AKP ve MHP yeni bir anayasa yapma konusunda uzlaştı.
2) Ortaya çıkacak olan yeni anayasa metni tartışmaya açılacak.
3) Sandık ufukta. Yeni anayasa metni milletin oyuna sunulacak. Yani, yeni bir referandum…
4) Yeni anayasa yasama ve yürütme alanlarında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile uyumlu hale getirilecek. Çünkü başta Seçim Yasası, Siyasi Partiler Yasası olmak üzere önemli değişikliklerin yapılması gerekiyor.
5) Erken ya da zamanında seçimler öncesi yeni anayasa çalışmaları tamamlanacak.
***
Yakın zamana kadar bu köşede yazılarımın sonuna şöyle notlar koydum: “Bugün 3 Şubat 2021, Çarşamba… İktidar ve TBMM’de grubu bulunan partiler, bugüne kadar ‘yeni ve sivil’ anayasa vaadini yerine getiremedi. Sınıfta kaldılar. Umutlar başka bahara kaldı…”
Bu açıdan bakıldığında atılan bu adımın olumlu bir adım olmasını temenni ediyorum.
***
Bir not daha… Yeni ve sivil bir anayasa… Cemil Çiçek TBMM Başkanlığı’na seçildiğinde, liderlerle görüşerek yeni bir süreç başlattı, Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nu toplantıya çağırdı. O dönem Başbakan olan Erdoğan, “Top, Cemil Çiçek’te…” demeye başladı…
Fakat ne olduysa o süreç de kadükleşti. Netice alınamadı. Şimdi inşallah somut bir netice alınır.
BU ZULÜM ARTIK SONA ERMELİ!
Yakında yeni bir reform paketi açıklanacak; hukuk ve ekonomi reformu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bir adım daha attı ve “Yeni anayasayı tartışma, konuşma zamanı geldi!” dedi.
Sayın Cumhurbaşkanı’m lütfen, birazdan aktaracağım konuyu da bu pakete dâhil ediniz!
Sayın Cumhurbaşkanı’m, konu şu; 12 Eylül askeri darbe yönetiminin dahi kapatmaya cesaret edemediği ancak 28 Şubat darbesinde kapısına kilit vurulan Vakıf Öğrenci Yurtları…
Vakıf Öğrenci Yurtları, yoksul ama zeki Anadolu çocuklarının yıllarca barındıkları tek sığınaktı.
Antidemokratik 28 Şubat süreci, yoksul ama zeki Anadolu çocuklarının elinden bu imkânı aldı.
Bu, Anadolu çocuklarının önünü kapatmak için atılan karanlık bir adımdı.
Şimdi bu önemli hakkı iade etmek sizin elinizde…
Bu konuda büyük bir hassasiyet var. Aynen İmam Hatip Liselerinde olduğu gibi…
Bu konudaki tepkilere geçmeden önce, konunun en can alıcı yerini bir kez daha zatı âlinizin takdirlerine sumak istiyorum;
* Ülke çapına yayılan ve sanıyorum sayıları 70 küsur kadar olan Vakıflar Talebe Yurdu’nun kapısına “irtica” bahanesiyle kilit vuruldu.
* Aynen camilerde olduğu gibi hayırseverler tarafından arsaları bağışlanan ve yaptırılan vakıf öğrenci yurt binaları, eşyaları ile birlikte Milli Eğitim Bakanlığı’na devredildi.
* 28 Şubat darbesinin uygulayıcıları, darbeyle gelen askeri yönetimden daha acımasız ve gaddar çıktı.
* Maddi durumu yeterli olmayan zeki ve ahlaklı Anadolu çocuklarının ücretsiz barındıkları bu yurtlar tarihe gömüldü.
* Kim ki bir vakıf eserine, vakıf malına kem gözle şöyle bir nazar dahi etse onun hayatı mantar olur! Aynen yetim malı yemek gibi…
* 28 Şubat sürecinin ardından yılların köklü partisi ANAP’ın çil yavrusu gibi dağılmasının arkasında biraz da bu icraat yok mu?
Sayın Cumhurbaşkanı’m; gelin bu öğrenci yurtlarını asıl sahiplerine iade ediniz…
BU GENÇLERİN TÜMÜ DEVLETİNİ, MİLLETİNİ, ÜLKESİNİ SEVEN GENÇLER
Yukarıda zikrettim; bu yurtlarda kalan ve Türkiye’nin hemen her yerine dağılmış binlerce kişiden çok farklı mesajlar aldım, alıyorum;
Kimi, yıllardır kimsenin alâkadar olmadığı konuyu zaman zaman bu köşede gündeme taşımamızdan dolayı teşekkür ederken, büyük çoğunluk 28 Şubat sürecinden bu yana göreve gelen Vakıflar Genel Müdürlüğü koltuğunda oturan bürokratlara ateş püskürüyordu.
Bu konudaki görüşlerin tümünü buraya almam imkânsız. Ama birkaç düşünceyi sizinle paylaşmak isterim;
* “Bu yurt binalarının birçoğu an itibariyle atıl vaziyette ya da dikiş-nakış kurslarına tahsis edilmiş durumda. Kimileri de yıkıldı ve otopark yapıldı…”
* “28 Şubat darbesi, Vakıf Öğrenci Yurtlarını sözde irticanın odağı olduğu gerekçesiyle kapattı. Bu yurtlarda yetişen ve devlet dairelerinde görev alan binlerce bürokrat var. Hangisi defolu çıktı? Bu gençlerin tümü devletini, milletini, ülkesini seven gençler. Buralardan hiç devlet düşmanı, hain çıkmadı ve çıkmaz da…”
* Top sizde Sayın Cumhurbaşkanı’m. Lütfen bu konuda hassasiyet gösteriniz. Saygı ve hürmetlerimle…