Adını cehennem kapısına yazdırma
AYET-İ KERİME
(Ey Peygamber!) Hevâ ve hevesini ilâh edineni gördün mü? Artık sen onlara vekil değilsin!” (Furkan, 43)
HADİS-İ ŞERİF
Sizden biriniz, beni kendisinden, ana-babasından, çoluk-çocuğundan ve bütün insanlardan daha fazla sevmedikçe hakkıyla îmân etmiş olmaz!…” (Buhârî, Îmân, 8)
ALİMLERDEN ÖĞÜTLER
Allahü teâlâ dilediğini yapar. İster sebepli ister sebepsiz, dilediği gibi azap veya lütfeder. Güzel ve doğru Onun dilediğidir.Seyyid Abdülhakim-i Arvasi
Nevfel ibni Mu’âviye (Radıyallâhu Anh)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Her kim bir namazı kaçırırsa sanki o, ailesini ve malını yitirmiş gibidir.” (Suyûtî, ed-Dürrü’l-mensûr, 3/59; Nesaî, no:477-479; İbni Hibbân, no:1468) İbni Ömer (Radıyallâhu Anhumâ)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“İkindi namazını kaçıran kimse, sanki ailesini ve malını elinden kaçırmış gibidir.” (Buhârî, Mevâkît:15; Müslim, Mesâcid:200, no:1417, sh:253; Ebû Dâvûd, Salât:5; Tirmizî, Salât:128; Nesâî, Salât:17; İmâm-ı Mâlik, el-Muvatta’, Vaktu’s-salât:21) Ebû Sa’îd (Radıyallâhu Anh)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Her kim namazı kasten terk ederse, onun ismi cehennemin kapısı üzerine oraya girenlerden biri olarak yazılır.” (İbni Adiyy, el-Kâmil, 1/299, Abdülkādir el-Geylânî, el-Ğunye, 2/188, Ali el-Müttekî, Kenzü’l-ummâl, no:19090, 7/325)
ALLÂH GAZAPLANIR
İbni Abbas (Radıyallâhu Anhuma)ın gözü rahatsızlanınca ona: “Birkaç gün namazı bıraksan (secde yapmasan) da seni tedavi etsek!” dendiğinde, o: “Hayır vallâhi bir rekatı bile bırakmam, çünkü Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): ‘Namazı terk eden kimse Allâh’a, kendisine kızgın olduğu halde kavuşur’ buyurmuştur” dedi. (Suyûtî, ed-Dürrü’l-mensûr, 3/55, 56-57; Müsnedü’l-Bezzâr, no:343; Heysemî, Mecma’u’z-zevâid, no:1/295; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, 2/309; Zehebî, el-Mühezzeb, 2/280)
FAİZLİ MALLARA ŞEYTAN ORTAK OLUR
Faiz olduğu açıkça bilinen şeylerden kaçınmak bir vecibe (vazife) olduğu gibi, faiz şüphesi bulunan şeylerden de kaçınmak lazımdır, bu bir ihtiyat gereğidir.
Her mümin kul bu hususa dikkat etmeli, iki kuruşluk dünya menfaatine tenezzül ederek, İblis’in ortak olduğu pis mallara bulaşarak ebedî felâketlere
Allâh-u Teâlâ kullarını saptıracağına dair kendisine karşı çıkan İblis’e, Kendisinin koruduğu kullara onun bir şey
yapamayacağını bildirmek ama yine de elinden geleni ardına koymaması hususunda melûna meydan okumak üzere şöyle buyuruyor:
ŞEYTANIN ALDATMACASI
“Onlardan gücün yetmiş olduğu kimseyi (kötülüklere çağırmak üzere vesvese veren) sesinle (çalgı aletleriyle, oyun ve eğlencelerle tahrik ederek yoldan) kaydır, (Allâh’a isyan uğrunda mesai sarf eden insan ve cin) süvarilerin ve piyadelerinle onlara haykır.
Bir de sen (putları adına kurban ettikleri ve dilediklerine haram kıldıkları hayvanlarda, faiz, rüşvet gibi haram yollardan kazandıkları ve kötü yollara harcadıklarında, ayrıca israfla çarçur ettikleri) mallar(ın)da ve (diri diri gömdükleri, zinadan doğurdukları, Allâh’tan gayrine nispet ederek: ‘Şunun kulu, bunun kulu’
diye ad taktıkları ve besmelesiz
ilişkilerden doğurdukları) çocuklar(ın)da kendilerine ortak ol.
Böylece sen onlara (‘Putlar size âhirette şefaat edecektir’, ‘Kıymetli soyunuz nedeniyle Allâh katında değerlisiniz’, ‘Âhiret, cennet ve cehennem yoktur, siz dünyadan istifadeye bakın’ gibi birtakım) vaad(ler)de bulun. Oysa şeytan onlara (doğru gösterdiği) bir aldatmacadan başkasını vaad etmemektedir.
MURDAR MENFAATLER
(Şeytan’ın, kullarını saptıracağına dâir Rahmân’a meydan okuması üzerine Allâh-u Te‛âlâ buyurdu ki:)
‘Benim (muhlas, seçkin ve fazilet ehli olan) kullarım (var ya), gerçekten de senin için onlar üzerinde hiçbir güç olamaz.’
(Ey insan! Seni şeytanın şerrinden koruması için Kendisine güvenip işlerini ısmarlayacağın) bir Vekîl olarak Rabbin yeterli olmuştur.” (İsrâ Sûresi:64-65)
Görüldüğü üzere Allâh-u Teâlâ, İblis’e faiz gibi haram kazançlarında günahkârlara ortak olmasını emretmektedir.
Artık her mümin kul bu hususa dikkat etmeli, iki kuruşluk dünya menfaatine tenezzül ederek baba düşmanı İblis’in, ortak olup da hayrını, bereketini mahvettiği pis mallara, murdar menfaatlere bulaşmamalı, kendisini de, o mallardan yedirdiği çoluk çocuğunu da ebedî felâketlere sürüklememelidir.
Rabbim faiz gibi haramlara bulaşarak cümlemizi dünyası yüzünden âhiretini zâyi edenlerden olmaktan cümlemizi muhafaza eylesin. Âmîn!
NİKAH ZENGİNLİK SEBEBİDİR
“İçinizden bekârları, kölelerinizden ve cariyelerinizden (iman ve takva sahibi olan) salih kişileri /(evlenmeye) elverişli kişileri/ evlendirin!
Eğer onlar fakir kimseler olduysalar, Allâh onları fazlından (vereceği yeterli rızık ve kanaatle) zengin edecektir. (Dolayısıyla kız isteyeni fakir diye geri çevirmeyin!) Allâh (mahlûkatını rızıklandırmakla nimetleri tükenmeyecek derecede geniş imkâna sahip olan bir) Vâsi’dir; (hikmeti gereği kimin rızkını genişletip kimin rızkını daraltacağını çok iyi bilen bir) Alîm’dir.”
(Nûr Sûresi:32) Âişe (Radıyallâhu Anhâ)nın naklettiği bir hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor: “Kadınlarla evlenin, çünkü gerçekten onlar malla gelirler (zenginliğe sebep olurlar).”
(Hâkim, el-Müstedrek, no:2679, 2/174; Deylemî, el-Firdevs bi me’sûri’l-hitâb, no:2290, 2/50; Ali el-Karî, Refau’l-cünâh ve hafzu’l-cenâh, no:14, sh:28)
ALLÂH üzerine haktır
Bu âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîften anlaşıldığı üzere Allâh-u Teâlâ evlenene yardım edecektir.
Nitekim Ebû Hureyre (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Üç kişi vardır ki; onlara yardım etmek Allâh üzerine bir haktır. (Bunlar da) ödeme niyetiyle efendisiyle yazışma yapan köle, nâmusunu korumak niyetiyle evlenen kişi, bir de Allâh yolunda cihada çıkan kimse(dir). (Tirmizî, Fedâilü’l-cihâd:20, no:1655, 4/184; Nesâî, Nikâh:5, no:3218, 6/61; Ali el-Karî, Refau’l-cünâh ve hafzu’l-cenâh, no:7, sh:20) Ömer ibni Hattâb (Radıyallâhu Anh) şöyle demiştir:
“Nikâhtan başka bir yolla zenginlik arayana şaşarım, halbuki Allâh-u Teâlâ: ‘Eğer onlar fakir kimseler olduysalar, Allâh onları fazlından (vereceği yeterli rızık ve kanaatle) zengin edecektir’ buyurmaktadır.”