Başarının ve Yenilginin Sırları!
Yaratıcımız, yaşatıcımız ve yöneticimiz Allah’ımıza (cc) hamd, başöğretmenimiz, önderimiz, sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a) Efendimize, tüm Peygamberlerimize, izinden gidenlere, Ehl-i Beyt’ine, ashabına, canımız ana ve babamıza, mü’min kardeşlerimize ve Allah’ın (c.c) ilke ve inkılabı İslam’a tabi olanlara salat ve selam olsun..
İnsanoğlu; ister hak ve ister batıl olsun, hangi cephede bulunursa bulunsun, ne işle meşgul olursa olsun emek verdiği şey her ne ise muvaffakiyeti arzu eder ve mağlubiyeti temenni etmez, aklına dahi getirmek istemez!
Devlet-i Ali Osman’ın zevale uğrayıp tarih sahnesini terk ettiği günden bugüne millet ve Ümmet-i Muhammed olarak başarıya, muvaffak olmaya susamış bir halde, bulunduğumuz mağlubiyet, yenilgi ve karanlık dehlizlerinden kurtulmakiçin bir ümit ışığı arar olmuştuk!
Halbu ki biz; Hatem-ul Enbiya, alemlere rahmet, son nebi, son peygamber, izinden gitmekten şeref duyduğum, önderim ve tek liderim Hz. Muhammed’in (sav) ahir zaman ümmeti olarak seçkin hasletlere sahip değil miydik?
Ve Alemlerin Yaratıcısı, Yaşatıcısı ve Yöneticisi olan Allah-u Azimuşşan bizim elimizle zalimlerden intikam almak istemiyor muydu?
Peki, ne oluyordu ve nasıl oluyordu da hep biz fakirdik, sömürülüyorduk ve neden hep biz ölüyorduk?
Afgan çaresiz, Çeçenya neden tutsak kalıyordu!?
İlk kıblemiz esir, Kâbe’miz mahsundu!
Balkanlar terkedilmiş, Afrika’nın kara derili çocukları açtı!
Ne olmuştu, nerede hata yapmıştık neden başarısızdık, yenilmiştik ve neden mağluptuk?
Merhum Üstad’ın da dediği gibi ‘’bu ifritten sualin yanıtı ne idi’’?
Tabi ki hastalıklarımızın şifası Kur’an ve Sünnet eczanesinde idi ve tozlu raflara terk ettiğimiz nazm-ı celilin yaprakları arasındaydı!
Hükümlerini evden, sokaktan, okuldan, meclisten, kışladan yıllar önce kovduğumuz garip bıraktığımız Kur’an’da!
Ve, Hakimi Mutlak olan Allah Azze ve Celle şöyle buyuruyordu;
“Allah size yardım ederse artık hiç kimse sizi yenemez! Ama ya O sizi terk ederse kim size yardım edebilir! O halde Müminler Allah’a güvensinler!’’ (Ali İmran S.160)
Bu ve benzeri birçok ayetteki ilahi mesajlar hayatımızın her safhasında, her yerde ve her şeyde başarımızın sadece Allah’ın (c.c) yardımına bağlı olduğu gerçeğini bize haykırıyordu!
Allah (c.c)’ın yardımının geciktirilmesine sebep olacak ve başarısızlığımızın neticesi yenilgilerimizin sebeplerini oluşturacak hastalıklarımızı tedavi etmeliydik o halde!
O halde sorun bizdeydi!
Suçlu CIA-MOSSAD-PENTAGON-HAÇLI-SİYON’un şer cephede var olmasından ve güçlü olmasından çok, biz Hakk yolunun fedailerindeydi suç!
Kur’an ve Sünnet aydınlığını bir meşale gibi taşıyamadığımız için karanlık vardı!
Ayet-i Kerime ve Sünnet-i Seniyye’de belirtilen ve hatta müjdelenen ilahi yardımın kesilmesi sebebiyle iktidarlar yıkıldı, devletlerimiz çöktü!
Endülüs’ümüzü hatırlayın!
Daha dün, Balfour deklarasyonuyla 100 yıl önce bugünlerde düşürdükleri Filistin Cephesi’nin giriş kapısı Gazze ve orada yaşanan muharebeler ne kadar hazindir!
Hani nerede 401 yıl 3 ay 6 gün boyunca hizmet ettiğimiz Kudüs’ümüz ve Mescid-i Aksamız?
Kimlere terk ettik?
Ecyad Kalesi’nden koruduğumuz nazlı Kâbe ne haldedir?
Ezidisi, Keldanisi, Ermenisi, Süryanisi, Arabı, Kürdü coğrafyamızda beraber katlediliyoruz! Suriye kaosunun ilk günlerinde hain IŞİD’in köle pazarlarında sattığı ilk kadınlar Ezidi kadınları değil miydi? Tüm coğrafya dini, mezhebi ve etnik unsurlarıyla kan ağlıyor ve bin yıl önce Bizans’ın zulmüne karşı deden Alparslan’ı beklediği gibi şimdi de bin yıl sonra dünya mazlumları yine bizi bekliyor!
Peki, neydi iktidarların yıkılmasına ve hatta devletlerin çökmesine sebep olan hastalıklarımız? Tabi ki birçok konu başlığı var! Gelin, dünya zalimlerinin uykularını kaçıran Osmanlı’nın genç ve cevval oğlu Türkiyemiz ve son kale Anadolumuzun surlarını daha da güçlü kılmak için bu hastalıklardan bir kısmına hep birlikte bakalım ve aynı deliklerden bir daha ısırılmayalım!
- Adaletsizlik;
Önderlerimizden Hz. Ömer (r.a)’ın “Adalet Mülkün temelidir” buyurduğu gerçeği uygulamayanlar Allah’ın yardımından mahrum kalırlar! Çünkü adaletin, zıddı zulümdür. Ve zulümle abad olanlar sonunda berbat olurlar! Adil insan, adil aile, adil iktidar ve adil devletler adil davranışlarıyla uzun ömürlü olurlar! Adaletin tecellisini gerçekleştirmek için kul planında vazifelerimizi yerine getirmezsek yardım inzal olunmaz!
‘’Bir topluluğa olan kininiz sizi onlar hakkında adaletsiz olmaya sürüklemesin’’ (Maide 8) prensibi tam bir altın levhadır! Bugünlerde özellikle bürokratlarımız, şehid ailelerimiz, devlet idarecilerimiz, emniyet ve yargımızın has evlatları bu levhayı duvarlarına asmalıdırlar!
Adalet, kimi zaman Zülfikar’ın kabzasında, kimi zaman Halisdemir’in tuttuğu silahın namlusunun ucunda, göklerde kartal gibi süzülen SİHA’nın görüş açısında, bir hakimin iki dudağı arasında tecelli edebilir! Ne olursa olsun! Adalet tecelli etsin ki nusret yetişsin! Unutma ki; ADİL DEĞİLSEN, ZAİL OLURSUN!
-Ehliyetsizlik;
Adaletsizlik hastalığı ehliyetsizlik hastalığından türemektedir! Ehliyetsiz kadrolar adaletin yok olmasının sorumlularıdır! “Allah size görevleri ehliyetli yetenekli kişilere vermenizi ve adaletle karar almanızı emrediyor” (Nisa 58) vb. ayet-i kerimelerin ve eşsiz önderimiz Hz. Muhammed (s.a) Efendimizin “Görevler, makamlar ehliyetsiz insanlara verildiğinde kıyameti bekleyiniz” vb. uyarılarına uymayanlar asla başarılı olamazlar! Ehliyet bir belge değildir! Ehil olmak, feda olmak için orda olmak demektir! Hazır olmak demektir! Ulubatlı, ehil bir kılıç ustası cengâver olmasaydı o surlar aşılır mıydı? Anka’lar, Milgem’ler, Siha’larımız ehil mühendislerde olmasaydı şimdi terörist kaçacak delik arar mıydı? Ser gazi işinin ehli olmasaydı Türkiye gemisinin dümenini dalgalı denize, gemide isyan çıkartmaya çalışanlar bir kısım mürettebata rağmen böyle başarılı kullanabilir miydi? Ehil olmak şarttır! Ehliyet elzemdir!
Haftaya nasip olursa konumuza devam etmek üzere sizleri Allah’u Teala’ya emanet ediyorum!
Salı akşamı saat 20:45’te Akit TV canlı yayını MİLLİ DİRİLİŞ programında bu başlıkları daha detaylı bir şekilde konuşmak ve görüşmek üzere inşallah!
Tatil olması dileğiyle cuma bayramımız mübarek olsun. Selam ve dua ile..