Senaryolar Sil Baştan
Yeni senaryoya göre ne olacaksa 2018’de olacak.
FETÖ’den bir hayır yok. İP’den de. Varsa yoksa PYD ve PKK.. Ekonomik kriz ve terör. “Erdoğan’dan kurtulmak, Türkiye’yi yola getirmek için şahinlerin çözümü bu. Topyekûn saldıracaklar. Yani “Topyekûn savaş” başlatacaklar.
Bu dünya derin devletin belli bir kanadının planı. Derin güçlerin birçok konuda olduğu gibi Türkiye konusunda da tek bir planı yok.. ABD’nin, AB’nin, NATO’nun geleceği ile ilgili de tek bir planları yok. Bu arada Türkiye tek başına bir ülke olarak görülmüyor.. Türkiye, İslam dünyası, Balkanlar, Kafkasya, Rusya, İran, “Ortadoğu”, İslam dünyası, Türk dünyası, Afrika ile ilgili senaryoların hepsinde dominant konumda olan bir ülke. Türkiye sorunu çözülmeden bu konuların hiçbiri çözülemez. Bu konu aynı zamanda NATO’nun geleceği ile ilgili bir konu.
En büyük senaryo FETÖ ve BOP senaryosu idi, o olmadı.. FETÖ önce BÇG engeline takıldı, sonra da AK Parti engeline. BÇG tasfiye edildi ama AK Partiyi ele geçiremediler.. Ve var güçleri ile saldırıyorlar.
PYD, PKK, FETÖ, DHKP-C, DEAŞ, hepsi birlik oldu. Ekonomik kriz çıkartmaya çalışıyorlar. Suriye ve Irak sınır bölgesinden tacizlerin artması sürpriz olmayacaktır. Ve tabi terör. ABD, AB ülkeleri, NATO, İsrail, kendi içlerinde farklı gruplar olmasa da, hepsi içinde aynı yöne bakanlar hep birlikte hareket ediyorlar Türkiye’ye karşı. Pentagon içinde askeri çözüm yanlılarının planları hazır. Bölgede bekleyişleri sürüyor. İlk işaret fişeğini PYD üzerinden çakacaklar sanırım.
Ama öte yandan bu kirli plan deşifre oldu. PYD, PKK, HDP içinde bu kirli oyuna alet olmak istemeyenlerin sesi her gün biraz daha yükseliyor. Kürt halkı bu işe destek vermiyor.
İP ısınma turları atarken, Kılıçdaroğlu ve ekibi, daha doğrusu CHP, AK Parti içindeki istifa krizini bahane ederek sahne aldı. FETÖ’cülerin sloganı ile saldırıyorlar. AK Partiye ve Erdoğan’a “Faşist ve diktatör” diyorlar.
Hani bazı belediyelerin üzerine gitmediği için bir yandan “yolsuzluklara göz yumuluyor” diye basıyorlar yaygarayı. Birilerine dokunmaya kalkınca da “Faşist oluyorsunuz, diktatör oluyorsunuz.
Hiçbir diktatörlükle yönetilen ülkede ya da faşist ülkede diktatöre ve faşiste bu şekilde hitap edilmez, edilemez.. CHP’li faşistler faşist görmek istiyorlarsa kendi geçmişlerine baksınlar. Ya da aynaya baksınlar..
“Tek adam”, “Ebedi şef” kimin icadıydı! “Tek Parti” kimin icadıydı. Parti programını anayasanın başlangıç maddesi yapanlar, herkesi buna bağlılık andı içmeye zorlayanlar kimlerdi. “Açık oy gizli tasnif” kimin icadı idi, “Varlık vergisi” neyin nesi idi, Hitler’in doğum günü partisine katılanlar, Hitler’le ortak ideallerden söz edenler kimlerdi. “Faşist İtalya’ya Selam” manşetini kimin gazetesi manşete çekmişti.
Sahi Mussolini’nin “terbiye diktatörlüğüne hayran” kadrolar kimin “Kadro”ları idi. Hani onlar “Anadolu yaylalarında, çıplak ayakları ile şaraplık üzüm ezen Normandiya köylülerini arıyorlardı” ya.
“Kara gömlekliler”imiz de vardı bizim hatırlarsanız.
İstiklal Mahkemelerini hatırlasanıza, avukat yok, savcı yok, temyiz yok, mahkeme kanuna göre karar vermiyor, mahkemenin kararı kanun sayılıyor. Çünkü mahkeme TBMM adına yargılama yapıyor.
İl başkanı hem vali, hem belediye başkanı.
Yasa deseniz, batıdan tercüme, tercüme hataları ile birlikte, alelacele gerekçesiz olarak meclise sevkediliyor ve müzakeresiz bir şekilde oy birliği ile kabul ediliyor.
Şimdi bu CHP kalkmış bize akıl veriyor. Cumhurbaşkanını faşistlikle suçluyor. Diktatörlükle suçluyor. Diktatör görmek istiyorlarsa Esad’a baksınlar, Sisi’ye baksınlar. Onlara gerek yok, aynaya baksınlar yeter. Halk CHP’yi tanıyor. Çok partili dönemden sonra CHP bir daha tek başına iktidar olamadı. İktidar ortağı olduğu dönemler de her darbe sonrası dönemlerdir. CHP’nin bu millete yaptıkları da öyle kolay kolay hafızalardan silinmeyecek.
Diktatör görmek isteyenler darbecilere bakabilir. Darbe dönemlerinden sonra kurulan ara rejim hükümetlerinde hem CHP’ye yakın Masonik isimler görev almıştır.
CHP’nin iktidar olduğu dönemlerde zulmetmedik ahali kalmamıştır. Halkın dini, tarihi, kıyafeti, kimliği, onu “o” yapan, onu başkalarından ayıran alamet-i farikalarının tamamı adeta düşman ilan edilmiştir. Camilerimiz ahır yapıldı. Eroin satıldı serbestçe, din irtica, dindar mürteci ilan edildi. Dinde reform planları yapıldı. “Ekmek karnesi” ile hatırlanan bir dönemdir CHP dönemi. Dersim’de, Doğu’da, Karadeniz’de, Ege’de, Maraş’ta olanları biliyoruz. Ve bunlar hâlâ çıkıp ortalıkta böyle laflar edebiliyorlar.
Batılılarda böyle idi. Kızılderilileri katlettiler, kara derilileri köleleştirdiler, sarı ırkı sömürdüler, havayı, suyu, toprağı kirlettiler. Savaş ve terörle, darbelerle dünyayı sömürdüler, ama utanmadan kalkıp bir de dünyaya hukuk devleti, insan hakları, demokrasi dersi vermeye kalkıyorlar. Oysa bunlar darbeye darbe, darbeciye darbeci diyemeyenler değil mi? Guantanamo, Ebu Gureyb bunların işi değil mi idi? PYD’ye, PKK’ya arka çıkanlar bunlar değil mi? DHKP-C’lilere arka çıkanlar, FETÖ’ye arka çıkanlar, onları himaye edenler bunlar değil mi?
CHP de onlardan. Onların içerideki uzantıları. Dün BÇG’nin arkasında saf tutuyorlardı, sonra Ergenekon’un avukatlığına soyundular, bugün FETÖ ile HDP ile kol kola yürüyorlar. CHP bu!
Bizim inancımızda, ırkçılık, faşizm, ilk haram, ilk günah, ilk laneti hakeden eylemdir ve şeytanın en keskin hilesidir. İlk faşist şeytandır ve günümüz faşistleri ise şeytanın suç ortağıdır. Faşizmi “bir terbiye diktatörlüğü” olarak görüp, “Faşist İtalya’ya selam” gönderenlerdir.
Bir arama motoruna “Kemalist Türkiye’den faşist İtalya’ya selam” yazın ve görsellerden aratın bakalım ne göreceksiniz! “Milli Şefimizle Führer arasında samimi tebrikler” ne demek!
CHP’li F.Rıfkı Atay, Hitler’in 50. doğum günü kutlamasından dönüşünde, Hitler’in kendini ve Mussolini’yi, Türkiye’deki rejimin talebesi olarak gördüğünüanlatarak bununla övünür.
CHP’lilerin hangi günahını sayacaksın ki! CHP’nin İstanbul’da Cumhuriyet Matbaasında bastırdığı, “Cumhuriyetin XV. Yıldönümünde Türk Gençliğinin Duygu ve Düşüncelerini” derlediği “Şeref Kitabı”nı Kılıçdaroğlu, Erdoğan’dan önce buldurursa hiç olmazsa biraz ders çalışır. Bir de 10. Yıl albümünü bulun, Osman Nuri Çerman’ın “Dinde Reform” kitabını çalışın biraz. “Türk’ün Yeni Amentüsü”ne bir göz atın isterseniz. Bulabilirseniz Behçet Kemal Çağlar’ın, Mustafa Kemal için yazdığı “Yeni Mevlid”i de gözden geçirin, biraz hazırlıklı olun ya hu! Sonra şecaat arzedeyim derken olan oluyor. Yine de siz bilirsiniz, konuşun konuşun, sinir bozucu olsa da heyecanlı oluyor. Bu vesile ile müsademe-i efkârdan barikayı hakikat neş’et ediyor. Selam ve dua ile..