Başımız Sağ Olsun!
Bazı zamanlar, hissettikleriniz sizi öyle etkiler ki ağzınızı bıçak açmaz olur. Bir şey söylemek eziyete dönüşür. Duygularınız düşüncelerinizi felç eder. Ne söyleyeceğinizi, ne düşüneceğinizi, neye üzüleceğinizi şaşırırsınız. Yakın tarihin en büyük, en yıkıcı depremini canlı canlı takip ederken kendimi böyle bir haleti ruhiye içinde hissediyorum. Son derece üzgünüm, yüreğim acı içinde. Kafam, ruhum allak bullak olmuş durumda.
Sayısını bilmediğimiz kadar insanımız göçük altında yaşam kavgası veriyor şuan. Enkazdan çıkarılan on binler yaşam mücadelelerine hastanelerde devam ediyorlar. Açıklamalar yapılıyor, sayılar veriliyor, soğuk iliklere işliyor ve insanlar ölüyor…
Acının bu kadar taze olduğu zamanlarda olabilecek en lüzumsuz, en can sıkıcı şey, bilgiççe yapılmış sosyal-siyasi analizlerdir. O yüzden lafı fazla uzatmayı gereksiz görüyorum. Sağlığı olan kan versin. Maddi gücü olan yardımda bulunsun. Uzman olan konuşsun, olmayan sussun! Gün omuz omuza verme, birlik olma, imkanları seferber etme günü. Bugün, kimin elinden ne geliyorsa, onu yapmakla mükellef olduğu gün...
Ne kadar üzgün olduğunuzla ya da siyasi hıncınızla alakalı paylaşım yapmak, ya da “hesaplaşmak” açısından yanlış zaman. Sosyal medyada falan olabildiği kadar az paylaşım yapmak, iletişim kanallarını meşgul etmemek en doğrusu.
Bırakalım, krizi yönetenler ve uzman kurtarma ekipleri işlerini rahatça yapsınlar. Merdan Yanardağ gibi siyasi nefreti patolojik hale gelmiş muhaliflerin, şu sıkıntılı zamanda, süreci provoke etmek için söyledikleriyle de hukuki yollarla hesaplaşılsın.
Allah insanımıza, memleketimize rahmetiyle muamele etsin. Hayatını kaybedenlerin günahlarını affetsin. Göçük altındakilerin sağ salim ve tez zamanda çıkarılmalarını nasip etsin. Yaralılara acil şifalar ihsan etsin. Milletimizin başı sağ olsun…