BİR YARGI ÜYESİ VE AÇILIM
Ülkemiz son zamanlarda eşi benzeri görülmemiş bir toplumsal taarruz altında bunaltılmaktadır.Bir taraftan neyi savunduğunu bilmeyen ve neye hizmet ettiğini bilmeyen akademisyen,sanatçı vs vs tiplemelerinden oluşan 63 ler ordusu,bir taraftan iktidar ve paraya teslim olmuş basın ordusu (çok azı gerçekten gazetecilik ve yayıncılık ilkeleri ile hareket edenleri istisna tutuyorum) ve gücün yanında sarhoş olmuş bir halk kitlesi.
Yıllardır devam eden silahlı saldırı ile ülkeyi bölme projesi kısmen silahsız ama tamamen medyatik ve sosyal bölme projesine dönüştürülmektedir.Fakat bu ülkede elini vicdanına koyabilen ve ülkesini savunma refleksi gösterebilen insan sayısının hiç az olmadığı her geçen gün su yüzüne çıkmaktadır.Toplum, vatan,millet ve bayrak savunmasını yapması gerektiğinde ,yaptığını göstermeye başlamıştır.
Ekranlarda gözlemlediğim neredeyse tüm yalakalar ne yalamışlar bilemem ama ülkenin demokrasi ve barış adı altında bölünme çabasında birbiri ile canhıraş yarışmaktalar.Heveslerinin kursaklarında kalacağını vatandaşın gösterdiği refleks ile gördüklerinde ise daha çirkinleşmekteler.Bunun arasına arada başkanlık sistemi sosu ve lakırdısı sokarak hem sistemi değiştirmek hem de terör örgütü başı Öcalanı serbest bıraktırma peşine düşmüşlerdir.
Daha dün bir lokantada karşılaştığım ve kendisini hiç tanımadığım bir Yargı üst üyesinin açılım sürecini katıksız savunması ve ‘ kan dursun da nasıl durursa dursun’ lafı kanımı dondurmuştur.Kendisine ben bu süreci’vatan satma ile eş anlamlı görüyorum’ deyince ise ne kadar celallendiğini gördüm ve şaştım.Bir Yargı üst üyesi nasıl olurda bu ülkede teröristlerin planını bu kadar benimserdi.Arkasından bir örnekle açıkladım.’Sizin bir işletmeniz var ve adamın biri sizi silahla tehdit edip almak istiyor,siz vermiyorsunuz.Sonra adam silah kullanarak baskı kuruyor ve bir ara kardeşinizi öldürüyor.Siz sonunda tamam al işletmem senin olsun ve kardeşimin kanı helal olsun ve ben seni affettim yeter ki benim canımı bağışla ve işletmemi de al helal olsun mu’? mu dersin diye söyleyince, yine celalliği arttı ve ‘ne alakası var ben ülkeye barış gelsin istiyorum’ ifadesi ile cevap verdi.Ben ise içimden ‘yazık ülkemin düştüğü duruma bak, yargının en üst düzey üyelerinden biri özel bir sohbette çekinmeden terör örgütünün planları ile hiç de çelişmeyen ifadeler kullanıyor’ dedim.Bu zamana kadar anlaşılan kendisine Yargının en üst üyelerinden birinin üyesi olduğu için kralın çıplak olduğunu kimse söyleme cesaretinde bulunmamış.Bu cesareti ben gösterince şaştı kaldı.Ben niye bu cesareti gösterdim? Tabii ki konu vatan ise akan dereler durur ya da durması lazım.
Her geçen gün televizyon ve gazeteler de aynı tiplerin vatan satma hikayelerinden midem bulandı bari tipleri değiştirin de aynı satışın tezgahtarları değişsin ben kanmam ama güce kananlar daha motive olur.Tüm vatandaşların bu barış adı altındaki vatan pazarlaması sürecinden erken uyanması dileğiyle kişisel ve partisel mücadelemiz devam edeceğini belirtmek isterim.Tüm vatanperverlere selam olsun.