Burhan OKUTAN

Burhan OKUTAN

CHP, DERSİM’DE BOĞULUR MU?

CHP, DERSİM’DE BOĞULUR MU?

Dersim katliamını yüksek sesle gündeme taşıyan CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün ve bu öneriye destek veren CHP’li diğer vekiller var. Ardından AK Parti’den Mehmet Metiner de partisi adına destek verdi.

CHP, “Dersim” meselesinden alnının akıyla çıkabilecek mi?

 Bu meselede “parti içi demokrasinin işletilmesi” zor gözüküyor.  Zira CHP içinde “Dersim Katliamı araştırılsın” önerisinde bulunanlar, partinin en etkili isimleri tarafından konunun mahremiyeti noktasında ikna edileceklerdir…  

Bu sorun, “aile içi bir sorundur” deyip mahremiyet atfedeceklerdir…

Bu aile içi sorun CHP açısından o kadar çıkmaz sokak ki;  ya CHP “günah galerim bu diyecek ve siyaseten tövbe edecek” ya da tarihi gerçekleri “inkâr” edip yoluna devam edecektir.  

“Dersim Katliamı CHP iktidarında oldu ve bu katliamdan Mustafa Kemal’de haberdardı” savıyla hareket edenler; “haberdar idiyse suça ortaktır, değil idiyse gaflet ve delalet içindedir” ikilemini nasıl izah edecekler, doğrusu merak ediyorum!

“CHP Alevi Partisi oldu” eleştirileri günbegün yükseldiği bu dönemde, CHP Genel Başkanı’nın Alevi olması da bu sorunun çözümünde dezavantaj olarak karşılarına çıkar.    

Meseleye Aleviler açısından baktığımızda, bu güne kadar sergiledikleri “Kemalist” tutumla yeni açılımı nasıl bağdaştıracakları merak konusudur.     Stockholm Sendromu kolay kolay biteceğe benzemiyor…  

AK Parti cenahından Mehmet Metiner’in “CHP kendini Dersim konusunda hazır hissediyorsa Dersim için tarihsel yüzleşme ve özür faslını harekete geçirebiliriz” teklifi aslında bu meselenin günümüz CHP meselesi olmadığını, “devlet meselesi” olduğunu ima etmektedir.

CHP’nin handikabı ise; kendilerini “Cumhuriyeti kuran parti” olarak nitelemeleri ve bir türlü çok partili sistemin parçası olarak kendilerini görememeleridir.   

CHP’li “elitist” kesim, Cumhuriyeti ayakta tutan yegâne unsurun halkın kendisi olduğunu içselleştirememekte ve diğer partilere karşı kendilerini imtiyazlı saymaktadırlar. CHP’li Muharrem İnce’nin “Biz İçişleri Bakanlığı’na dilekçe verilerek damga puluyla kurulmuş bir parti değiliz” sözü “boyalı çizmelerle yapılan siyasi kibrin ve gururun” ifadesi olarak karşımıza çıkar. Halka nasıl fildişi kulelerinden baktıklarının aleni göstergesidir.  

Cumhuriyet; “halkın bir kazanımı” değil de “halka tepeden bahşedilen bir sistem” olarak gördükleri için “siyasi kibir ve gurur” bu partinin kaderi olmaktadır. Tablo bu olunca da AK Parti’nin Dersim meselesinde çözüm daveti havada kalacaktır.

CHP, “damga puluyla kurulmuş” bir parti olmadığı, bu sebeple bir dönemin tek parti yönetimi uygulamalarından birinci derecede sorumlu olduğu için Dersim meselesinin çözümünde rol almayacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
1 Yorum
Burhan OKUTAN Arşivi