Çocuklarda kıskançlık
Değerli okuyucular, kıskançlık çocuğun güven duygusunu ve özgüveni tehdit eden bir hayalet gibidir. Çocuk bu duyguyla, ilk kez, küçük kardeşini annesinin kucağında gördüğü zaman tanışır. Artık “annemin şefkatli kollarında ben yokum o var” diye düşünür. Herkes az da olsa mutlaka kardeşini kıskanmıştır, bu zor duyguyla baş etmek zorunda kalmıştır.
Dr. Carl Rogers’a göre kıskançlık, çekememezlik gibi duygular güvende hissetmek, onaylanmak, sevgi ihtiyacının karşılanması gibi hayati bazı ihtiyaçların karşılanamamasının doğurduğu ikincil sonuçların yansımasıdır aslında… Henüz 1 yaşını doldurmamış çocuk dahi, bazen yeni kardeşinin doğmasıyla odasının haksız bir şekilde gasp edildiğini düşünebilir.
Kıskançlık bazen küçük kardeşe duyulabileceği gibi, büyük kardeşe de yönelebilir. Bazen de okul değişikliği, bir yerden başka yere taşınma, farklı bir öğretmen, çocuğun kıskançlık hislerini ortaya çıkarabilir.
Çocuklarda kıskançlık belirtilerine değinelim;
*Çocuk sinirli ve gergin olmaya başlar, davranışları değişir. Anneler bu durumu şöyle dile getirirler: “Ne oldu böyle anlayamıyorum, birden sanki farklı bir çocuk oldu.”
*Bundan sonra ne olacağını bilemediği için kendini korunmasız hisseder.
-Düşüncelerinin önemsenmediğini, kimsenin onu anlamadığını düşünür.
*Her şeyin kendisinden gizlendiğini, kimsenin ona değer vermediğini düşünür ve “Zaten kimsenin umurunda değilim” diye düşünmeye başlar.
*Bazen ne kadar seversek sevelim, daha çok sarılmaya şefkat gösterilmeye, olduğu haliyle sevilmeye ihtiyacı vardır.
*Çoğu şey için kendini suçlar, dışlanmış hisseder. Evde olumsuz bir durumla karşılaştığında kendini boş yere suçlar.
*Anne yeni doğan bebekle ilgilendiğinde, ilgiyi üstüne çekmek için her türlü tuhaf davranışı yapabilir.
-Ruh hali çok sık değişir, bir bakarsınız kahkahalar atarken, bir bakarsınız en küçük bir istediği olmayınca öfke nöbetleri geçirebilir; tırnak yiyebilir, yemeğini üstüne dökebilir, parmağını emebilir, altına kaçırabilir. Bebekmiş gibi sesler çıkarabilir.
Oyun terapisine gelen Eda 5 yaşındaydı, terapi merkezine ağlama nöbetleri, kardeşini kıskanma bazen ona zarar verme, istediği olmayınca bağırarak ağlama, gece korkuları gibi sorunlardan dolayı gelmişti. Anne baba ile yapılan ilk değerlendirme seansında ortaya çıktı ki; Eda kardeşi doğduktan 2 ay sonra bir anaokuluna tam gün olarak verilmişti. Eda’nın kardeşi çok ağlayan, gazlı bir bebekti. Anne baba da biraz olsun rahatlayalım, hem kızımızın da kafası dağılır, yeni arkadaşlıklar kurar, oyunlar oynar diye kızlarını anaokuluna vermişlerdi. Bu durum da Eda’nın kendini daha çok dışlanmış hissetmesine ve kardeşini daha fazla kıskanmasına yol açmıştı.
Kardeş kıskançlığı yaşayan çocuğunuzun size güvenmesi çok önemlidir. Ona kendi duygularınızdan ya da özdeşim kurabileceği deneyimlerinizden söz edebilirsiniz. Örneğin şöyle diyebilirsiniz; “Bir zamanlar benim de başımdan buna benzer bir şey geçmişti… gibi.” Bu sayede o da kendi yaşadıkları ile sizin yaşadıklarınız arasında bağ kuracak ve size güvenmeye başlayacaktır.
Kardeşini kıskanan çocuğunuza karşı sevginizin eşit olduğunu göstermeye çalışmak yerine, her çocuğa birbirinden ayrı olarak sadece kendisine özel bir sevgi duyulduğunu göstermek daha doğru olacaktır.
Çocuğa yeni konumunu ve ayrıcalıklarını anlatın. Aile içindeki değişikliklerin ardından onun ailedeki yeni konumunu anlatın. Ondan beklentilerinizi ve yeni görevlerinin ne olduğunu anlatmak yerine, aile içinde her zaman önemli ve ayrıcalıklı olduğunu ona hissettirin.
Ailenin bütün olduğu duygusu herkes tarafından hissedilmelidir. Bunun için tüm ailenin birlikte yapabileceği gezinti, piknik, alışveriş, film izleme gibi etkinliklere yer verilmelidir.
Kardeş kıskançlığında, düzenli olarak yapılan oyun terapisi seanslarıyla çocuklar olumsuz deneyimlerini, başa çıkamadıklarını, yaşadıkları sorunları, ifade edemediklerini, risk alabilecekleri korunaklı bir alanda deneyimleyebilme ve çözümleyebilme becerilerini geliştirirler.
Çocuklarınızı özgüvenli mutlu yetiştirebilmeniz duasıyla Allah’a emanet olunuz.