Evet, zehirledi! Yine yapacak..
Filistin'in efsanevi lideri Yaser Arafat'ın mezarı açıldı. Sekiz yıl önce ölen, ölüm raporu gizlenen, ölümü üzerine şaibeler gün geçtikçe daha da büyüyen Arafat'ın naaşından DNA örnekleri alınacak, ölüm sebebi belirlenecek, zehirlenip zehirlenmediği kesinleştirilecek.
Tıpkı Turgut Özal'ın zehirlenme iddiaları gibi. Mezarının açılıp örnekler alınması gibi..
Kıyafetlerinde yüksek oranda polonyum maddesine rastlanması Arafat'ın suikastle öldürüldüğü iddialarını güçlendirdi. Tuhaflığa bakın ki, Filistin liderinin ölümü hakkındaki bilgileri gizleyen eşi ve Fransız tıp otoriteleri, bu sefer mezarın açılmasına öncülük etti.
O günlere dönelim.
Arafat'ın resmi ölüm tarihi 11 Kasım 2004, sabah 04:30 olarak açıklandı. Paris'te, 75 yaşında öldü. Oysa 7 Kasım'da hayatını kaybetmişti. Ölüm tarihi neden gizlendi, kim gizledi açıklığa kavuşmadı. O zamanlar, Filistin'de karışıklıktan çekinildiği için böyle bir tedbir alındığı düşünüldü.
Hastalığı teşhis edilemedi. Ölüm sebebi de belirlenemedi. Aslında açıklanmadı. Fransız tıp otoritelerinin ölümü hakkında hazırladığı 558 sayfalık rapor gizlendi. Sadece, "damarlarında kan pıhtılaşması tespit edildi" açıklaması yapıldı.
Ölümünden iki gün sonra, yani 13 Kasım'da, bu köşede Filistin liderinin aslında zehirlendiğini yazmış, şu ifadeleri kullanmıştık:
Sağlık durumu ve tedavi şekli soru işaretleriyle dolu. Hastalığı teşhis edilemedi. Filistin halkı zehirlendiğine inanıyor. Bazı kaynaklar, Fransa'ya götürülmeden önce zehirlendiğini, kanına karışan zehrin yavaş yavaş etki ettiğini ve onu komaya soktuğunu ardından da öldürdüğünü belirtiyor…
İsrail istihbaratı tarafından Ürdün'de kulağına zehir akıtılarak zehirlenen, zamanın Ürdün Kralı Hüseyin'in ısrarı sonucu İsrail'den panzehiri getirilip kurtarılan Halid Meşal de Arafat'ın zehirlendiğini açıkladı. Meşal'e suikast girişiminde bulunun Mossad mensupları yakalanmış, Ürdün Kralı; "panzehir getirilmezse bu kişilerin idam edileceğini" açıklamış, panzehir öyle gelmişti.
Arafat'ın ölümünden on dört ay önce, Ehud Olmert şöyle diyordu: "Soru nasıl yapacağımız. Sürgün bir seçenek, öldürmek de bir başka seçenek.."
Aynen öyle oldu. Arafat tecrit edildi. Dışarı çıkması yasaklandı. İsrail askerleri kaldığı yere kadar girip korumalarının kafasına kurşun sıktı. Filistin lideri, dört duvar arasına hapsedildi. Sonunda hapsedildi, ağırlaşınca Fransa'ya götürüldü ve öldü.
Zehirlenmişti… Zehir yavaş yavaş onu güçten düşürdü. Yüzünde, vücudunda lekeler oluşmaya başladı. Hızla zayıfladı ve öldü.
O, George Bush ile Ariel Şaron tarafından öldürüldü. Tıpkı Şeyh Ahmet Yasin gibi. Şeyh Yasin suikastinden birkaç gün önce, Şaron'un çiftlik evinde Ürdün Kralı ile Şaron arasında yapılan gizli görüşmenin, Arafat'ın zehirlenmesiyle ve Filistin liderlerine yönelik suikastle ilgisini tarih gösterecektir.
25 yıl Arafat'ın özel doktorluğunu yapan Eşref El Kurdi'yi dinleyelim: "Eğer bir Müslüman belirsiz bir sebepten ölürse otopsi zorunludur. Bence Arafat ölümcül bir zehirle öldürüldü. Bunun için otopsi yapılmadı."
"Son altı ayında Arafat'a çok sayıda AIDS testi yaptım. Hiçbir test pozitif çıkmadı. Dudaklarındaki ve ellerindeki titreme dışında hiçbir sağlık problemi yoktu, iddia edildiği gibi Parkinson hastası da değildi.
Arafat'ı ölümünden 16 gün önce gördüm. O an zehirlendiğini anladım. Yüzünde kırmızı parçacıklar vardı ve derisi metalik sarı renge bürünmüştü. Paris'e götürülmeden önce, Amman'da onu son kez canlı gördüğümde, vücut ağırlığının yarısını kaybetmişti. Kızıllıklar bütün yüzünü kaplamıştı ve sapsarıydı. Ramallah'ta zehirlendiğini ve yavaş yavaş öldüğünü söylemişti." Doktoru zehirlendiğini o günlerde zaten söyledi. Arafat da zehirlendiğini söylemişti.
Bunları neden hatırlattım:
1- Arafat'ın mezarı açıldı, zehirlenme iddiası genel kanaate dönüştü. Elbiselerinde bile zehirli maddelere rastlandı.
2- Benzer biçimde Turgut Özal'ın da mezarı açıldı, naaşında zehir örnekleri tespit edildi. Tartışma devam ediyor.
3- Ölüm raporunu gizleyen Fransa ve otopsi istemeyen ailesi şimdi mezarının açılmasına öncülük ediyor.
4- İsrail, suikast politikasına yeniden başladı. Benzer örneklerin yaşanmasından endişe duyuyorum.