Evlilikte istihare ne kadar bağlayıcıdır?
Evlilik kararını verirken istiharede hayır gözükmeyince kesinlikle uyulmalı mı?
Karşılıklı olan bir sevgi bu yüzden bitti. Çok üzülüyorum. Karşı taraf istihareye yatmış. Konuşurken birden soğuk davranınca itiraf etti. Benden üç yaş küçüktü ama çok aklı başında, olgun, dindar ve efendi biriydi. (Rumuz: Feyza)
İstihare, Peygamberimizin güzel bir tavsiyesidir. Bir duadır, yapmayı istediğiniz bir işin hayırlı olmasını Allah'tan istemektir.
Evlilik öncesi evliliğin hayırlı olup olmadığını "test etmek" için Peygamberimizin öğrettiği istihare duasını okur.
Duanın manasına bakıldığında, "Allah'ım, bu iş benim için hayırlısı ise nasip et, değilse nasip etme" anlamında cümleler vardır.
Duadan sonra o kişiyle evlenmeniz sizin hayrınıza ise kalbinizde ona karşı bir istek oluşur. Fakat uygun değilse, ona kalbiniz yatmaz, içiniz ısınmaz, olumlu bir düşünce oluşmaz.
İstihare duasını okuduktan sonra rüyasına yatmak şart değilse de bazı âlimler "Rüyada güzel, müjdeli ve aydınlık şeyler görülürse hayra alamettir; çirkin, kötü ve korkulu şeyler görülürse şerre alamettir" demişler.
Ancak rüya hiçbir zaman hüküm içermez, rüyaya göre karar verilmez. Çünkü bazen insan kötü bir rüya görür, fakat güzel çıkabilir, bazen de iyi görülen rüyaların kötü çıkma ihtimali de vardır.
Rüyaya göre karar vermeyin!
Bunun için rüyalara bel bağlamak, rüyaya göre hareket etmek doğru ve isabetli olmaz.
Mesela, Peygamberimiz Uhud Savaşı öncesi rüyasında ordusunun kayıplar yaşayacağını gördüğü halde, savaş kararını sahabilerle yaptığı ortak görüşme sonunda vermiştir.
Bunun için en iyisi, evlilik kararını aile meclisinde yapılan görüşmeler sonunda vermektir.
Yoksa "Rüyayı iyi gördüm, iyidir; kötü gördüm hayırlı değildir" demek hatalı bir yaklaşım olur.
Peygamberimiz her işte istişare edilmesini tavsiye etmiştir. İstişare, danışmadır, konuyu ilgililerle, bilenlerle oturup konuşmaktır.
"İstişare eden asla kaybetmez" buyuran Peygamberimiz, evlilik konularında özellikle kızın annesiyle istişare edilmesini istemiştir.
Aile içinde yapılan istişareler, görüşmeler, konuşmalar ve incelemeler istihareyle aynı istikamette olursa, ona göre karar verilir.
Sözünü ettiğiniz kişi yanlış yapmış, hatalı karar vermiş.
Diğer yandan vazgeçmek için "istihareyi" bir bahane olarak ileri sürmüş de olabilir. Üzülmenize gerek yoktur. Kısmetinizde olsaydı çok küçük bir sebep evlenmenize yeterli olabilirdi.
Evlilik Allah tarafından mı yazılıdır?
Benim sorum şu: Evlilik Allah tarafından mı yazılı, yoksa rastgele arayınca mı oluyor? (Rumuz: Kaderim)
Hem Allah tarafından yazılıdır hem de arayınca bulunur.
"Nasıl mı?" derseniz, biri diğerinin alternatifi ve tersi değildir.
Evlenmeye karar verince bir araştırmaya girersiniz. Kendinize uygun bir adayı belirlersiniz. Konuşur, karar verirsiniz.
Sizin bu kararınızı da Allah yazar.
Aslına bakarsanız, kiminle evleneceğiniz kaderinizde yazılıdır ve bellidir. Yani Allah sizin kiminle evleneceğinizi bilir ve yazmıştır.
Fakat bunu sizin iradenizi, aklınızı, seçiminizi ve tercihinizi kullanmama anlamına gelmez.
Siz hiçbir şekilde evlilik girişiminde bulunmazsanız, evlenmeyi istemezseniz, Allah sizin evlenmenizi zorlamaz. Diğer bir ifadeyle Allah'ın kendi ezeli ilminde bilmesi sizin elinizi kolunuzu bağlamıyor.
"Ben kaderin mahkûmuyum, benim bir şey yapmama gerek yoktur, kaderimde, kısmetimde ne varsa o olur" diyemezsiniz.
Kaderin tecelli etmesine, Allah'ın dediğinin olmasına sizin iradeniz, isteğiniz ve tercihiniz bir şart olarak devreye girer.
Şayet kader sizi zorlasaydı, elinizde hiçbir şey olmasaydı, o zaman yaptıklarınızdan, ettiklerinizden sorumlu olmazdınız ki, bu da aklın devreden çıkmasıdır, insanın bir ağaçtan farklı olmamasıdır.
Oysa insan her fiilinden sorumludur, her davranışının, neyi niçin yaptığının hesabını verecektir.
Zaten insana akıl ve iradenin verilmesi, onu sorumlu tutmak içindir. Aksi takdirde her şey altüst olur, hiçbir şeyin anlamı kalmazdı.