İslam Ümmeti, isyan ümmetine döndükten sonra ahlaki değerlerimizi yitirdik! Hukuk, adalet, sevgi, saygı, emanet, sadakat, merhamet ve ahlak başımızın tacı iken şimdi ayaklarımızın altında sürünüyor! 

Eş hukuku, aile hukuku, komşuluk hukuku, kardeşlik hukuku, tüm insanların şeref ve onur hukuku ve diğer vs. hukuklar; zulme, zanna, gıybete, yalana, dijital yalanlara, sanal algılara, rezil twitlere, iftiraya, kumpaslara,  soygunlara ve talanlara kurban edildi! 

“Kadının beyanı esastır!” gibi haksız uygulamalar nice ocaklara incir ağacı dikti! Nice canlar yandı ve nice insanlar yaşarken iftiralarla, kumpaslarla onurları katledildi! 

Dostlarının yanına çıkamaz hale getirildiler! 

Uçurumun kenarına itildiler! Ötekileştirildiler!

İşte bu tür iftira ve yalan bombardımanıyla şerefiyle oynanan ve 25 Eylül 1999 yılında intihar eden Hafız Şerafettin Yardımedici Hocamızı unutmadık!  Arena adlı programda bu mazlum kişi “Büyücü Hoca” olarak tüm Türkiye’ye lanse edilmiş ve yine aynı kişi hakkında, hanımının  vefatından sonra evlenmek niyetiyle halka açık bir yerde bir hanımefendi  ile tanışmak için buluşma anlarını; sanki zina anında suçüstü yakalamışlar gibi çarşaf çarşaf meşhur iftira kanalizasyon fitnevizyonları  “Arena“  Programında ahlaksız cümlelerle yayınlamış ve 69 yaşında girdiği bunalım sonucu meşhur Hafız Şerafeddin Yardımedici şakağına sıktığı tek kurşunla intihara itilmişti!

Yardımedici’ye yapılan iftira kumpası şeytanlaşmış ahlaksızların eliyle halen devam etmektedir! Bunlar şantajcı, montajcı ve iftiracıdır!

Bu kurbanlardan biri de yine içimizden biridir! Bir zamanlar; kalemiyle zulme karşı kükreyen Malatya’nın evladı Merhum Hüseyin Üzmez abimizdi! Allah (cc) rahmet etsin! İftiralar neticesinde çektiklerini günahlarının kefaretine vesile kılsın! Makamını sevenleriyle Cennet eylesin!

Günümüz Abdullah İbn-i Sebe’lerinin Fetönyahu kumpası neticesi 14 yaşında kıza tecavüz iftirasıyla bir gece vakti tutuklandı! Ahlaksız medyanın yalan yayınlarının etkisiyle müfterilerin kurbanı abimizden uzaklaştık! Aleyhinde de konuşuldu! Gerçeği de bilmediğimizden abimizi savunamaz hale düşürüldük!

Ta ki geçen hafta www.habervakti.com sitesinde yayınlanan merhumun Savunma Avukatı Bülend Demir kardeşimizi Akit TV’deki tecavüz edildiği iddia edilen kızın adli tıp ve diğer Devlet Hastahanesinin resmi raporuyla bakire çıkması ve kızın da ağlayarak yalan söylediğini itiraf ettiğini ve tek şahit olan annesinin de cezaevinde öldürtüldüğünü içeren konuşmasını ağlayarak dinlediğimizde şoke olduk! Gerçekleri o zaman öğrendik! Nasıl da kandırılmışız! Nasıl da yalandan, iftiradan etkilenmişiz! 

Tüm lehte delillere ve tecavüze uğradığı iddia edilen kızın mahkemede “yalan konuştum, iftira attım” itirafına rağmen Hüseyin Üzmez 16 yıl hapse mahkûm oldu ve 83 yaşında iftiranın kurbanı olarak Cezaevinde Hakk’a yürüdü!  

Merhuma sadece vefakâr hanımı yengemizle, avukatı Bülend Demir Bey inanarak sahip çıktılar!

Homoseksüel ve lezbiyenliği çağdaş gören ahlak, namus ve şereften yoksun çetelerin her duruşmada havlamaları, ağır hakaret ve yumurta yağmuruna rağmen Merhuma sahip çıktılar!

Biz Müslümanlar ise; “Ey iman edenler! Eğer bir fasık (harama ve yalana meyilli şahıslar, oluşumlar ve yayın organları) size bir haber getirdiğinde o haberi etraflıca araştırın’ (her anlatılana hemen inanıp kanmayın). Yoksa bilmeden (ve yanlış yönlendirme sonucu), bir kavme (ve toplum ve kesime) karşı kötülükle sataşıp (haklarına tecavüz etmiş duruma düşersiniz) de ardından bu işlediklerinize pişman oluverirsiniz. (Hucurat S.6)” İlahi Mesajına rağmen ahlaksız ve soysuzca algı operasyonlarını yöneten müfterilerin oyunlarına geldik.  Hâlâ da ölü kardeşinin etini yemekten daha günah olan zan, gıybet ve iftiralarla kardeşlerimizin şeref ve onurlarını yok etmeye devam ediyoruz! 

Allah hepimizi affetsin!

Onlarca Sivas, Selam Örgütü, binlerce Fetözede ve nafaka mahkûmuyla KHK ve genç evlilik mağduru kardeşlerimiz Merhum Hüseyin Üzmez gibi iftira, yalan, şantaj mağdurları ve mazlumlarıdır! Devletinden analık merhametiyle hürriyetlerine ve haklarına kavuşmayı bekliyorlar! 

Allah hepimizi affetsin!

“Fitne, öldürmekten daha kötüdür’’ (Bakara S.191) (Yani zalimlere ve hainlere yalancılara, iftiracılara fitne ve fesatlık imkânı ve iktidarı vermek, hayırlı bir hizmet ve hareketi bölmek ve engellemek kişiyi ve toplumu öldürmekten veya öldürmek için savaşmaktan daha şiddetli-tehlikeli sonuçlar doğurur!) İlahi ihtarına aldırış etmeden mazlumlara mazlum katmaya devam edilen bir fitne asrındayız! 

Allahımızın hepimizi affetmesini istiyorsak; Yalan ihbar ve itirafta bulunan müfterilerin cezalarını yasalarla acilen artırılmalıyız! Binlerce mazlum ve mahkûma kendimizi affettirmek ve helallik alabilmemiz için acilen kapsamını yukarıda belirttiğimiz mağdurlarımıza yönelik af yasasını çıkarmalıyız!

Vefat eden mazlum ve mağdurlar adına maddi ve manevi iade-i itibar kararlarıyla ailelerinden özür dileyerek helallik almalıyız!

“Beraatı zimmet esastır!” İslamî ve insanî ilkeye rağmen, ihbarları veya kendisini kurtarmak için yapılan itirafları iyice araştırmadan yeterli delilleri toplamadan suçsuz insanları yargı önünde sanık yapma zulmünü artık terk etmeliyiz!  

‘’Önce tutukla sonra yokla’’ zulmünü bırakıp ‘’önce yokla sonra tutukla’’ adaletine acil dönmeliyiz!

Yüce Nizamımız İslam’ın ışığında ilim, irfan ihsan, infak ve güzel ahlak sahibi din ve vatansever nesil yetiştirme seferberliğine artırarak devam etmeliyiz!

Aksi halde yalanlarla, iftiralarla, haksız nafakalarla nice Hüseyinlerimizi Üzmeye,  ağlatmaya ve nice mazlumların ahlarını almaya devam edeceğimizi unutmayalım!

Ve unutmayalım ki; bu sihirbaz medya ve sosyal medya algı operasyonlarının acımasızca devam ettiği çağımızda hepimiz; olası “Çamur at, tutmazsa izi kalır” mağduru adayıyız! HafazanAllah! Allah (c.c), hepimizi sadık ve salihlerle beraber eylesin!  Müfterilerin ve tuzak kurucu hasetçilerin şerlerinden emin eylesin!