HER ŞEYE MUHALİF OLMA HASTALIĞI
Zaman zaman Ak Parti için “sol bir parti” nitelemesi yapanlar var. Kendilerini sosyal demokrat bir partinin uhdesinde hissedenler, “tekel kırılmasına uğrarız” endişesiyle bu nitelemeye karşı çıkıyorlar.
Aynı şekilde yine Ak Parti için “Amerikanvari muhafazakâr sol” dendiğinde alınganlık gösterenler var.
Meseleyi “ideolojik” boyutta algılayanlar olabilir. Olsun, bu da onların heyecanıdır der ve geçeriz. Ancak, Ak Partiyi algının ötesinde gerçekler üzerinden bir analize tabi tutarsak, mevcut siyasi partiler içerisinde “sosyal demokrat anlayışa en yakın parti” dedirtecek icraatları görüyoruz.
Sağlıkta, eğitimde, üretimde, hayatın birçok alanında…
Mesela en son Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “yükseköğretimde öğrenim harçları kaldırılacak” müjdesi, gerçekleşmesi halinde devrim niteliğinde bir icraat olacaktır. Umarız daha önce orta öğretimdeki “bedava kitap” uygulamasında olduğu gibi “zengin ebeveyn çocukları da bu haktan yararlanacak” komedisi yaşanmaz. Tıpkı boğaz köprüsü inşasında “bu köprüden zenginler geçecek” diyen propagandistlerde olduğu gibi…
“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz”; yani icraatın nedir, ona bakılır. Ak Parti’ye kuru kuruya muhalefet ederken komik duruma düşmek...
Ak Parti, halkın sosyoekonomik taleplerini “yapılabilirlilik” ölçüsünde karşılıyor. Bu, aynı zamanda halkın duygu dünyasıyla barışık oldukları için “aksayan hizmetleri de tolere etme” gibi bir avantajı da sağlıyor. Tayyip Erdoğan, “karşılıklı güven” esasına dayalı bir politika izliyor. Halkın ihtiyaçlarını “siyaset diline dökebilen” 4+4+4’lük bir başbakandan bahsediyoruz…
Ak Parti’ye “Amerikan Solu, muhafazakâr Sol, Türkiye solu” diyenler var…
Tayyip Erdoğan için “otoriter, diktatör, despot liderdir” diyenler de var…
Derler. Çok şey derler. Ama ne derlerse desinler; bu, Ak Parti’ye verilmiş %50’yi aşkın halk desteği gerçeğini değiştirmiyor.
Eğer Ak Parti, “halkın taleplerini görmezden gelmek veya ötelemek” gibi bir politik çizgiyi hedef belirleseydi, %50 gerçeğine ulaşamazdı. Ak Parti “nimet” ve “külfet” paylaşımında geniş kesimleri ihmal etmez ve muhalefet partileri de ayni üslupla muhalif olmaya devam ederlerse Ak Parti açısından sorun yok, durmak yok yola devam…
“Her şeye muhalif olma” gibi çatışmacı bir siyaseti halkımız benimsemiyor. Bu siyaseten “marazi” bir durumdur.
Yıkıcı değil; yapıcı, ihya edici bir siyaset anlayışı geliştirilmesi sosyal demokratlığın olmazsa olmazıdır.
Kalın sağlıcakla.