Tek Kayıp Bikoko
Her yıl olduğu gibi bu sezon da umutla beklediğimiz, yeni bir kadroyla yola çıkacağımız TFF 1. Lig’de şampiyonluğun en güçlü adayı biziz.
Buraya kadar her şey tamam. Tabiki geçmiş yıllarda sportif anlamdaki başarısızlık taraftarı tamamıyla takımdan uzaklaştırıyor gibi... Onun için kalıcı ve de önümüze umutla bakacağımız bir yol izlemeliyiz. Bizler yıllardır televizyon ekranlarından yanlışları her ne kadar dile getirdiysek te, maalesef gelinen bu noktada bazı şeylerin yine aynı devam ettiğini görüyoruz. Transfer ayında şu ana kadar yapılan oyuncu alımları bana göre önemli nokta transferlerdir. Yeni alınan oyunculara tek tek baktığımızda kazak kaleci David Loria'nın iyi bir kaleci olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Elazığspor'dan alınan sol bek Onur, şampiyon olan bir takımın 31 maç oynayan banko oyuncusuydu. Gerek defanstaki özelliği ve ofansif anlamdaki başarısı bu takımı hücum gücüne güç katacaktır. Bandırma’dan alınan sağ bek Orhan ise geleceğin, bana göre o kulvarın en iyileri arasında olacak. Gaziantepli Kenan’ı yazmaya gerek yok. TFF 1. Lig'in en iyi orta saha oyuncusu. Gerek rakibe yaptığı baskı, pres, gerekse hücumdaki oyunculara yaptığı servisleri hep birlikte Yeşil Mavi forma altında izleme olanağı bulacağız.
Antep'ten son alınan oyuncu hakkında bilgim olmadığını da söylemekte yarar var. Demek ki yapılan dış transferlerde başarılı olduğumuzu söyleyebiliriz. İç transferde gidenler var ama bana göre tek kayıp Bikoko’dur. Bu oyuncunun 18 gol attığına bakmayın. İkinci devre aklı başka yerlerde olmasaydı, attığı gol sayısı en az 25 olurdu. Bikoko'nun gitmesi bu takımın ofansif anlamda yara almasını neden oldu. Onun yerine alınacak oyuncu en az onun kadar sprinter, bire birde başarılı ve gol yüzdesi iyi olmalı. Yurt içinde alınacak oyuncular olabilirdi ama Bikoko'nun bu puş.....u... yapacağını kimse beklemiyodu. Hazırlık maçları her ne kadar bir ölçü değildir diyen olsada, ben buna katılmıyorum. Bu maçlar ölçü değilse niye oynuyorsunuz o halde? Bu maçları niye oynatıyorsunuz? Eksikleri görme adına... Oynadığımız maçlarda görüldü ki; henüz hazır değiliz. Eksiklerimiz var. Onlarda giderildiği takdirde iyi şeyler olacağı düşüncesindeyim. Engin Hoca'ya da bazen haksızlık yapılıyor düşüncesindeyim. Taraftarın devamlı yazdığı hoca, "marka olmalı" sözüne kesinlikle katılmıyorum. Son yıllarda Mehmet Şansal hariç hep marka hocalar gelmedi mi? Ümit Kayıhan, Hüseyin Kalpar, Giray Bulak marka değiller miydi? Ne yaptılar? Koca bir hiçç... Yaptıkları tek şey arpayı getirdiler. Onun için marka değil, inanç, birlik, arkadaşlık ve azim insanı başarıya getirir. Ben Engin Hoca'da bunu gördüm, inşallah yanılmam.
Ha bu arada bu yıl başında en iyi yapılan şeyinde futbol şube sorumluluğuna getirilen Sayın Mustafa Baltacı olmuştur. Sayın Baltacı, kısa ve net olarak söylüyorum; adam gibi adamdır.
Güncel konuları Rizespor'la ilgili bu sitede yazılarımla takip edebileceksiniz. Taki site yönetilerinin bana yapacağı herhangi bir yanlış olana kadar veya bir başka deyimle benim yanlışım olana kadar...
Görüşmek üzere...
Antep'ten son alınan oyuncu hakkında bilgim olmadığını da söylemekte yarar var. Demek ki yapılan dış transferlerde başarılı olduğumuzu söyleyebiliriz. İç transferde gidenler var ama bana göre tek kayıp Bikoko’dur. Bu oyuncunun 18 gol attığına bakmayın. İkinci devre aklı başka yerlerde olmasaydı, attığı gol sayısı en az 25 olurdu. Bikoko'nun gitmesi bu takımın ofansif anlamda yara almasını neden oldu. Onun yerine alınacak oyuncu en az onun kadar sprinter, bire birde başarılı ve gol yüzdesi iyi olmalı. Yurt içinde alınacak oyuncular olabilirdi ama Bikoko'nun bu puş.....u... yapacağını kimse beklemiyodu. Hazırlık maçları her ne kadar bir ölçü değildir diyen olsada, ben buna katılmıyorum. Bu maçlar ölçü değilse niye oynuyorsunuz o halde? Bu maçları niye oynatıyorsunuz? Eksikleri görme adına... Oynadığımız maçlarda görüldü ki; henüz hazır değiliz. Eksiklerimiz var. Onlarda giderildiği takdirde iyi şeyler olacağı düşüncesindeyim. Engin Hoca'ya da bazen haksızlık yapılıyor düşüncesindeyim. Taraftarın devamlı yazdığı hoca, "marka olmalı" sözüne kesinlikle katılmıyorum. Son yıllarda Mehmet Şansal hariç hep marka hocalar gelmedi mi? Ümit Kayıhan, Hüseyin Kalpar, Giray Bulak marka değiller miydi? Ne yaptılar? Koca bir hiçç... Yaptıkları tek şey arpayı getirdiler. Onun için marka değil, inanç, birlik, arkadaşlık ve azim insanı başarıya getirir. Ben Engin Hoca'da bunu gördüm, inşallah yanılmam.
Ha bu arada bu yıl başında en iyi yapılan şeyinde futbol şube sorumluluğuna getirilen Sayın Mustafa Baltacı olmuştur. Sayın Baltacı, kısa ve net olarak söylüyorum; adam gibi adamdır.
Güncel konuları Rizespor'la ilgili bu sitede yazılarımla takip edebileceksiniz. Taki site yönetilerinin bana yapacağı herhangi bir yanlış olana kadar veya bir başka deyimle benim yanlışım olana kadar...
Görüşmek üzere...