İktidar büyük bir imtihanda!
Bismillahirrahmanirrahim
Yaratıcımız, yaşatıcımız ve yöneticimiz Allah (c.c)'ın lütfuyla ve takdiriyle iktidar sorumluluğunu taşıyan kardeşlerimiz bu hafta sonu yeni bir imtihan verecekler. Unutmayalım ki; yıllarca hor görülen ve iktidardan dışlanan halkımızın Ak Parti çatısı altında iktidara ulaşmasındaki bu başarı, önceki iktidarlarının zulüm, ihanet ve başarısızlıklarının neticesidir. Evet! Allah'ın, (c.c) kalbleri bu iktidara yönlendirmesinin en mühim sebebi budur.
Yıllarca silahlı sivri güçleri kirli emellerine alet eden bir avuç malum sermaye çevreleri ve onların tehdit aracı medya, direkt Allah'a (c.c) ve İslam'a savaş açınca, belleri kırıldı. Allah'a kulluk görevini yapmaktan başka suçları olmayan mazlumların ahı, önceki zulüm iktidarlarını yakıp kül etmişti.
Bunun için bu iktidar nimeti bizim başarımız değil, yalnız Allah'ın (c.c) takdiri ve ihsanıdır. O zalimler direkt bizimle savaşsaydılar bizi yenerdiler. Güçlüydüler. Silahlı güçler onların taşeronlarıydı. Asırlık partileri vardı. Sermayeleriyle Karun'u geçmişlerdi. Medya gücü ellerindeydi. Yargı onların kölesi haline getirilmişti. Tam bin yıl irtica adıyla İslam'la savaşları sürecekti. Kısaca "astıkları astık, kestikleri kestik" idi. Tek yanıldıkları, anlayamadıkları ve hesap edemedikleri Allah'ın (c.c) sonsuz gücüydü. Milletimiz de onları bırakıp Allah'ın (c.c) yanında yer alınca din, mukaddesat ve vatan düşmanı Mason ve yandaşlarının belleri feci kırıldı. Darmadağın oldular. Bu Hak-batıl savaşı meydanında bozguna uğratıldılar. İslam'ı mahkûm etmek isteyen sivri güçler Silivri'de mahkûm oldular. Geriye siyasi iktidar koltuğu, sermaye ve medya kalıntılarını bıraktılar. Artık siyasi iktidar nimeti de, bürokrasi koltukları da milletimize emanet edildi. Şimdi bu emanetleri koruma görevi iktidarda bulunan kardeşlerimizde!
İktidarın geleceği, bu hafta genel kongresinde oluşturacağı kadroların fikri ve ahlaki yapısında şekillenecek! İktidarın lider ve kurmay kadrosunun vitrine ihtiyacı yoktur. Zira yaptığı devrim niteliğindeki hizmetleri rüzgâra dönüşmüştür. Halkımızın destek rüzgârı iktidarın arkasından esmeğe devam etmektedir. Fakat pazar günü kongrede ilan edilecek yanlış bir vitrin, bu rüzgârı kasırgaya dönüştürecektir.
Eski partilerinden ümidini kesmiş menfaat şebekelerinin, bukalemun gibi iktidarın rengine büründüklerini hayretle görmekteyiz! Dünün yol, baraj hırsızlarının kendilerini suçlayanlarla kol kola gezdiklerini, ihaleden ihaleye koştuklarını ve savaş açtıkları bu iktidar nimetiyle yeniden coştuklarını hayretle aynel yakin görmekteyiz. Dünün sekiz yıllık kesintisiz eğitiminin kahraman (!) şövalyeleri olan ekşimiş milletvekillerini ve bürokratlarını yeniden sahnede görüyoruz. Ve bunların bugünkü iktidar sahiplerinin bazılarının düğünlerinin resmi şahidi olduklarını artık içimiz kan ağlayarak izliyoruz. Bu bukalemunlardan bir eski valinin yeniden bir vilayete vali olduğunu duyunca şoke olmuştuk.
İşte; Ergenekon ve yandaşlarının son ümidi pazar günkü kongredir. İktidardaki Ak Partisinin lider ve kurmayını merhum Özal gibi yanlış bir kadrolaşma oyununa getirmek için gece gündüz plan kurmaktadırlar. Bunun için de her partide olduğu gibi iktidar partisi içindeki kişiliksiz, menfaatperest, koltukkolik, zayıf meşrepli dalkavuk tipli kişilerin Merkez Karar Yönetimine girmeleri için büyük bir gayret göstereceklerdir. Bu planın gerçekleşmesi için malum sermaye çevreleri yoğun bir çalışmanın içinde olacaklardır.
"Biz iktidar partisiyiz. Sokaktaki her iki kişiden biri bizi destekledi. Biz kitle partisiyiz. Marjinal parti değiliz. Kapımız herkese açıktır" diyen etkili ve yetkili kardeşlerimize diyoruz ki; Evet. Sözünüze katılıyoruz. Kapınızı herkese açın. Ama iktidar gemisinin kaptan köşkünün asla! Aksi halde, Tayyib Erdoğan kardeşimizden sonra sonunuz hüsran olur.
"Hz. Peygamber'in (sav) amcasının ciğerini söken Vahşi'yi affeden bir dinin mensubuyuz. Geçmişteki zalimleri de dönerlerse affederiz" diyen yetkili kardeşlerimize de diyoruz ki; Evet, Uhud savaşında Hz. Hamza'yı (r.a) şehid eden Vahşi affedildi. Ama direklerin arkasında durması emredildi. Önünde değil. Cephelerde koşması emredildi. Koltuklarda oturması değil!
Parasıyla, silahıyla, sözüyle milletimize ve milli değerlerimize savaş açanlardan pişman olanları affedip kucaklayalım. Ama yıllarca ağlattıkları mazlumların önünde arz-ı endam etmelerine asla izin vermeyelim!
Beraber ıslanıp beraber yürüdüğümüz vefakar, cefakar, çilekeş ve davasına sadık kardeşlerimizi paraşüt ekiplerine değişirsek vallahi bu gayretulallaha dokunur. Ve sonumuzun başlangıcı olur! Allah korusun.
Yüzü kızarmadan ve utanmadan görev isteyen ganimet kolikleri "Vazife istenmez verilir" prensibi gereği görev istemekten haya eden ehil ve sadık kardeşlerimize tercih etmeyelim! Unutmayalım ki Emevi Devleti düşmanlarını kazanalım diye görevlere getirirken, dostlarını unuttular. Ve küstürdüler. Sonunda yanlarına aldıkları ve bir türlü gerçek dost yapamadıkları düşmanlarının entrikalarıyla yıkılıp tarihten silindiler.
İktidar Partisi hem kendi içindeki çürükleri hem de dışarıdan gelecek çürümüşleri kongrede ayıklamak mecburiyetindedir. Prof. Numan Kurtulmuş kardeşimiz gibi değerli ehil şahsiyetlere kapısını açarken, beraber yola çıkıp beraber ıslandıkları davasına sadık, ehil ve vefakar kardeşlerimizi de kapı dışarı bırakmamalıdır!
Dost acı söyler!
Ama ne söylerse sevdiğinden söyler!
Allah korktuklarımızdan emin, umduğumuz hayırlı neticelere nail kılsın!