İlk devre TÜPLÜ, İkinci devre LCD !
Geçen hafta İzmir’de üvey evladın ayağından yediğimiz son dakika golü ile mağlubiyet siftahı yapmıştık.
Samsunspor maçını yorumlamadan önce; Hoca, futbolcu, menajer üçgeninden bizi de ilgilendiren bir olay paylaşayım sizlerle.
Malum geçtiğimiz sezon başı Hüseyin Kalpar ile anlaşmaya varılmıştı. Mithat Yaşar’da transferin son güne kadar yeşil mavili takımdan, yeni hocasından haber beklemiş, o beklenen haber gelmeyince soluğu G.Antep BŞB takımında almıştı. Geçen hafta İzmir’de sordum gazeteci arkadaşlara; Mithat’ı geçen sezon Kalpar Rizespor’a istememişti, bu sezon ne oldu da kendi takımına aldı bu oyuncuyu? Cevap; Futbolcunun menajeri değişti. Mithat’a da sordum aynısını söyledi….
Şimdi kafanızı fazla dağıtmadan iki cümle ile şampiyonluk nasıl kaçtı, bir üst lige neden çıkamadık sorusuna kısmen de olsa cevap vereyim..
Kalpar’a sormuştum sezon öncesi. Hocam Mithat’ı neden istemiyorsunuz? Bu takımda 8 gol 6 asisti var..
Benim bu sezon ki on numaram Murat Hacıoğlu olacak. Onun tecrübesinden yararlanacağım Hocam, Hacıoğlu 30 küsur yaşında, her gittiği takım küme düştü, geçen sezonda Altay küme düşmüştü…
Sonuç Murat Hacıoğlu memleketi Rize’ye tohumluk zamanında hem de iyi bir paraya imza atıyor, verdiği katkı ise en basiti içerde oynanan Boluspor maçında kullandığı penaltı “Fantezi” tarzında olduğunda kaçan iki puan. Lig sonunda o penaltı gol olsa şimdi süper ligdeydik…
İşte böyle sevgili Ç.Rizespor taraftarları. Her sezon transfer mevsimi öncesi dikkat çekerim hoca, futbolcu, menajer ilişkilerine diye, sonra bizim canımız yanıyor, onlar parayı alıyor bir sene sonra da evlatlarını yanına çağırıp futbol yaşantılarına devam ediyorlar. Haaa bu arada futbol yaşantısına devam etmeyen kim ! Tabi ki Murat Hacıoğlu.. Eeee zaten geçen sezon Rizespor’a imza atarak “voliyi” vurmuştu , oynamasa da olur..
Döneyim yeşil cimlerin üstüne, bakalım neler olmuş Karadeniz derbisinde….
Engin hoca, kadroda ufak bir revizyon yapmış, üç yeni ismi sahaya sürmüş. Bunlar Sezer, Şahinali ve Hassan. Konuk Samsunspor’da ise değişen bir şey yok, klasik on biriyle maça başladı.
İlk 45’de deplasman takımı Rize’de topa hakim olan taraftı. Ortada özellikle Nsumba ve Erdem Şen’in organize ettiği hücumlara kenarda Musa Sinan, Hakan Arslan takviyesi geldiğinde kendi sahamızda mahkum oynadık koca ilk devre boyunca.
Engin hoca’nın Fahri Tatan’ın yerine Şahinali hamlesi belki doğruydu ama, bu oyuncunun sol dışta sıkışıp kalması Ç.Rizespor’u adeta bir kişi eksik bırakıyor, buna birde Mısır’lı Hassan’ın uyumsuzluğu eklendiğinde açık “Kabak” gibi ortaya çıkıyordu. Öte yandan Ç.Rizespor’un bu yılki en güçlü tarafı olan forvet bölgesi geçen hafta iflas belirtisini İzmir’de gösterdiğinde, içerde farklı olur düşüncesi bizi de ilk yarı boyunca yanıltıyordu.
Bu görüntü altında özellikle bizim takım koca ilk 45’de; Hastanelerde çıkan yemek gibi ne tat, ne tuz yavan bir futbol, sıfır pozisyon buna birde hafiften taraftarın homurtusu eşliğinde 15 dakikalık soyunma odası molasının yolunu tutuyordu.
İkinci devre Engin hoca, aksayan Hassan’ın yerine Fahri Tatan’ı sahaya sürdüğünde takımda taşlar yerine oturuyordu. Atmaca bu devre ilerde basıyor, sağdan Cenk Ahmet, soldan Jollow ile aktığında sahadaki görüntü eski model tüplü televizyondan, LCD ekranına geçiyordu.
Görüntü netleştiğinde erkenden sarı kartı olmasına rağmen canla başla mücadele eden maçın başarılı ismi Hakan Hacıbektaşoğlu 56’da ceza sahası dışından çektiği sert şut kaleci Soner’in ikramı ile buluşuyor, meşin yuvarlağı ağlarla buluşturmak ise Jallow’ a düşüyordu 1-0
Gölün verdiği moralle ilk devreye nazaran bu devre daha arzu, istekle rakibine yüklenen Ç.Rizespor, ortada Fahri, Hakan işbirliği, kenarlarda iyi kapanan defans maçı da tek gol ile kazanmasını biliyordu.
Neticede zor geçmesi beklenen maç öylede oldu. İçerde 3×3 yaparak yola devam dedik, sorun bana kalırsa dış sahada bu sezon. Engin hoca dış saha maçları için B planını devreye sokması lazım. Malum bundan önce oynadığımız deplasman maçlarında A planı işe yaramamıştı.