Metabolizma nasıl ateşlenir
Hepimizin hoşuna giden hatta dilinden düşmeyen popüler bazı sağlık bilgileri var. Bilelim ki bunların çoğu iş ciddiye bindiğinde fazla işe yaramaz. Konu “metabolizmanın ateşlenmesi” olduğunda da durum böyledir. Örnek mi? Buyurun...
Su içerseniz metabolizmanız hızlanır, eğer o suyu soğuk içerseniz, hatta buz parçaları şeklinde yutarsanız daha da hızlı çalışır!
Kafein metabolizmanızın hızını artırır, bu nedenle kahve içmek kilo vermeyi kolaylaştırır!
Yeşil çaydaki kateşinler de metabolizmaya hız verir, kilo vermek isteyen biri her gün sık sık yeşil çay içmelidir...
Örnekleri çoğaltmak mümkün ama gelin siz beni dinleyin, kilo probleminizin çözümünü sadece bu bilgilere emanet etmeyin.
Bu hoş bilgilerin hepsini alt alta koyup toplasanız, etkilerinin yüzde 1-2’yi geçmeyeceğini de bilin.
Peki, çözüm ne?
Çözüm; beslenmeyi iyi planlayıp doğru yakıt almayı bilmekte ve düzenli egzersiz yapmakta. Mümkünse de tempolu yürüyüşlerde. Yürürken daha hızlı gidip daha uzun mesafeleri kat etmekte.
Bilin ki vücudunuzun oksijen eşliğinde yaptığı hareketler ne kadar uzun sürerse bedeniniz o kadar fazla yağ yakıyor.
Yürüyüş süresince yapacağınız kısa süreli hızlanmalar ise yakılan yağ miktarını daha da çoğaltıyor.
Özeti şudur: Eğer kilo vermek veya almamak istiyorsanız Y-Ü-R-Ü-Y-Ü-N!
Mitokondri-kilo ilişkisi neden önemli?
Kilo sorununun oluşumunda da çözümünde de esas patron metabolizmadır. Metabolizmayı patron yapan da gücü, kuvveti, hızıdır. Bu hızı belirleyen hücresel yapılar, hücrelerimizin enerji üretim merkezleri mitokondrilerdir.
Mitokondriler yalnız metabolizmamızı hızlandırarak kilo ayarımıza destek vermiyor, uzun ömrün sırrını da önemli ölçüde bu minik hücre içi yapılar belirliyor. Çünkü mitokondrilerdeki DNA da en az hücre çekirdeğindeki DNA kadar önemli bir karar verici.
Mitokondrilerin en fazla olduğu dokuların başında kaslarımız var. İskelet kaslarımız düzenli kullanılırsa, hatta biraz da zorlanıp sık sık çalıştırılırsa içindeki mitokondrilerin sayısı ve gücü artıyor.
Neticede o kas daha fazla enerji üretmeye, daha fazla kalori tüketmeye başlıyor.
Zaten böyle olduğu için de kas dokusundaki mitokondri sayısı yağ dokusundakilerin neredeyse 100-200 misli.
Ve yine bu nedenle 1 gram kas dokusunun yaktığı kalori 1 gram yağ dokusunun yaktığından 20 kat daha yüksek.
Gelmek istediğim nokta şu: Daha çok kalori yakmak istiyorsanız daha güçlü ve daha çok sayıda mitokondriye sahip olmalısınız.
Bunun yolu da daha fazla kas dokusuna sahip olmaktan ve tabii ki o kasları hemen her gün yoğun bir şekilde kullanmaktan geçiyor.
Verilen kilolar neden geri dönüyor
Fotokopi diyetler en büyük sorun
Hepimiz farklıyız, biriciğiz! Hepimizin farklı metabolik ayarı, sistemi var. Bu nedenle herkese uyup her bedene “tıp” diye oturan ortak bir beslenme biçimi yok. Kişiye özel olmayan fabrikasyon diyetlerin hiçbiri çalışmıyor. Kilo verme programlarında beslenme planları hazırlanırken “kişiye özel” çözümler, listeler, öneriler gerekiyor.
Egzersizi ihmal etmek büyük suç
Beslenme planları ve egzersiz çabaları da tek başına işe yaramıyor. İkisini birlikte devreye sokmak ve birlikteliği sürekli kılmak gerekiyor. Kilo sorunu olan birinin hafifleyip uçması için bu iki kanadı birden kullanması şart. Biri azalınca diğerini çoğaltmak size süreci dengeleme fırsatı da veriyor. Biraz fazla mı yediniz? O gün 2 bin 500 adım fazla atacaksınız. Yürüme veya başka bir aktivite yapmaya fırsat bulamadınız mı? O gün boğazınızdan kısıntı yapacaksınız. Hepsi bu.
Sebebe odaklanmak şart
Bazen sadece bu ikili de işe yaramıyor. Arka planda yatan bir sağlık sorunu ya da tetikleyici varsa eğer o yok edilmeyince verilen kilolar fazlasıyla geri geliyor. Mesela mı? İnsülin direnci olan birinde o direnci kırmadan, hipotiroidisi olan birinde tiroide destek çıkmadan, Cushing hastası birinde böbreküstü bezleri veya hipofizdeki sorunu çözmeden verdiğiniz kilolar kesinlikle ve fazlasıyla geri geliyor.
İlaçlara dikkat!
Suçlu bazen de kullandığınız ilaçlar olabiliyor. Bazı antidepresanların, birçok hormon hapının (kortizon), bir kısım tansiyon ilaçları ve doğum kontrol desteklerinin kilo sorununun çözümünü zorlaştırdığı da verilen kiloları yeniden geriye aldırdığı da iyi bilinen bir gerçek.
Duygusal yeme mühim mesele
Tabii ki ruhsal durumdaki gelgitler de mühim birer sabotajcı. Yeme davranışı bozukluğu olan, psikolojik sorunlar yaşayan, mesela depresyonu nedeniyle tatlı krizlerine yenik düşen birinde de altta yatan psikolojik zemini düzeltmeden kilo kontrolü sağlamak çok ama çok zor olabiliyor.
Peki ne yapmalı?
ÇÖZÜM 1:
Eğer kurtulmayı düşündüğünüz yağlar 3-5 kilodan fazla ise daha doğrusu mevcut ağırlığınızın yüzde 5’inden çoksa gidip hemen bir diyetisyenin karşısına oturmayın. Hele hele “fotokopi bir diyet” bulup uygulamaya kalkmayın. Önce ve kesinlikle “ben niye kilo aldım?” sorusuna yanıt arayın.
ÇÖZÜM 2:
Kilo probleminin kozmetik, metabolik ve mekanik hatta psikolojik sonuçları var. Bu sonuçları tek tek dikkate alın.
ÇÖZÜM 3:
Arka plandaki sorun belli de olsa çözüm için bir takım çalışmasının şart olduğunu asla unutmayın.
Doktor, diyetisyen, aktivite uzmanından oluşan bu takımın lideri de siz olun.