Cübbeli Ahmet Hoca

Cübbeli Ahmet Hoca

Nefsinizle siyaset yapın

Nefsinizle siyaset yapın

Ha­dis-i şe­rif­te “Kim şa­ban ayı­na ta­zim eder­se …” di­yor. Ya­ni bu hür­met eder­se, de­ğer ve­rir­se de­mek.  Şa­ban ayı­na na­sıl hür­met ede­cek­sin? Çay mı ıs­mar­la­nır, ye­mek mi ye­di­ri­lir? Şa­ban ayı­na hür­met ha­ram­lar­dan sa­kı­nıp, emir­ler­le amel et­mek­le olur. 

HA­RA­MA HA­RAM Dİ­YEN K­FİR OL­MAZ

Her­ke­sin alış­tı­ğı bir gü­nah var­dır. Du­ra­maz on­suz. Ki­mi­si ku­ma­ra müp­te­la­dır. Zi­nay­la işi yok­tur ama ku­mar­sız du­ra­maz. Ki­mi­si zi­na­ya müp­te­la­dır, iç­ki­yi ağ­zı­na sür­mez. Ki­mi­si iç­me­den du­ra­maz.  Müs­lü­man­dır bun­lar, gâ­vur de­mi­yo­ruz. Ha­ra­ma ha­ram di­yen kâ­fir ol­maz. Ama şa­ban ayın­day­san nef­si­ni tu­ta­cak­sın. “Şa­ban ayın­da­yım, Ra­su­lul­la­h’­ın ayın­da­yım. Be­rat ge­ce­si ge­li­yor, du­ala­rım red­do­lu­r” di­ye­cek­sin.

BE­NİM BİR BİL­Dİ­ĞİM VAR

“Ya ho­ca efen­di ta­mam da ben nef­si­mi tut­ma­ya ça­lı­şa­ca­ğım ama be­nim fren tut­ma­ya­cak ben bi­li­yo­rum. Ben en faz­la 15 gün tu­ta­rım ken­di­mi. Be­rat­tan son­ra be­nim bir da­ha koy ve­re­ce­ğim bel­li bir şe­y” di­yor adam. Ya­hu sen Be­ra­ta ka­dar söz ver ta­mam. Son­ra­sı Al­lah Ke­rim. Bu­nu na­sip eden, onu da na­sip eder. Adam “Son­ra­sın­da na­sıl yap­ma­dan du­ra­ca­ğım?” di­ye dü­şü­nü­yor. Onun için “Şim­di­den töv­be et­me­ye­yi­m” di­yor. Yap­ma­yın böy­le. Siz şim­di­den töv­be edin. “5 gün­lük töv­be olur mu?” de­me­yin. Siz 5 gün­lük ni­yet et­me­yin, ölün­ce­ye ka­dar töv­be­ye ni­yet edin. Ne za­man öle­ce­ği­miz za­ten bel­li de­ğil. 3 gün son­ra ölür­se­niz töv­be­li öl­müş olur­su­nuz. De­di­ği­mi ya­pın siz. Var be­nim bir bil­di­ğim, si­ze çö­züm üre­ti­yo­rum. Ki­tap­lar­dan bir şey­ler gö­rü­yo­ruz, ka­rış­tır­ma­yın. 

BU­NA­LI­MA  GİR­ME­YİN

Si­ze “Be­rat ge­ce­si­ne ka­dar töv­be edi­n” di­yo­rum. Önü­nü­ze sı­nır ko­yu­yo­rum. Ölün­ce­ye ka­dar der­sem siz bu­na­lı­ma gi­rer­si­niz. Bu­na­lı­ma gir­me­yin. Efen­di­miz (Sal­la­la­hu Aley­hi ve Sel­lem) “Ni­ye­ti­ni­zi gü­zel ya­pı­n” bu­yu­ru­yor. Be­ra­ta ka­dar ta­mam. On­dan son­ra Ra­ma­zan ge­lir. Ra­ma­zan da 1 ay bay­ra­ma ka­dar. Bay­ra­ma ka­dar ab­des­ti­miz tut­sun. Oru­cu fa­lan boz­dur­ma­dan af ola­lım. Böy­le böy­le tu­ta­rız nef­si­mi­zi.

ALIŞ­MIŞ KU­DUR­MUŞ­TAN BE­TER­DİR

Efen­di Haz­ret­le­ri “Ne­fis­le si­ya­set ya­pı­n” der­di. Nef­si­ne “Bu ge­ce 100 re­kat na­maz kı­la­ca­ğı­m” der­sen, 2 re­kat kıl­ma­dan ya­tar aşa­ğı. 2 re­kat kı­lar­sın. İyiy­miş der­sin, 2, 2 de­vam eder­sin. Baş­tan 100 re­kat de­me. “Bü­tün se­ne töv­be, ölün­ce­ye ka­dar töv­be et” de­yin­ce “Ya­hu ben bir da­ha iç­ki içe­me­ye­cek mi­yim?” di­ye kor­kar adam. 

Alış­mış adam du­ra­maz. Alış­mış ku­dur­muş­tan be­ter­dir. Sen ona “1 ay tut ken­di­ni. Be­rat var, Ra­ma­zan var. Soh­be­te de­vam et” di­ye­cek­sin. Bü­tün iyi­lik­le­rin ana­sı soh­bet din­le­mek­tir. 
Soh­bet din­le­me­yen if­las et­miş­tir. Ha­ram iş­le­me­se bi­le ilim­siz iba­det ol­maz. Soh­bet şart.

TÖV­BE­NİN MÜJ­DE­Sİ ÇOK

Esas me­se­le Be­rat ge­ce­si­ne ka­dar bu işi tut­tur­sa­nız, şa­ban ayı­na ge­re­ken hür­me­ti gös­ter­se­niz, o se­ne ge­le­cek bü­tün be­la, mu­si­bet, has­ta­lık­tan ko­ru­nur­su­nuz. Bun­la­rın hep­si­nin tak­di­ri Be­rat ge­ce­sin­de­dir. Şa­ban ayın­da ha­ram­dan sa­kı­nır­sa­nız, Mev­la af­fe­di­yor. Be­la­lar, has­ta­lık­lar gü­nah­lar­dan do­la­yı ge­li­yor­du za­ten. Şa­ban ayı­na özel töv­be et­ti­ği­niz za­man gü­nah­lar af­fe­di­le­cek,  do­la­yı­sıy­la be­la gel­me­si­nin se­be­bi de or­ta­dan kal­ka­cak. Af­fe­dil­di­ği­niz için. Ha­dis-i şe­rif­ler, müj­de­ler iş­te böy­le. Töv­be ede­nin müj­de­si çok.

AYET-İ KERİME

“Allah hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilirse, ona pek çok hayır verilmiş demektir. Ancak akıl sahipleri düşünüp ibret alırlar.” (Bakara, 169)

HADİS-İ ŞERİF

“Bir kul dünyâya karşı zâhid olduğu zaman Allah onun kalbinde hikmeti bitirir, diline hikmeti konuşturur, ona dünyanın ve nefsinin ayıplarını gösterir. Bir kardeşinizin zühd yolunu tuttuğunu görürseniz ona yakınlaşın ve onu dinleyin. Çünkü ona artık hikmet verilmiştir.” (Deylemî, Hadis no: 6217)

ALİMLERDEN ÖĞÜTLER

Komşu ve yakınlık haklarını koru. Kimin evi daha yakın ise, onu tercih et. Çünkü Allah´ın sana ihsan ettiği nimetlerde komşularının hakkı vardır. Onlara ikram ederken en yakın komşundan başla. Komşularından zararı defet, isterse kâfir olsun. Onun da komşuluk hakkı vardır. (İbn-i Arabi)

DÖRT ŞEY KA­BiR AZA­BI­NI HAFİFLETİR

Ha­dîs-i şe­rif­te şöy­le buy­rul­muş­tur:

 “Şa­bâ­nın ilk ve son per­şem­be­si­ni oruç­la ge­çi­re­ni, rah­me­ti ile cen­ne­te gir­dir­mek Al­lâh-u Teâ­lâ üze­ri­ne bir hak olur.” 
(Ebû Ab­dil­lâh el-Hu­bey­şî, el-Be­re­ke fî fad­li­’s-sa‛­yi ve­’l-ha­re­ke, no:785, sh:249; Sa­fû­rî, Nüz­he­tü­’l-me­câ­lis, 1/142)

BA­ŞIN­DA, OR­TA­SIN­DA VE SO­NUN­DA­ ÜÇ GÜN ORUÇ

Ne­bî (Sal­lal­lâ­hu Aley­hi ve Sel­lem)in şöy­le bu­yur­du­ğu ri­vâ­yet edil­miş­tir:

 “Her kim şa­bâ­nın ba­şın­dan, or­ta­sın­dan ve so­nun­dan üç gün oruç tu­tar­sa, Al­lâh-u Teâ­lâ ona yet­miş pey­gam­ber se­vâ­bı ya­zar. Al­lâh-u Te­âlâ’­ya yet­miş se­ne ibâ­det et­miş gi­bi olur. O se­ne ölür­se şe­hit ola­rak ölür.” 
(Züb­de­tü­’l-vâ­‛i­zîn, Ho­be­vî, Dür­re­tü­’n-nâ­si­hîn, sh:235)

EY­YÂM-I BÎYD ORUÇ­LA­RI

Hic­rî tak­vi­me gö­re her ay­da bu gün­le­rin oru­cu çok fa­zî­let­li­dir. Ra­sû­lül­lâh (Sal­lal­lâ­hu Aley­hi ve Sel­lem) bu gün­le­rin oru­cu­nu yol­cu­luk­la­rın­da bi­le terk et­me­miş­tir.

Ali (Ra­dı­yal­lâ­hu Anh) şöy­le bu­yur­muş­tur:  “Re­ce­bin on üçün­cü gü­nü­nün oru­cu üç bin se­ne oruç gi­bi­dir. On dör­dü­nün oru­cu üç bin se­ne gi­bi­dir. On be­şin­ci gün ise on üç bin se­ne­ye denk­tir.” 

(İb­ni Şâ­hîn, Sü­yû­tî, el-Le­’â­lî, 2/106) Enes (Ra­dı­yal­lâ­hu Anh)dan mer­fû­an ri­vâ­yet edi­len bir ha­dîs-i şe­rîf­te Ra­sû­lül­lâh (Sal­lal­lâ­hu Aley­hi ve Sel­lem) şöy­le bu­yur­muş­tur:  “(Her­han­gi bir ay­dan) on üç, on dört ve on be­şin­ci gün­ler olan ey­yâm-bîy­dı oruç­lu ge­çi­re­ne, Al­lah bi­rin­ci gü­nün­de on bin se­ne, ikin­ci gü­nün­de yüz bin se­ne, üçün­cü gün­de ise üç yüz bin se­ne­lik ecir ve­rir.” 
(Ebû­’l-Kāsım el-Hü­seyn, el-Emâ­lî, Sü­yû­tî, el-Le­’â­lî, 2/107) 

Ri­vâ­ye­te gö­re:

 “Dört şey ka­bir azâ­bı­nı ha­fif­le­tir. Bun­lar da; her an ve her za­man Ku­r’­ân oku­mak, her me­kan­da ye­ti­me ik­ram et­mek, re­ceb ve şa­bâ­nın ey­yâm-bîyd oruç­la­rı­nı tut­mak, ge­ce ya­rı­sı na­maz kıl­mak ki, o kal­bi nur­lan­dı­rır ve Rah­mâ­n’­ın rı­zâ­sı­nı cel­be­der.” (Ah­med ib­ni Hi­câ­zî, Tuh­fe­tü­’l-ih­van, sh:13)

SON PA­ZAR­TE­Sİ ORU­CU

Ab­dul­lâh (Ra­dı­yal­lâ­hu Anh)dan ri­vâ­yet edi­len bir ha­dîs-i şe­rîf­te Ra­sû­lül­lâh (Sal­lal­lâ­hu Aley­hi ve Sel­lem) şöy­le bu­yur­muş­tur:

“Her kim şa­bâ­nın son pa­zar­te­si­si­ni oruç­lu ge­çi­rir­se ken­di­si için (gü­nah­la­rı) ba­ğış­la­nır.” (Ab­dül­ka­dir el-Gey­lâ­nî, el-Ğun­ye, 1/340; eş-Şe­ce­rî, el-Emâ­lî, 2/102)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Cübbeli Ahmet Hoca Arşivi