Nemelazımcı Toplum Olduk! Vesselam...
‘’Tırnağın varsa başını kaşırsın’’…
‘’Kendi düşen ağlamaz’’..
‘’Her koyun kendi bacağından asılır’’..
‘’Bana değmeyen yılan bin yaşasın’’..
‘’Hele sen kendini kurtar başkası seni bağlamaz’’ gibi özdeyişlere sığınarak. Ortak aklı unutur hale geldik. Böyle bir yetenek, kabiliyet şimdiki nesilde neredeyse doğuştan itibaren yok gibidir.
Eyyamcı olup ve sadece kendi çıkarını önceleyen bir nesil piyasada arzı endam etmektedir.
Biliyorum; sizler de benim kadar bu tarz kişilerle her gün karşılaşıyorsunuz. Şahsen ben; gün boyu şehri, kurumları, sivil toplum kuruluşlarını ve çevreyi çok gezen gözlemleyen biriyim. Tabi ki mesleğimin verdiği sorumlulukla da orantılıdır.
Durum böyle olunca, bu insanlarımıza Filistin meselesini, Suriye’yi, Irak’ı, Mısır’ı, Doğu Türkistan’ı, Arakan’ı, Afganistan’ı, ve diğer yerleri nasıl analatacaksınız?..Anlatsanız bile ‘’Amaaaan sen de!’’ tavrıyla karşılaşıyorsunuz.
Hani ‘’Alışmış kudurmuştan beterdir’’. Vecizesi sanki bu vaziyeti izah etmektedir. Şöyle ki; olumsuzluklara, cinayetlere, kadınların katline, tecavüzlere, trafik kazalarına o kadar alıştık ki, gördüğümüz en vahşice suç ve zulümler sıradan güncel haberler kategorisinde çoktan yerini almış bulunmaktadır.
Gelinen bu noktada kalabalıklar içerisinde yalnızlaşma sorunu ciddi olarak temayüz etmektedir ki, devir güçlünün, hak güçlünün, pay güçlünün, egemenlik güçlünün; kısaca dünya güçlünün. Güçsüzlere gelince, onların canı cehenneme mantığı güdülmektedir.
Peki bu mantık doğru mu?..
Bu şekilde nereye varılacaktır?..
Sonunda kazanan kim olacaktır.?
Yeryüzünde Yüce Allah’ın halifesi konumundaki eşref’i mahlukat olan insan oğlunun geldiği bu zaviye Allah aşkına neyin nesidir?..
Çözüm olarak sevgili Peygamberimizin aşağıda ki sözlerine kulak verelim.
‘’Canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız’’…
‘’Kim kötü ve çirkin bir iş görürse onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse, kalben karşı koysun. Bu da imanın en zayıf derecesidir.’’
‘’Zarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek yoktur.’’
‘’Hiçbiriniz kendisis için istediğini (Mü’min) kardeşi için istemedikçe (Gerçek) iman etmiş olamaz.’’
‘’Müslüman Müslümanın kardeşidir. O na zulmetmez, o nu düşmanına teslim etmez. Kim mü’min kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim bir Müslümanın kusurunu örterse, Allah’da Kıyamet günü o’nun kusurunu örter’’..
Şunu unutmayalım: ’’Bütün mu’minler kesinlikle kardeştirler. Öyleyse kardeşleriniz arasında sulhu, barışı sağlayın, din ve dünya işlerini, sosyal ilişkilerinizi düzeltin, geliştirin. Allah’a sığının, emirlerine yapışın, günahlardan arınıp, azaptan korunun. Ola ki, ilahi merhamete mazhar olursunuz.’’
Selam ve dua ile.