Öleceğiz ve dirileceğiz!
Allah’ımızın lütfu ve önderimiz, Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a) Efendimizin “Allahümme Barik Lena fi Recebe ve Şa’ban. Ve belliğna Ramazan” (Allah’ım, bize Receb ve Şaban aylarını bereketlendir. Ve Bizi Ramazan ayına ulaştır) duasıyla mübarek üç aylara bugün başladık.
Dün gece Regaib gecesini idrak ettik elhamdülillah. Allah’u Azimuşşan’a, dünyevi ve uhrevi isteklerimizi dua dilekçelerimizle arz ettik. Ve etmeye devam edeceğiz! Zira duaya çok muhtacız.
İsyanlaşma ve israflaşma belasının neticesinde zamanın, hayatın, kazancın, alın terinin, ahlakın ve ömrün bereketsizleştiği, ölüm ve dirilişin unutulduğu karanlık bir çağda yaşıyoruz!
“Saçıp savuranlar şeytanların kardeşleridir”- “Allah, israf edenleri sevmez!” ilahi ikazlarına rağmen Devlette, toplumda, ailede ve fert olarak bizlerde isyan, israf ve lüks yaşantı alabildiğine devam ediyor!
Sefillerle sefihlerin beraber yaşadığı bir dünyadayız. Bir yanda çöplerde ekmek toplayarak yaşayan sefiller! Öbür yanda yiyemediklerini çöplere göndererek yaşayan sefihler!
Hepimize bir nefes kadar yakın olan ölüm, bize bir asır kadar uzakmış gibi davranıyoruz!
Doğum günümüzü ihmal etmiyoruz. Ama ölüm günümüz hiç aklımıza gelmiyor!
Toprağa gömdüğümüz tohumların, çiçeklerin ve ağaçların yeniden dirilişini baharda seyrediyoruz. Ama kendi dirilişimizin de aynı şekilde toprağa gömüldükten sonra olacağını düşünemiyoruz!
Her gece uykuyla ölümümüzü, rüyalarla Cennet ve Cehennemi ve sabah kalkınca dirilişimizi yaşadığımız halde kabir evimizi ve ahiret yurdumuzu unutuyoruz!
“Bir gün mutlaka öleceğiz ve mutlaka dirileceğiz!” kaçınılmaz gerçeği günde kaç defa aklımıza geliyor!
Ahiretin gümrük kapısı kabri, kabirden sonra dirilişimizi ve Büyük Mahkeme’deki duruşmamızı günde kaç defa düşünüyoruz?
Ömrümüzü nerde geçirdiğimizin, mallarımızı nerelere harcadığımızın, nesillerimizi nasıl yetiştirdiğimizin muhasebesini günde kaç defa yapıyoruz?
Kendisine her gün ‘’Ölüm var Ya Ömer!’’ çağrısında bulunsun diye ölümü hatırlatmak için görevli tutan Hz. Ömer (r.a) hassasiyetinde bir nesli yetiştirmeden, terörün her çeşidini nasıl ve neyle önleyeceğiz?
Acıyorum.
Vallahi çok acıyorum.
Ölümü unutup eğlenceye dalan ve hazırlıksız toprağın altına giren ve girecek namazsız, niyazsız nefislerimize ve nesillerimize çok ama çok acıyorum!
Helallerden uzaklaşan, haramlara koştukça coşan nesillerimize ve nefislerimize acıyorum!
Yaşı altmış, işi bitmiş olanların bile kahve köşelerinde pokerlerle, kumar kâğıtlarıyla veya içki şişeleriyle ölüm memuru Azrail’i karşılama gafletlerine acıyorum!
Allah’ın bolca elbiselerle örtünün emrini, şeytanın moda tuzağıyla çiğneyerek yaşarken, ölünce kefenle örtünecek olan zavallı kızlarımıza ve hanımlarımıza acıyorum!
Servetlerinin ve şöhretlerinin sarhoşluğuyla ölümü ve dirilişi unutan ve musalla taşında namazı kılınan namazsız ve zekâtsız kendini zengin sanan, ahiretin fakirleri zavallılara acıyorum!
Namaz kıldığı halde, ölüm ve dirilişi unutup ticaretinde sahtekârlık yapan veya din ve vatan düşmanlarını destekleyerek kardeşlerine kuyu kazan,yalancı, şantajcı, montajcı zavallı kardeşlerimize de acıyorum!
Bu, “Ölümü ve ahireti unutmak!” musibeti ve felaketi manevi hastalıklarımızı tedavi etmek için;
Vatandaşının aklını, inancını, canını, malını ve namusunu korumakla görevli olan devlet, aynı zamanda vatandaşlarını ahirete hazırlamakla görevlidir! Buna çalışmayanlar “Emanetlere ihanet edenler, Allah ve Resulüne ihanet etmiş olurlar” ayetinin muhatabı olurlar!
Devletimiz, tüm medyada aynı anda ölüm ve ahiret ile ilgili kısa, veciz ve etkili bir filmi her gün yayınlamayı mecbur etmelidir!
Okullarımızda “Ahirete hazırlık” dersini mutlaka okutmalıdır!
Ayrıca, Diyanet İşleri Başkanlığımız, belediyelerimiz ve STK’larımız öncülüğünde özellikle mübarek aylarda “Ölüm ve ahiret etkinlikleri“adıyla programlar düzenlenmelidir!
İşte bu mübarek aylar ve bu aydaki mübarek geceler nefis muhasebesi ve ölüm muhakemesi yapmamız ve Cehennem cezaevine karşı tedbir almamız için büyük bir fırsattır!
Allah (c.c), “Dünya’da iman, Ahiret’te mekân” şuuruyla kulluk görevlerini yapmamızda daim yar ve yardımcımız olsun.
Regaibimiz ve üç aylarımız bereketli olsun!
Ölümümüzü ve dirilişimizi güzel kılsın.
Ruhumuzu imanla ve şehadet ile teslim alsın.
Bu yıl son senem!
Son ayım!
Son haftam!
Son günüm!
Son gecem ve son nefesim diye düşünerek yaşamayı nasib etsin.
Amiin!
Selam, sevgi ve duayla.
Not: Salı Akşamı saat 20:30’da, Akit TV (Kanal 34) ile Kocaeli TV’nin ortaklaşa yayınladığı “Milli Diriliş” programının canlı yayınında buluşmak üzere Yaratıcımız, Yöneticimiz ve Yaşatıcımız Allah (c.c)’a emanet olunuz.
Tatil olması dileğiyle Cuma Bayramımız mübarek olsun!
Selam, sevgi ve duayla.