PKK'yı DHKahPeCe destekliyor
VATANI BÖLDÜRMEYECEĞİZ
Yunanistan’da hala bu ‘DHKahPeCe’nin kampları var. PKK’nın kampları da Yunanistan’daydı. Hey gidi kaç yüzlü Avrupa! Müslümanlara düşmanlık için, bu vatanı böldürmek için para da verirler, kampta kurdururlar, her şeyi yapar bu dinsiz, kitapsızlar.
Savcı Mehmet Selim Kiraz şehit edildi. Umrede falan resimleri var. Muhterem bir insan olduğu belli. Tasavvuftan da nasibi olduğuna dair bana bazı bilgiler ulaştı. Zulmen öldürülen şehittir. Görev şehidi falan gibi işleri ben karıştırmam.
O işlerden anlamam.
Şehitlik için savcılık diye bir makam kitapta geçmez. Hadis-i şerife göre haksız yere öldürüldüğü için şehittir. Çünkü adamcağız haksız yere öldürüldü. Namazlı, abdestli olduğu da anlaşılıyor.
Öyle namazsız, abdestsiz de ‘Demokrasi şehidi, bilmem ne şehidi” diye önüne gelen şehit olmaz yani. Şehit olmak için bir insanın Müslüman olması şarttır. En azından namazı beş vakit kılması şarttır. Beş vakti kılmayanın nereye gideceği belli değil zaten.
Nasıl şehit olacak?! Bu kardeşimizin zulmen ve haksız yere öldürülmesi sebebiyle şehit olduğunu beyan ediyoruz. Allah’ım şehitliğini kabul eylesin.
PEŞİNDEN GİTMEYİN
‘DHKahPeCe’ Türkiye’yi karıştırmak istiyor. Bunlar tehlikeli adamlar. Bunlar ateist, Marksist, Leninist, komünist adamlar. Bunlar rey verdikleri zaman da PKK’ya rey veriyorlar. PKK’nın partisi var ya ona rey veriyorlar.
Bazı sakallı, sarıklı, hacı-hoca geçinen adamlarla, kapalı kadınlar da PKK’ya rey veriyor. Sırf kafatasçılıktan dolayı. Kur’an-ı Kerim’de “Biz herkesi ahirette dünyada kimin peşine gittiyse onunla çağıracağız.” (İsrâ-71) buyruluyor. Başı cenneteyse o da cennete, başı cehennemeyse o da cehenneme. Onun için çok dikkat etmek lazım. Irkçılık, kafatasçılık olmaz. Bunlar Allah’a inanmayan, milletin kafasına kurşun sıkan, Müslümanları katleden, komünist, Marksist adamlar.
ÖCALAN PAPA’YA MEKTUP YAZDI
Bunların başı, İmralı Papa’ya mektup yazdı. Papa’ya “Ben Hristiyan olmak istiyorum. Sizin dininiz çok güzel” dedi. Belgesi var. Böyle insanlara, Müslümanlıkla zerre kadar alakası olmayan insanlara ‘Müslümanım’ diyen hacı-hocalar destek veriyor. Bu ‘DHKahPeCe zihniyeti, bu sol kafa Karadeniz’de de var maalesef. Bunun sadece kafatasçılıkla da alakası yok. Karadeniz’de öyle solcu, dinsiz ateistler var ki her yerden beter.
Allah ıslah etsin, uyandırsın bunları. Bunlar memleketi bölmek bir şey değil, hepimizin ırzına, namusuna tecavüz edip, evimizde kafamıza sıkarlar. Bunlar böyle cani, vahşi adamlar.
Şimdi demokrasi, modernlik ayağına bir kılıf yapıpta sakın bu adamları Müslümanlar desteklemesin.
Eğer Allahsız, kitapsızları desteklerlerse, hacılığına-hocalığına Allah bakmayacak mahşerde onları beraber haşredecek. Bu kafa aynı kafadır.
BUNLARIN İPİ DIŞARDA
Bu kafanın arkasında Şia tehlikesi de var. Biliyorsunuz bu örgütler Hz. Ali’yi kabul etmeyen, Allah’ı, peygamberi kabul etmeyen ama lafa gelince de Şii olduklarını beyan eden adamlardan oluşuyor. Yemen meselesinde Türkiye ile İran’ın arası açılınca İran’ın bazı foyaları ortaya çıktı. Ne zaman bu olaylar patladı, bu ölmüş hücreler harekete geçti. Çünkü bunların ipi dışardadır. Hala bazı milletvekilleri bu saldırıya eylem diyor. Savcıya şehit demiyorlar, adamlara da gençler diyor. Teröriste genç diyor, savcıya da şehit demiyor. Çünkü bu kafalar polisi, askeri, savcıyı tutmazlar, teröristleri tutarlar. Bunlar böyle tehlikeli adamlar.
Savcıya acımıyor, “Bu gençler niye infaz edildi? Sağ yakalansaydı” diyor. Sağ yakalansalardı 2 sene sonra çıkarlardı bir polis daha öldürürlerdi.
Böyle bir şey yok. Doğru yaptılar. Sen adamı öldürüyorsan zaten kısası hak etmişsin. Sen de öleceksin, bunun başka bir çözümü yok. Kısasa kısas. Dolayısıyla uyanık olalım. Arkada büyük tehlike var. Şia harekete geçirtti bunları. Bu örgütlerin arkasında Şia var.
BİZİM HER ŞEYİMİZ İSLAM
Bu teröristler Yunanistan’daki kampa gidiyorlarmış. Dikkat edin. Yunanistan’da hala bu DHKP-C’nin kampları var. PKK’nın kampları da Yunanistan’daydı. Hey gidi kaç yüzlü Avrupa! Müslümanlara düşmanlık için, bu vatanı böldürmek için para da verirler, kampta kurdururlar, her şeyi yapar bu dinsiz, kitapsızlar.
Yunanistan’ın ne işi var da bunlara destek veriyor? Gâvurluktan dolayı gâvurluktan. Bizim atamız, babamız, her şeyimiz İslam’dır. Vatanımızda İslam vatanıdır, böldürtmeyeceğiz inşallah. Bunlara da kaptırtmayacağız inşallah.
Uyanık olalım, zerre kadar imanı olan bu kitapsız, Leninist, komünistlere destek olmasın. Allah için birbirinizi uyarın inşallah. Bunlar “Aynı ırktanız, aynı mezhepteniz” falan diyerek size baştan yumuşak görünür, ondan sonra gelirler bütün milleti keserler. Bunlar milleti kâfirlerin eline de teslim ederler.
Allah fırsat vermeyecek inşallah.
AYET-İ KERİME
“Andolsun ki, Rasûlullah, sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.” (Ahzâb, 21)
HADİS-İ ŞERİF
“Sakın bir erkek, yanında mahremi olmadıkça yabancı bir kadınla yalnız kalmasın.” (Buhârî, Nikâh 111, Cezâu’s-Sayd 26, Cihâd 140, 181; Müslim Hacc 424)
AYIN YARILMA MUCiZESi
"Onlar hayretlerinden gözlerini silip tekrar tekrar bakarak, ikindi vaktinden sonra gerçekleşen bu mucizeyi gece yarısına kadar izledikleri halde yine de onlar: “Muhammed bizi büyüledi” diyerek inkârlarında ısrarcı oldular. "
İbni Abbâs (Radıyallâhu Anhümâ) nın şöyle anlattığı rivâyet edilmiştir.
Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) zamanında, aralarında Velîd ibni Muğîre, Ebû Cehil, Âs ibni Vâil ve Nadr ibni Hâris gibi ileri gelen müşriklerin bulunduğu bir cemaat ve yahudi âlimlerinden bir gurup Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)e gelerek:
“Eğer davanda doğruysan bizim için ayı iki parçaya ayır da yarısı Safâ, diğer yarısı Merve dağı üzerinde bulunsun”
dediler. Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) de onlara: “Bunu yaparsam inanacak mısınız?” buyurduğunda
onlar: “Evet” dediler.
MUCİZEYE ŞAHİT OLUN
O gece dolunay gecesi idi. Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)in Allâh-u Teâlâ’dan bu mucizeyi gerçekleştirmesini istemesi üzerine ay ikiye ayrılarak, onların istediği şekilde kendilerine göründü. Bunun üzerine Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) müşriklere hitaben: “Şahit olun (bu mucizeyi görün)” buyurdu. Onlar hayretlerinden gözlerini silip tekrar tekrar bakarak, ikindi vaktinden sonra gerçekleşen bu mucizeyi gece yarısına kadar izledikleri halde yine de onlar: “Muhammed bizi büyüledi” diyerek inkârlarında ısrarcı oldular.
BAŞKALARINA SORUN
O zaman içlerinden bir kişi: “Eğer sizi büyülediyse, herkesi de büyüleyemedi ya! Uzaklardan gelenlere (böyle bir şeye şâhit olup olmadıklarını) sorun” dedi. Gelen yolculara sorduklarında herkes: “Evet! Biz de bu mucizeyi gördük” dediler.
AYET-İ KERİME İNDİ
İşte bu hususta Allâh-u Teâlâ:
“Kıyâmet çok yaklaştı ve ay yarıldı. Onlar bir mucize görseler yüz çevirirler ve ‘Sürekli bir büyü’ derler” (Kamer Sûresi:1-2) âyet-i kerîmelerini indirdi. (Ebû Nu‛aym, ed-Delâil, sh:209-210; Buhârî, no:36-37, 3868; Müslim, no:2802; Tirmizî, no:3286; Ahmed ibni Hanbel, el-Müsned, no:12688, 13154, no:398, 20/118;
Beyhakî, 2/262-264; Taberî, 22/105;
Hâkim, 2/471-472.
Ahmed ibni Hicâzî (Rahimehullâh)ın beyanına göre Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)in duası ile gerçekleşen ayın yarılma mucizesi şabân ayında vukû bulmuştur.
Diğer rivâyetlerde dolunay gecesi vaki olduğu zikredildiğine göre; bu mucize hicretten önce Mekke döneminde bir beraat gecesinde gerçekleşmiştir. (Tuhfetu’l-ihvan, sh:41-42)