Sosyal fobi tedavisinde dinamik psikoterapi
Mesleğinle ilgili topluluk önünde sunum yapman gerekiyor ama kaygılar ve korkuların yüzünden daima bunu erteliyorsun, telefonda birisiyle veya tanımadığın kişilerle konuşurken heyecanlanıp ne diyeceğini şaşırıyorsun, mesleğinde çok donanımlı ve bilgilisin ancak işinden memnun değilsin, yeni işlere başvurman gerekiyor ama bu konuda heyecan ve kaygından dolayı yeni işlere başvuramıyorsun. Yolda giderken bir noktada insan kalabalığı görsen, hemen yolunu değiştirir sakin bir yerden gitmeye çalışırsın. Sanki oradaki her kişi dönüp seni inceleyecek sanırsın. Nerede olursa olsun bir kişinin sana negatif davranabilme ihtimalini aklından bir türlü çıkaramazsın.
Sosyal fobide yaşanan anksiyete, uyarana bağlı olarak ortaya çıkar. Fobik durumlarla karşılaşılması için zorlandığında ya da beklenmedik bir anda böyle bir durumla karşı karşıya geldiğinde kişi yoğun bir anksiyete yaşar, bunun yanı sıra çok çeşitli somatik semptomlar gösterir.
Değişik anksiyete bozukluklarına değişik somatik semptomlar eşlik eder. Örneğin; panik ataklarında daha çok çarpıntı, göğüste ağrı ya da sıkışma hissi görülürken sosyal fobide daha çok yüz kızarması ve ağız kuruluğu görülür. Sosyal fobisi olan hastaların korkulan durumlara bağlı olarak gerçek panik atakları da ortaya çıkabilir.
Sosyal fobisi olan kişiler, çeşitli toplumsal durumlarda olumsuz bir biçimde değerlendirileceklerine ilişkin büyük bir korku duyarlar. Korktukları durumlarla karşılaştıkları zamanlarda sıklıkla anksiyetenin somatik semptomlarını yaşarlar.
Sosyal fobide korku duyulduğu sırada en sık gözlenen somatik semptomlar şunlardır: Çarpıntı (%79), titreme (%75), kaslarda gerginlik (%64), midede burulma duygusu (%63), ağızda kuruma (%61), ateş basması ya da üşüme (%57) ve kafada basınç duygusu ya da baş ağrısı.
Değerli okuyucularım, sosyal fobi tedavisinde çok gerekiyorsa ilaç tedavisi ve psikoterapi uygulanmalıdır. Tedavide uygulanan “Psikodinamik terapilerde” sosyal fobi şikayeti ile gelen bir danışanın öncelikle kişilik yapılanmasında bir hasar olup olmadığı incelenir. Örneğin bazı narsisistik kişilik yapıları incinmeye ve kırılmaya karşı o kadar çok hassastır ki, böyle birisi için incinme ve kırılmadan korunabilmenin tek yolu kendisini toplumdan soyutlamaktır. Şizoid kişilik bozukluğu olan bireylerde yakın ilişkiye girdiklerinde karşısındaki tarafından yutulacağı, sömürüleceği kaygısını yaşadıklarından “geri çekilme, uzak durma” eğilimi gösterirler. Sosyal fobi semptomuyla gelen bir danışanın kişilik yapılanmasında bir hasar varsa bununla ilgili uzun dönemli, kişilik yönelimli dinamik psikoterapiler uygulanarak çalışılır.
Daha nevrotik düzeydeki “sosyal fobi” şikayetiyle gelen danışanlarıma öncelikle “sosyal fobinin ne olduğunu bilmediğimi” söyleyerek bana tarif etmelerini isterim. Tarif etmeye başladıklarında çoğu zaman temeldeki duygunun “utanç ve utandırılmak” olduğu dikkatimi çeker. Daha sonra yavaş yavaş geçmişteki utanç duyduğu, utandırıldığı, aşağılandığı, değersizleştirildiği anılar konuşulmaya başlanır. Başta hafif utanç duygusu taşıyan anılar gelir. İlerleyen seanslarda kişinin kendisinden bile sakladığı, yıllarca bastırdığı anılar ortaya çıkmaya başlar. Kimi danışanlar seansta o kadar yoğun bir duygu boşalması yaşar ki: “ben bu olayın beni bu kadar çok etkileyeceğini tahmin bile etmemiştim” ifadesini kullanırlar.
Bazı danışanlar ilk seanslarda geçmişlerinde bir problem olmadığını, çok iyi bir çocukluk yaşadıklarını söylerler. Oysa ki HER İNSANIN SIRLARI VARDIR. Sorunun ana kaynağı da çoğu zaman bu sırlardır. “Bazen ilkokul öğretmeninin attığı bir tokat, babanın fakirliğinden duyulan utanç, tutucu bir ailenin çocuğunun yaşadığı cinsel deneyim, kimseye anlatılamamış bir hata, çocuklukta hemcinsle oynanan cinsel oyunlar, tacizler, travmalar ve daha binlerce örnek sosyal fobinin oluşumda etki eden çocukluk yaşantıları olabilir.
Bazı danışanlarda duygular ile yeterince çalışıldıktan sonra “İmajinasyon çalışması”, “EMDR” gibi bilişsel davranışçı teknikler ilerleyen safhalarda terapiye entegre edilebilir. Ancak sosyal fobi vakalarında psikoteapinin ana ayağı duygular ve geçmiş yaşantılar olmalıdır.
Sağlıklı rahat günler geçirmeniz duasıyla Allah’a emanet olunuz.