Yardımlaşma...
Fenerbahçe; her gün üzerine koyarak gidiyor. Beşiktaş maçından sonra oynadığı üçüncü maçı kazandı. Ve bol gol atarak kazandı. İstanbul dışında da ilk galibiyetini aldı.
Yalnız geçmiş maçlara göre, Galatasaray maçını düşünmeye başladıkları 4. gole kadar, hem savunmada hem de hücumda çok yardımlaştılar. Bunun için fizik güç tabii önemli. Ve her gün fizik gücü de üst düzeye çıkıyor oyuncuların. Fenerbahçe takımı, skoru korumak için çok yardımlaşıyordu. Özellikle içerdeki maçlar skoru yakalayana kadar hücumda yardımlaşıyordu. Ama dün Konya'da hem hücum hem de savunmadaki yardımlaşmalar üst düzeydeydi.
1-1'e yakalanmalarına rağmen yine sakinliklerini koruyup, hakikaten de çok güzel 3 gol attılar. İlkinde; Emre Niang'la ikiye bir yapıyor, vuruyor. İkincisinde; Dia ikiye bir yapıyor, sıfıra iniyor, Niang ön direğe koşu yapınca Özer'in yerine giren Semih de tam o bölgenin oyuncusu olarak doğru yere gidiyor ve ikinciyi yapıyor. Üçüncü golün hazırlanışı da yine dripling ve Semih'le yapılan ikiye birle sonuçlanıyor Stoch'un ayağından. Hatta Stoch bu teşebbüsü 5 dakika önce falan da yapmıştı, kaleci Orkun kurtarmıştı.
HÜCUM SİLAHLARI ETKİLİ OLUNCA
Dördüncü golden sonra Galatasaray maçı başladı Fenerbahçe için. Ama mücadeleyi de bırakmadı. Konya takımı, oyunun hiçbir bölümünde Fenerbahçe'ye rakip olamadı. Sadece ikinci yarının ilk 6 dakikasında sarı-lacivertlilerin kalesine gelen birkaç şut var. Bunlarda da Volkan başarılıydı. Bu pozisyonlar Fenerbahçe'yi kendine getirdi. O 6 dakikadan sonra yine ilk yarının tamamındaki görüntüye döndüler. Ve iyi futbollahaklı bir galibiyet elde ettiler...
Hücumda Emre, Dia, Semih, Niang ve Stoch etkili oynarken, savunmanın önünde emniyet subapı olarak Mehmet Topuz kaldı. O da çok diriydi. Hatta önde oynayan oyuncular o kadar etkiliydi ki; kenar bekler alışılagelmişin dışında fazla hücuma çıkma ihtiyacı duymadılar. Dia'nın ilk yarıda soru işareti olan penaltı pozisyonu dışında hakem Abdullah Yılmaz'ı çok beğendim.