Bugün belki O GÜN!
Anlatmıyorsun, anlatamıyorsun derdini kimseye; diyorsun “Yok anlayacak”..
Taşıyamıyor artık sinen, kibirle örülü nefsinin ağırlığını oysa ki.. İç sıkıntıların amansız bir hastalık, bütün hayallerin yeis batağında..
Hırçınlığın freni bozuk araba gibi, nerde duracağını bilemiyor… Kırıyorsun, kırılıyorsun,..
Hıncını almaya yetmiyor hiçbir şey.. Günaha bulanmış ellerin, gözlerin, dilin.. An geliyor merhametten uzak kalbin, merhamet dileniyor boş hanelerin boş kapılarında…
Neden hep böyle oluyor, neden hep seni buluyor değil mi?
Bir sebep arıyorsun bu olumsuz gidişata.. Bir ışık arıyorsun, üstüne kabus gibi çöken bu karanlığa.. Dünyanın derdiyle büyüyen başınla, çamura bulana bulana küçülen ruhunla kanatlanmak istiyorsun bir hoş ferahlığa..
Bugün belki o gün…
Belki kaskatı kesilmiş yüreğin yumuşayacak, belki yıllardır kronikleşmiş bunalımların nihayet bulacak; belki birike birike ummana dönüşen gözyaşlarının bendi yıkılacak…
Belki de…
Evet belki de hayatın sırrına ereceksin; Niçin doğdun, niçin yürümeyi öğrendin; şimdi her sabah niçin uyanıyorsun; niçin ağladın; niçin güldün; yada niçin gülemedin.. Binlerce kelimeyi niçin ezberledin; niçin varsın? Bütün sorular cevaplanacak! Belki bugün Varlığın anlamını bulacak!
Toplan!
Bugün belki o gün..
Ne kalmışsa elinde artakalan, ne kalmışsa ruhunda seni yaşatan al git.. Bu kez hüsran olmasın uyanışın, bu kez teslim olmasın dirilişin…
Sihirli bir kalem; büyülü bir dokunuşsa kadere DUA, aç bugün ellerini semaya…
Aç yüreğinin kapılarını ardına kadar Mevla'ya..
Hesaba çekilmeden önce; çek kendini hesaba..
Düşünürken işlediğin milyonlarca günahı,
Geç kendinden ağlaya ağlaya…