Corona Virüs ve Uzaktan Eğitim Fırsatı
Uzun süredir onu uzaktan, biraz tedirginlik biraz da korkuyla izliyorduk. Etrafımızda daireler, zikzaklar çiziyor ama bize uğramıyordu… Birkaç gün önce corona virüs -beklenildiği gibi- ülkemize de sıçradı. Şimdilik korkulacak bir şey yok gibi görünüyor. Fakat burada kalmayacak, başka vakalar da olacaktır zaman içinde ve bunun sadece insan sağlığına değil ekonomiye de büyük zararı olacaktır. Ama ne olursa olsun abartılı yaklaşımlardan kaçınarak sükuneti ve itidali korumamız gerekiyor.
Bu anlamda Hükümet süreci gayet başarılı bir şekilde yürütüyor…
Sağlık Bakanı Koca, ilk günden beri soğukkanlı yaklaşımıyla vatandaşı bilgilendirdi ve gayet gerçekçi bir tablo çizerek de oluşabilecek panik havasını dağıtmaya çalıştı.
Fakat milletçe panik yapmayı sevdiğimizden olacak ilk vakanın ardından özellikle gıda sektöründe gözle görülür bir hareketlilik yaşandı. Vatandaş marketlere akın etti. Bazı temizlik ürünleri yok sattı. Durumu ranta çevirmek isteyen çapulculara gün doğmuş oldu. Ürünlere saatler içinde zam üstüne zam yaptılar.
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan: " Bugün 81 ilde eş zamanlı olarak denetimler başladı. Haksız fiyat artışlarına karşı gereği yapılacak. Hapis cezasına kadar cezalar var.” diyerek fırsatçılara göz açtırmayacaklarının işaretini verdi.
****
Okulların tatil edilmesi ilk günden beri konunun uzmanları tarafından dillendirilen akıllıca bir önlemdi. Virüsün okullara bulaşması tabloyu korkunç bir hale getirebilirdi. Sosyal medyada bu hakkında çok şey yazıldı.
Mesela önlem almakta geciken İtalya’da işler şuan gerçekten çok kritik durumda. Öğrenci değişim projesi olan Erasmus kapsamında İtalya’nın güneyindeki bir okuldan kızımın okuluna gönderilen bir mektupta, okul müdürü içinde bulundukları durumla ilgili şunları söylüyor: “Buradaki durumumuz günden güne kötüleşiyor. Evde durarak sosyal temasları önlemeye çalışıyoruz. Çok endişeli ve stresliyiz. Yaşamımız değişti ve virüs sadece burada değil ülkenin her yerinde. Kuzeyde tahmin edemeyeceğimiz kadar çok insan virüslü ve burada da yakında benzer bir durum olacak.”
Benzer vakaları ve kamuoyunda oluşan beklentiyi göz önünde bulunduran Hükümet çok yerinde bir kararla ilk ve orta dereceli okullar için 16-30 Mart tarihleri arasını tatil ilan etti.
Okulların vakitlice tatil edilmesi, doğru bir karar. Bu kararın içinde benim önemsediğim bir başka şey var.
O da, uzaktan eğitim modelinin Elazığ depreminden sonra tüm ülkede test edilecek olması.
“Uzaktan eğitim, ders ortamını evlere taşıyacak” dedi Bakan Selçuk. Sistem hem internet hem de TRT üzerinden işleyecek ve öğrenciler ev ortamında eğitimlerine devam edebilecekler.
Tüm ülkede böyle bir sistemi uygulayacak donanıma sahip olmak elbette çok önemli.
Bu bir haftalık süreci konunun uzmanları son derece dikkatli bir şekilde izlemeli. Bu süreçte sergilenecek performans ve verimlilik, eğitim sisteminin içinde bulunduğu açmaz için bir ışık olabilir bana göre. Uzaktan eğitim sistemi, tüm yıla yayılmadan, belli süreler için kullanılsa da eğitim siteminin ve velilerin her gün boğuşmak zorunda kaldıkları sorunların bir kısmını ortadan kaldırabilecek bir potansiyele sahip.
Çünkü ben uzaktan eğitim sisteminin tıpkı bireysel öğrenmeye dayalı benzer sistemler gibi öğrencilerdeki sorumluluk duygusunu güçlendireceğini düşünüyorum. Bu sistemle öğrenci kendi başına, sorumluluğu olan dersi takip etmek durumunda olacak. Bu da öğrencide, çıkarına olan bir şeyi kendi başına yapabilme kabiliyetini pekiştirecek. Sanılanın aksine ev ortamı konsantrasyonu azaltmayacak, artıracaktır. Çünkü öğrenci etraftaki uyaranları görmezden gelmeyi öğrenecek, anlamak için daha fazla yoğunlaşmak zorunda kalacaktır. Bu da onun zihnini kontrol edebilme becerisini geliştirecektir ki bu da onun hayatı boyunca işine yarayacak bir kazanım olacaktır.
Şöyle düşünün… Bu çocuklar hiç okula gitmeden, özel ders almadan, kişisel gayretleriyle, sadece takıldıkları konularda danışmak suretiyle bilgisayar kullanımıyla ilgili ciddi bir beceri edinebiliyorlar. Çünkü o beceriyi kazanmak için azmediyor, zaman mefhumu tanımadan tüm bilgi kaynaklarını keşfetmeye çalışıyor, tüm yeteneğini öğrenmek için seferber ediyor ve nihayetinde amacına ulaşıyor. Gerçek anlamda öğrenmenin metodu budur zaten…
Aynı yöntemi normal eğitim ile ilgili uygulamak hiç de fena bir fikir gibi gelmiyor…
Bu sistem, öğretmenin ön planda ve aktif olduğu; öğrencininse pasif olduğu klasik eğitim yöntemindeki rolleri değiştirecektir öncelikle. Elbette uzaktan eğitime uygun bir müfredatın hazırlanmasıyla, öğrenci öğretimin aktif öznesi haline gelebilecektir.
Özellikle ikili eğitim alan öğrencilerin blok derslerle ya da beş dakikalık teneffüs aralıklarıyla girdikleri derslerin olumsuz yük ve stresi ortadan kalkacaktır. Eğitim sisteminin adeta gölgesi olan trafik sorunu son bulacaktır.
Ders ortamının ev olması, ulaşım, beslenme, dinlenme gibi sorunları ortadan kaldıracaktır. Öğrenciler, daha az stresli ve yorgun ama daha rahat ve sağlıklı olacaklardır. Burada oluşacak zaman fazlasını dileyen öğrenciler dil, sanat, spor gibi kişisel gelişim kurslarında ilgili oldukları alanda yeteneklerini geliştirmek için kullanabilirler.
Uzaktan eğitim daha az hiyerarşi, daha az kural, daha az kısıtlama, daha az kapatılma, daha az endişe, daha az baskı demek. Bununla birlikte uzaktan eğitimde daha fazla özgürlük, daha fazla deneyim, daha fazla hareket, daha fazla hayat var…
Tüm yılı kapsamayacak bile olsa bu sistem bir yığın olumlu faktörü içeriyor. Yeter ki klasik eğitim sistemiyle ilgili taassuptan kurtularak, bu sistemin iyi ve kötü yanlarını düşünelim. He, bu sistemin sorunları olmayacak mı? Olacak elbette. Mevut sistemin sorunu yok mu canım??? Uzaktan eğitimin gerektirdiği asgari imkanlara sahip olmayan öğrenciler içinse bakanlık pekala ara formüller üretebilir.
Geçirilecek bir haftalık dönem geleceğin eğitim yöntemi olan bu sistemin test edilmesi için iyi bir laboratuvar olabilir bence.