Çözüm Süreci Şimdi Başlıyor
Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür. Yıllar yılı biz terör hadiseleri ile yatar kalkardırk. Gün geçmez ki şehit haberleri gelmesin, böyle devirlerden geçtik…
Son 10 yılda bir devlet iradesi ortaya çıktı ve 90 yıldır devam eden sorun için “biz bu işi çözeriz” dedi. Velevki siyasi hayatımıza mal olur, dedi. Baldıran zehirini içeriz ama biz bu işi çözeriz, dedi. Ve gerçekten de dünden bugüne çözüm adına devrim niteliğinde şeyler yaşadık. Her türlü tahrikkar tehdit ve teşebbüslere rağmen devlet kararlılığını bozmadı.
Bugün HDP, 80 milletvekiliyle Mecliste ise bu dahi devletin bu duruşu sebebiyledir. Daha evvel AK Parti’ye oy veren Kürt vatandaşlarımız AK Parti’ye küstükleri için değil, HDP’nin Çözüm sürecini dağdan, terörden, silahtan arındırarak demokratik yollarla Mecliste yürüteceğine inandığı için son seçimde HDP’yi destekledi.
Ama böyle olmadı… Olmayacağını devlet biliyordu da son vaziyetlerle vatandaşın da malumu oldu…
Devlet, Gezi olayları sonrasında kısmen, 6-7 Ekim olayları sonrasında tamamen bu işin PKK ile HDP ile yürümeyeceğine kanaat getirdi. Vatandaş ise bunu 7 Haziran sonrasında kısmen, Suruç olayları sonrasında tamamen görmüş oldu.
Devletin şefkatli duruşundan cesaretle kendini dev aynasında gören PKK, o aynaya bakıp da beylik laflar eden HDP’nin şahinleri asli suretlerini çok gizleyemeden deşifre ettiler. HDP bırakın Türkiye partisi olmayı, Kürt vatandaşlarımızın dahi partisi olamadı. HDP, PKK’nın partisiydi, öyle kaldı. Herşey ayan beyan ortada şimdi.
Vatandaş da meseleyi tespit ettiğine göre devlet artık kudret elini de göstermeliydi. Nitekim devlet silindir gibidir. Onunla birlikte yürüyen yol bulur. Karşısında duran altında ezilirdi. Öyle de oldu.
Peki Çözüm Süreci bitti mi? Hayır, kesinlikle hayır. Sadece muhatap değişti. Asıl çözüm süreci şimdi başlıyor. Gerçek muhatap ile devam edecek.
Devlet, bu yola çıkarken de neticeye vardırırken de vatandaşını yanında istiyor. Terörden, silahtan medet umanlarla barış yolunda yürüyülemeyeceği görüldü. Barış için, huzur için, refah için, güzel yarınlar için şiddet ve teröre karşı dimdik duran Kürt vatandaşlarımız Çözüm Sürecinin baş garantörüdür çünkü.
Şefkat ve kudret devletin iki ayrı yüzüdür. Güdülü basında devlet 90’lara döndü manşetleri gezdi durdu. Doğrusu şaşırtıcı değil. Ama 90’lara dönüldüğü falan yok. Durum şu; Devlet 10 yılı aşkın bir süredir samimiyetle ve sabırla şefkat yüzünü sergiledi. Sabırla diyorum çünkü bu süreçte devletin samimiyeti ve sabrını imtihan etmek istercesine PKK ve HDP süreci boykot eden sinsi oyunlar tertiplediler. Yanıldıkları bir nokta vardı. Devlet şefkatini ve samimiyetini ne HDP’ye ne de PKK’ya ispat etme derdindeydi. Kürt vatandaşı bilsin, yeterdi.
PKK, silah ve para ile değil, halkın ona taban vermesi ile besleniyor. Kürt vatandaşlarımız bu bilinçle Çözüm mührünün kendi ellerinde olduğunu cümle aleme göstermelidir. Bu noktada muhtemel erken seçimde teröre sırtını yaslayanlara çok bariz bir mesaj vererek Çözüm Sürecinin gerçek sahibi olduğunu gösterebilir pekala.
Barış ve kardeşlik hiçbir dönemde değer kaybetmez… Ona sahip çıkanlara da değer katar.