El bileği tüneli daralınca ne olur?
Eğer ellerinizde ağrı, uyuşma, hissizlik, yanma, karıncalanma ve benzeri şeyler hissediyorsanız, hele bir de yumruk sıkma gücünüz de azaldıysa ve elinizdeki eşyaları düşürmeye başladıysanız, probleminiz "karpal tünel sendromu" olabilir. Peki nedir bu tünel? Neden daralır?
Karpal tünel “el tüneli” anlamına geliyor. Parmaklarımızı hareket ettiren sinirler, elimize, el bileğindeki bu tünelden geçerek ulaşıyor. Karpal tünel sendromu da, ele giden sinirlerin el bileği bölgesindeki dar kanalda sıkışması yüzünden ortaya çıkıyor. Elde uyuşmaya neden olan başka bazı problemler olsa da, uzmanlar en çok karşılaşılan sorunun karpal tünelin daralması olduğu konusunda hemfikirler.
Bu can sıkıcı problemin en önemli nedeni, elin tekrar eden hareketinin bilekte yarattığı zorlamalardır. Buradan yola çıkarsak, sendromun elleri ile çamaşır yıkayıp sıkan hanımlar, marangozlar, viyolonsel sanatçıları ve çok fazla bilgisayar kullananlarda görülmesi hiç de şaşırtıcı değil.
Karpal tünel sendromunda ele giden sinirlerin geçtiği tüneldeki daralmalar o noktadaki sinirler üstünde baskıya neden olur. Böylece serçe parmağından başlayarak elin ilk üç parmağında uyuşma, yanma, karıncalanma gibi duyusal güç kaybı ile motor şikayetler ortaya çıkar.
Zamanla gece ağrıları, yumruk sıkma gücünde azalma ve ellerde şişme gibi şikayetler de ortaya çıkabiliyor. Elin kavrama gücünün azaldığını, cisimleri tutmada güçlük çektiğini, hatta düşürdüğünü söyleyen hastalar var. Şikayetler özellikle hasta ellerini çok zorladığında ortaya çıkıyor.
İYİ BİLGİ -- Kimlerin riski fazla?
Bu sendrom, bileklerini zorlayan hareketler yüzünden, normalde gayet sağlıklı insanların başına gelebilir. Biraz önce de belirttiğim gibi marangozlar, viyolonsel sanatçıları ve bilgisayarda çok yazı yazanlar bileklerindeki baskı yüzünden risk grubunda olsalar da, özellikle şeker hastalığı, hipotroidi, akromegali isimli hipofiz hastalık ve romatoit artirit gibi sağlık sorunları olanlarda bu sendroma daha sık rastlanıyor.
Karpal tünelin tedavisinde ağrı kesiciler, yangı baskılayıcılar ve B vitaminleri kullanılıyor. Ancak ileri dönemlerde, sinirlerin sıkıştığı kanalın içine kortizon enjeksiyonu yapmak iyi sonuçlar verebilir. Eğer bu tedavilerin hiçbirinden tatmin edici bir sonuç alınamaz ise ameliyat kaçınılmaz oluyor.
Bu sendromdan muzdaripseniz el bilekleriniz üstünde doğrudan baskı yaratacak hareketlerden uzak durmanızı tavsiye ederim. Bileği sıkacak bir saat, bilezik gibi aksesuvarlar bile kullanmamaya özen gösterin. Bu tür aksesuvarlar ağrının ve uyuşma hissinin artmasına neden olarak ciddi bir rahatsızlık kaynağı olabilir. Kol düğmelerinizi de gevşek tutmaya özen gösterin, hatta daha da iyisi bırakın açık dursunlar.
Bileğinizin sağa, sola ve aşağı yukarı yönlü hareketlerini mümkün olduğunca sınırlamaya gayret edin. Eğer bilgisayar kullanıyorsanız bu hareketleri sınırlayarak sorunu hafifleten ve ilerlemesini önleyen ortopedik aparatlar takabilirsiniz. Ayrıca avucunuzu sıkmamaya yumruk yapmamaya dikkat edin.
Karpal tünel sendromu, mücadelesi güç bir sağlık sorunudur. Bazen bu önlemlere rağmen geçmeyebilir. Erken teşhisin tedavinin şansını artırdığını bilmenizde de fayda var. Bu nedenle eğer yukarıdaki belirtiler aşina geliyorsa ve bu sendromun sizde de olabileceğini düşünüyorsanız lütfen geç kalmadan doktorunuzdan yardım isteyin.
ÖNERİLER -- Ne yapmalı?
* Sendroma neden olabilecek başka bir hastalığınız varsa (şeker hastalığı, tiroit tembelliği) tedavi olun.
* El bileğinin uzun süreli bükülüp gerilmesini gerektiren hareketlerden kaçının.
* Kollarla vücudun çok yakın ya da çok uzak olduğu pozisyonlarda çalışmamaya özen gösterin.
* El bileğinizi uzun süre sert zeminde tutmamaya dikkat edin.
* Çalışma sırasında mola verin ve bileğinizi gevşetmek için ellerinizi sallayın.
* Tekrarlayan el hareketleri gerektiren bir iş yapıyorsanız sık sık mola verip ellerinizi dinlendirin.
* Bilgisayar klavyesini çok kullanıyorsanız, sandalye yüksekliğini el bileğinizi bükmeyecek bir şekilde ayarlayın.
ÖNEMLİ İdrar kaçırma: Ciddi bir problem
İdrar kaçırma probleminden şikayetçiyseniz bunu saklamayıp doktorunuzla mutlaka paylaşmanız gerekiyor. Çünkü bu sorun birçok hastalığın ilk ve tek işareti olabiliyor. İşte örnekleri...
* İdrar kaçırma, MS (multipl skleroz) hastalığının ilk belirtilerinden biri olabilir.
* Parkinson ya da diğer nörolojik hastalıkların da idrar tutamama ve kaçırma gibi sorunlara yol açtığı biliniyor.
* Bazen şeker ya da tiroit hastalarının da yaşadığı bu problemin arkasında söz konusu sağlık sorunlarının olup olmadığını anlamak için birkaç basit kan testi yeterli olacaktır.
* Problemin arkasında yatan sorun depresyon olabilir. Bazı depresyon vakalarında idrar kaçırma görülebiliyor.
* Prostat ve mesane ameliyatlarından sonra böyle bir problem ortaya çıkabilir.
* Bazen de sorumlu, kullanılan ilaçlardır. Sorun kullandığınız adele gevşetici, tansiyon ilacı, idrar söktürücü, sakinleştirici, antidepresan ya da alerji ilacından kaynaklanıyor olabilir.
* İdrar yollarındaki taş, tümör ve iltihaplar da idrar kaçırma nedeni olabiliyor.
* Menopoz ve andropoz döneminde de çok sık rastlanan bir problem olduğu aklınızda olsun.
* Alzheimer gibi beyin fonksiyonlarında yavaşlamaya neden olan hastalıklar da idrar kaçırmaya neden olur.
OKUR SORUSU -- Hemoroit kimlerde daha sık görülür?
Hemoroit, meslek olarak ayakta uzun süre kalanlarda, mesela öğretmen ya da avukatlarda daha çok görülür. Çünkü bu mesleği yapanlar, tuvalet ihtiyaçları geldiğinde izin alıp gidemezler. Bu yüzden de tuvalete gitmeyi devamlı ertelerler. Tuvalete gitmeyi erteleme de kabızlığın en önemli nedenlerinden biridir.
Tuvalet ihtiyacınız geldiği zaman bunu tekrar tekrar ertelerseniz, makat bölgesinden gelen uyarılara beyniniz “Sen şimdi dur, acele etme” diye cevap verir. Aynı cevabı defalarca alan sistem ise artık mesaj göndermemeye başlar. O zaman da makat bölgesindeki dışkı sertleşir, bölgede artan basınç da hemoroidi hızlandırır.
Yani sorunun kaynağında, ayakta kalmaktan ziyade, tuvalet ihtiyacını devamlı ertelemek yatıyor.
Hemoroit probleminin en önemli nedenlerinden biri kabızlıktır. Kabızlık bağırsağın alt bölümündeki basıncı artırarak, o bölgedeki damar, doku ve kaslarda fonksiyonel bozukluğa neden olur. Uzun süre ayakta kalmak da kabızlığa, dolayısıyla da hemoroit problemine zemin hazırlar.
İlginç ama, kabızlığı tedavi etmek için başvurulan çareler de hemoroit problemine neden oluyor. İshal yapıcı ilaçlar kullanmak, bağırsakları boşaltmak için sinameki çayı içmek ya da sinameki içeren takviyeler kullanmak da bu can sıkıcı probleme zemin hazırlıyor. Çünkü bunları kullanmak çok fazla tuvalet ziyareti yapmanıza ve çok fazla ıkınmanıza neden olur.
Ne kadar çok ıkınırsanız, tuvalette ne kadar çok zaman geçirirseniz hemoroit riskiniz de o kadar artar.
AKLINIZDA OLSUN -- Hipertansiyonun tipik bir belirtisi yok
Hipertansiyon çok sinsi bir sağlık sorunu. Zaten bu nedenle tıp literatüründe ona “sinsi katil” denmiş. Çoğu zaman herhangi bir öncü, uyarıcı belirti vermiyor. Sessiz ve derinden gidiyor, aniden patlak veriyor. İlk belirtisi -ne yazık ki- ciddi bir göz kanaması, birden ortaya çıkan böbrek yetmezliği, bir felç veya kalp krizi olabiliyor. Ama yine de -kesin olmamakla birlikte- hipertansiyonla ilgili olabildiği düşünülen bazı işaretler var: Baş ağrısı, baş dönmesi, yorgunluk, çarpıntı, burun kanaması... Bu belirtilerin hiçbirisinin tipik ve spesifik işaretler olmadığını bilelim. Bu işaretlerin tansiyon çok yüksek değerlere ulaştığında bile ortaya çıkmayabileceğini ya da tansiyon normalken de gelişebileceklerini unutmayalım. Erken teşhisin tek yolunun tansiyon ölçümleri olduğunu hatırlayalım.