Erdoğan'sız Türkiye
Ortadoğu yeni bir süreçte, saflar değişiyor. Yeni düzende körfez ülkeleri oyun dışında kaldı. Nedense bas bas bağırıyorlar,"Erdoğan gitsin" diye.
Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden bahsediyorum. Hem gezici hemcemaatçi olmuşlar. Arap dünyasının El Cezire'den sonra en etkin yayın organı olan El Arabiya kanalıyla Türkiye'ye saldırıyorlar.
Bazı yazarları var. Haziran'dan beri gezicileri savunuyorlardı. Şimdi cemaatçi oldular. "Erdoğan yanlış yapıyor"
"Bir an önce gitmeli, Türkiye yükselişte olan bir ülke ama önündeki tek engel Erdoğan" diye yazıyorlar.
Hatta bir yazar var. Adı Haroon Moghul.
Biyografisine göre ara sıra Today's Zaman'ın da aralarında bulunduğu bir çok gazetede makaleleri yayınlanıyormuş. El Arabiya'nın internet sitesindeki son yazısında "Recep Tayyip Netanyahu" diye başlık atmış. Erdoğan'a vermiş, veriştirmiş.
Araplar Erdoğan'ı sever. 11 yıl önce başlayan bu sevgi her geçen gün daha da artıyor. Ortadoğu'nun her yerinde bu böyledir. Peki Körfez ülkelerindeki Arapların Türkiye ile ne derdi olabilir?
Üst pencereden bakınca rahatsızlığın tek nedeni Türkiye'nin bağımsız dış politikası, diyebiliriz. Türkiye'nin Mısır'daki darbenin karşısında durması, hatta bu konumda dünyadaki tek ülke olması, Körfez Ülkelerini öfkelendiriyor.
Çünkü Mısır'daki darbenin mimarıydılar. Alt yapısını hazırlayan, finansmanınısağlayan onlardı. Türkiye'nin aradan geçen 6 aya rağmen geri adım atmaması, darbe karşıtlarının safında durmaya devam etmesi, Körfez ülkelerinderahatsızlığa neden oluyor.
Sadece Mısır değil. Türkiye'nin İran'la yakınlaşması da öfkenin bir diğer nedeni. Çünkü İran da, Mısır'daki darbe sürecinde Müslüman Kardeşlerin yanında durdu.
Hatta Körfez ülkeleri, darbeye gerekçe olarak Mursi'nin Cumhurbaşkanıyken Tahran'a gerçekleştirdiği ziyareti gösteriyor. Çünkü Mursi dönemindeki Mısır'ın, İran'la ilişki kurması onlar için bir felaket demekti.
İran başlığındaki asıl nedene gelince. Üçüncü neden, İran'a yönelik ambargonun kalkması.
Ambargonun kalkması Türkiye için de olumlu bir gelişme. Oysa bu durum Körfez'in işine hiç gelmiyor. OPEC üyesi 12 ülkenin günlük petrol çıkarma sınırı30 milyon varilken, tek başına İran, ambargo sonrası, günde 8 milyon varil petrol çıkarabilecek.
İran konusu başlı başına onlar için bir karın ağrısı. Hem Türkiye-İran yakınlaşması hem de İran ile Batı ilişkilerinin rayına girmesi, Körfez ülkelerini bu hale soktu.
Şu an ABD ile araları yok. İran'ın içinde olduğu yeni düzende onlar, oyunun dışındalar. Buna karşın İsrail ile yakınlaşma sürecindeler. Körfez İşbirliği Zirvesinde, İsrail Cumhurbaşkanı Peres'i bile konuşturdular.
Hatta Suud Prensi Bandar Bin Sultan'ın, 27 Kasım'da Cenevre'de İsrail istihbaratıyla bir araya geldiği de biliniyor.
Körfez İşbirliği Konseyini bir kıvama getirmek istiyorlar. İsrail ile bir olup , İran'ı devre dışı bırakmak niyetindeler.
Başbakan Erdoğan bağımsız dış politikasıyla Körfez'in işine gelmiyor. O yüzden de Türkiye'de karışıklık istiyorlar. Geziden sonra cemaat-hükümet gerginliğine de bu yüzden odun atıyorlar.
Selam ve Dua ile..