İslam alemi Türkiye'siz bir şey yapamıyor
Bu sancak nerede düştüyse Rabbim oradan kaldıracak inşallah. Osmanlı sancağı, hilafet bu vatanda düştüyse buradan kalkacak. Bakın Arabı, Acemi bir şey yapamıyor Türkiyesiz. 200 milyon Arap âlemi var. 50 küsur küçük, küçük devletler var. Görüyorsunuz vaziyetlerini, hepsi gâvurların uşağı olmuş. Türkiye yakın zamanda bu uşaklıktan kurtulacak inşallah. Gençler biraz biraz uyanacak inşallah. Yeni nesiller üstümüzdeki bu ambargoyu, Amerika’nın, gavurların istimlakini kaldıracak inşallah.
HER ŞEYİ 2023’E KADAR BAĞLAMIŞLAR
Bu nedir yahu? Müstemleke gibi altınını çıkaramazsın, petrolünü arayamazsın, madenini kullanamazsın, istediğini yapamazsın. Gitmişler bir şeylere imza atmışlar, 2023’e kadar bağlamışlar. “Yok Sevr şurada bitecek, yok Lozan burada bitecek” derken 100 senede milletin maddi, manevi bütün kaynaklarını, kutsallarını, ahlakını ve kültürünü bitirdiler.
ALLAH DOSTLARI TOHUMLARI EKTİ
Son nefes verilmek üzereyken Allah’ın dostları vasıtasıyla yeniden tohumlar atıldı. Ali Haydar Efendi Hazretleri, Hilmi Tunahan Hazretleri, Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri gibi zatlar saymakla bitmez.
Gâvurlar tam “Milleti gâvur ettik, edeceğiz, İslam’ın adını bile sildik sileceğiz” derken bu mübarekler gizli gizli, her bölgenin kendi âlimleri Allah demenin yasak olduğu dönemlerde, jandarmalarla bastıkları dönemlerde bu mübarek âlimler, veliler gizli gizli tohumları ektiler. Tabi ki Mahmud Efendi Hazretlerimiz, Ali Haydar Efendi’den sancağı aldı.
BİR ÂLİM DÜNYAYI DEĞİŞTİRİR
Şimdi bu tohumlar yeşerdi elhamdülillah. Her tarafa meyve verdi, ürün verdi, dağıtılıyor elhamdülillah. Ve bu vasıtayla siz de bu medreselere sahip çıkarak kızlarınızı, erkekleriniz, diploma peşinde koşturmayın. Birkaç tane çocuğunuz var.
Hiç olmazsa bir tanesini medreseye verin. Bir âlim yetişir, bulunduğu şehrin çehresini değiştirir. Bir alim yetişir, Türkiye’yi değiştirir.
Bir Allah dostu çıkar, dünyayı değiştirir. Onun için “Bizim çocuktan ne olur” demeyin. Okutalım, ecdadımızın yolundan yürütelim inşallah.
CEMAAT SEVGiSi FAKiRLiKTEN KURTARIR
Ebu’d-Derdâ ve Ebû Zer (Radıyallâhu Anhu-ma)dan, Peygamber (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur: “Beş vakit namazı cemaatle kılana beş şey vardır.
Birincisi; dünyâda ona fakirlik isabet etmez. İkincisi; Allâh-u Teâlâ ondan kabir azâbını kaldırır. Üçüncüsü; (amel) defteri sağ elinden verilir. Dördüncüsü; sırâtı (gözleri) kapan şimşek gibi geçer. Beşincisi; Allâh-u Teâlâ onu hesapsız ve azapsız cennete girdirir.” (Mesâbîh, Osmân ibni Hasen el-Hobevî, Dürretü’n-nâsihîn, sh:33; Ebu’l-Leys Nasr ibni Muhammed el-Hanefî es-Semerkandî, Tenbîhü’l-ğâfilîn, sh:276)
CEHENNEM CEMAATLERİ
Haberde şöyle rivâyet olunmuştur:
“(Ehli) Sünnet ve Cemaat (itikadı) üzere ölene kabir azâbı da, kıyamet gününün şiddeti de olmayacaktır. Mescidleri ve cemaat(le namaza iştirak)i seveni Allâh-u Teâlâ da sever ve o kişi Allâh-u Teâlâ’nın rızâsı içerisinde olur.”
(Abdullâh es-Salâhî, Hasen-i Basrî Hazretlerine mensub “Ellidört Farz” Şerhi, farz no:49, sh:47, Matba‘a-i Âmire, Muhammed Sa‘îd nezâretiyle, 1260)
Bu rivâyettten anlaşıldığı üzere; kişi, Ehli Sünnet vel-Cemaat itikadından ayrılıp, yetmiş iki sapık fırkadan her
hangi birinin inancına saplanırsa, cemaatten hiç ayrılmasa da, Cemaat’in inancından ayrıldığı için, cemaatle namaz kılanlara vaad edilen bunca müjdeden mahrum olur, hattâ cehennem cemaatlerine dahil olur.
İSLAM’IN İPİNİ ÇIKARIR
Nitekim Hâris el-Eşarî (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem):
“Her kim Cemaat (inancın)dan bir karış kadar (bile az) ayrılacak olursa gerçekten o, İslâm ipini boynundan çıkarmış olur. Ancak (bu yanlış inancından) dönmesi müstesnâ!
Kim de câhiliyyet dâvâsı güderse şüphesiz ki o, cehennem cemaatlerindendir.” buyurmuştur. Bunun üzerine bir adam: “Ey Allâh’ın Rasûlü! Namaz kılsa, oruç tutsa da mı (cehennem cemaatlerindendir)?” diye sorunca Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem): “Namaz da kılsa, oruç da tutsa (bu böyledir).” buyurdu. (Tirmizî, Emsâl:3, no:2863, 5/148; İbni Huzeyme, no:1895, 3/195; Hâkim, el-Müstedrek, no:1534, 1/582)
İNANCIN SAĞLAMASI
Demek ki işin temeli itikadı tashîh etmektir (inancın sağlamasını yapmaktır). Aksi takdirde, söz verilen bunca müjde ele geçmez.
O halde hepimiz: “Ben biliyorum” demeyi bırakıp, Ehli Sünnet itikadını açıklayan eserleri ezberlercesine okumalı, mesul olduğumuz çoluk-çocuğumuza da okutmak ve soru cevap yapmak sûretiyle iyilikte bulunmalıyız. Yoksa zararımız kârımızdan kat kat fazla olur.
CENNETİN YOLU
Elli dört farzdan yirmi birincisi “Sıla-i rahim”dir. Çünkü Allâh-u Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Kendisi(nin adı) ile birbirinizden dilekte bulunmakta olduğunuz Allâh(a isyan)dan da, rahimler(in tesis ettiği akrabalık bağlarını zâyi etmek)den de hakkıyla sakının!” (Nisâ Sûresi:1)
Nebî (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Sıla-i rahimi kesen kişi cennetin kokusunu bulamaz.” (Salâhî Efendi, Ellidört farz şerhi, sh:24) Bu demek ki, akraba ilişkisini kesen kişi, cennetin çok uzağında kalır. Çünkü hadîs-i şerîfte buyrulmuştur: “Herkim zimmî bir canı katlederse cennetin kokusunu duyamaz. Halbuki cennetin kokusu beş yüz yıllık yoldan duyulur.” (Salâhî Efendi, Ellidört farz şerhi, sh:24)
Hulâsa; sıla-i rahimi kesen kişi cennetten uzak olur demektir.
RAHMET İNMEZ
Rasûlüllah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Bir kavmin içinde sıla-i rahimi kesen bir kimse bulunursa o kavim üzerine rahmet inmez.” (Salâhî Efendi, Ellidört farz şerhi, sh:24)
Rasûlüllah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Sevap bakımından tâatların en hızlı olanı sıla-i rahimdir. Hatta sıla-i rahim sebebiyle bir kavmin malları fazlalaşıp sayıları çok olur. Günahlar içerisinde cezası en hızlı ortaya çıkan ise sıla-i rahimi kesmek ve azgınlık edip zulümde haddi aşmaktır.” (Salâhî Efendi, Ellidört farz şerhi, sh:24)
GÖNLÜN KATILIĞI GİDER
Rasûlüllah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) den şöyle rivâyet olunmuştur:
“Rahim, Arş’ın önünde muallak bir halde durup Cenâb-ı Hakk’a şöyle dua eder: “İlâhî! Her kim beni vasl ederse Sen de onu vasl et. Her kim de beni keserse Sen de onu kes.” (Salâhî Efendi, Ellidört farz şerhi, sh:25) Yani: “Her kim beni gözetirse Sen de o kişiye eriş (darına yetiş). Her kim de beni terk ederse Sen de onu terk eyle.” demektir. Rasûlüllah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“İlim ile sizin aranızda ateşten denizler olsa o ateşten denizlere dalıp ilme erişiniz. Zîrâ her şeyin bir yolu vardır. Cennetin yolu ise ilim, sıla-i rahim ve emâneti muhâfaza etmektir.” (Salâhî Efendi, Ellidört farz şerhi, sh:25) Denildi ki: “Eğer gönlünün katılığının gitmesini istersen oruca devam et, eğer gitmez ise namaza devam et, yine gitmez ise haramdan sakın, eğer gitmez ise yetimlere lütfeyle (iyilik yap), eğer yine gitmez ise sıla-i rahim yap.”