Lütfen Çocukları Birbirleriyle Kıyaslamayın!
Günlük hayatta kullandığımız kıyaslamak ifadesi, farkında olmadan çocuklarımıza yönelik yapmakta olduğumuz son derece olumsuz bir davranıştır. Her çocuk değerlidir. Her çocuk özeldir. Cenabı Allah yaratmış olduğu her kuluna farklı farklı yetenek yani meziyetler vermiştir. Bir çocuğa yapılabilecek en büyük haksızlık yeteneği olmadığı bir alanda onu bir başka çocukla kıyaslayarak, küçük düşürmektir. Bu hataya bazen aileler, bazen öğretmenler yani kısacası herkes ortak oluyor.
Aileler işi abartarak çocuklarını bile birbirleriyle kıyaslıyorlar. Abin yapıyor, sen neden yapamıyorsun denildiğinde o çocuğu psikolojik olarak hem zedeliyoruz, hem de abisine düşman ediyoruz. Çünkü çocuk düşmüş olduğu durumdan abisini veya kardeşini sorumlu tutuyor. Yapılan bu kıyaslamalar çocuklarınızın arasındaki sevgi bağına nifak tohumları ekilmesine sebep oluyor. Sadece kardeşler arasında değil, bazen çocuklarımızı komşunuzun çocuğuyla da kıyaslıyoruz. Falancanın çocuğu okuyor ama sen okuyamıyorsun! İfadesi çocuğunuza yönelik söyleyebileceğiniz çok ağır bir hakarettir. Çocuk bu sözler karşısında gün geçtikçe kendisini yetersiz hissedecektir. Hani bir kişiye kırk defa deli derseniz, deli olur misali gibi çocuğunuz mücadeleyi bırakarak, evet ben yapamıyorum diyecektir. Eğitimde öğrenilmiş çaresizlik olarak tanımlanan bu durum, çocuğunuzun başarılı olabilmek için bir daha girişimde bile bulunmamasına sebep olur.
Okul ortamında da maalesef kıyaslamalar yapılıyor. Başarı veya başarısızlık anlamında yapılan kıyaslamaların yanında davranışsal olarak da çocukları kıyaslayarak hataları düzeltmeye çalışırken; aksine daha çok zarar verebiliyoruz. Arkadaşın yapıyor, sen neden yapamıyorsun? Neden arkadaşın gibi davranmıyorsun? İfadeleri çocuğu hem arkadaşına hem de size karşı olumsuz duygular beslemesine sebep oluyor. Peki, kıyaslama yapmak yerine ne yapabiliriz? Çocuğa doğrudan başkasını olumlu örnek gösterip onu aşağılayacağımıza, çocuğu yargılamadan dikkati olumlu yöne çekebiliriz. Sınıf içerisinde dikkati olumsuzluğa çekmek yerine olumlu davranışları ön plana çıkararak, olumlu davranışları pekiştirmeliyiz. Çocuğu diğer arkadaşlarıyla kıyaslamak yerine olumlu anlamda destekleyerek onunda başarabilmesini sağlamalıyız. Âdeta bir spor taraftarı gibi takımımız yenik durumda olsa bile desteklemeye devam etmeliyiz. Çünkü büyümeye ve sağlam bir kişilik oluşturmaya çalışan çocuklarımızın bu evrede biz yetişkinlerin desteğine ihtiyaçları vardır.
Çocuklarımızın olumlu bir ortamda büyüyerek her açıdan sağlıklı bir birey olmalarını istiyorsak; bizler de onlara gereken yardımı ve katkıyı yapmalıyız. Yetişkinlerin en önemli görevi büyüme evresindeki çocuğun yakınında olarak, yardıma ihtiyacı olduğu durumda ona destek olmaktır. Eğitimde, “Yakınsal Alan Teorisi” olarak yer alan bu bilgiyi incelemenizi tavsiye ederim. Ama sürekli destek olmak gibi bir hataya da düşmemeliyiz. Sürekli ve kayıtsız olarak verilecek destek çocuğunuzda hem özgüven probleminin oluşmasına hem de her seferinde dağıttıklarının toplanacağı algısı nedeniyle her açıdan düzensiz olmasına yol açar. Her şeyin fazlası zarardır. Sevginin de, ilginin de dozunu iyi ayarlamalıyız. Bazen severken aşırıya kaçarak çocuğumuza zarar verebiliyoruz.
Sonuç olarak, çocukları birbirleriyle kıyaslamamız sorunları çözmek yerine daha fazla işin içinden çıkılamayacak olumsuzlukları tetiklemektedir. Kaş yapalım derken, göz çıkarmak deyimi varya; işte tam da karşılığı bu oluyor. Her çocuk yeteneklidir. Ama çocukları yeteneklerine göre değerlendirmeliyiz. Bütün çocukları eşit kabul etmek doğanın kanununa aykırı olduğu gibi adalet noktasında yapılacak çok önemli bir hatadır. Bir balığı ağaca tırmanma yeteneğine göre değerlendiremezsiniz. Böyle bir değerlendirme çocuğun bütün hayatını aptal olarak geçirmesine neden olur. Bir balıkla bir maymunu kıyaslamak ne kadar yanlışsa; farklı yeteneklere sahip iki çocuğu kıyaslamakta o kadar yanlıştır. Kardeşi okuduğu için her çocuğun akademik anlamda aynı başarıyı göstermesini beklemeyiz. Sınıftaki bütün öğrencileri aynı davranış kalıbına sokamayız. Çünkü Allah her kulunu farklı yaratmıştır ve her kulunu yaratırken verdiklerine göre değerlendirecektir. Lütfen sizlerde Allah’ın adaletine uyarak çocuklarınızı kıyaslamayınız!