Yaş büyütme emekliliği etkiler mi?
Okurumuz Kamil Kurban “Ben 1983’de sigortalı oldum. 1986’da yaşımı mahkeme kararıyla bir yaş büyüttüm ve askere gittim. Yalnız şu anda sigorta kayıtlarında 1968 doğumlu gözüküyorum. Kimliğimde 1967 doğumlu görünüyorum. Emekli olurken hangisi temel alınacak. Eğer 1968 temel alınacaksa benim kanunen itiraz hakkım var mı?” diyor.
1999 yılında 4447 sayılı Kanunla emeklilikte kademeli yaş uygulamasının getirilmesi, bir çok kişinin yaşını büyüterek emeklilik yolunu denemesine neden olmuştur. Hem sosyal güvenlik reformu öncesinde ve hem de sosyal güvenlik reformu sonrasında yer alan mevzuata göre, ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başladığınız tarihte nüfus kaydındaki doğum tarihiniz emeklilik açısından geçerli olacaktır.
Sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladıktan sonra mahkeme kararı ile yapılan yaş düzeltmeleri emeklilik işlemlerinde geçerli kabul edilmemektedir. Ancak, sigortalı olunan tarihten önce yapılan yaş büyütmeleri emeklilik açısından geçerli olmaktadır.
Okurumuz, mahkeme kararıyla yaşını sigortalı olduktan sonra yaşını düzelttiği için, bu tarih emeklilikte dikkate alınmayacaktır. Bu nedenle emeklilik hesabında, SGK kayıtlarında yer alan 1968 tarihi esas alınacaktır.
***
Prim belgesi verilmeyen sigortalının emekliliği
Okurumuz Zerrin Arslan “01/08/1989 Sigortalı İşe Giriş Bildirgem verilmiş. Ancak, firma hiç prim yatırmamış. SGK’ya gittiğimde, 1995 doğumlu kızım için borçlanmak istedim. Hiç prim yatmadığı için borçlanma yapamayacağım söylendi. Ne yapmamız gerekir” diyor.
Özellikle 1990’lı yıllardan önceki dönemlerde hem işverenler, hem de çalışanlar sosyal güvenliğe çok fazla önem verilmiyordu. Yine, SSK’da da çalışanların prim belgelerinin ve bu belgelerdeki bilgilerin takibi sağlıklı yapılmıyordu. Dolayısıyla işe giriş bildirgesi, o dönemde çalışmaya başladıktan sonra bir ay içinde verildiği için de (artık işe giriş bildirgeleri bir gün önceden veriliyor) sigortalının işe girişinin yapılmasına rağmen, aylık bildirge ve dört aylık dönem bordrolarında sigortalının prim gün ve tutarları SSK’ya bildirilmiyordu. Veya sigorta sicil numarası, adı-soyadında veya gün sayılarında hatalar olabiliyor veya mutabakatsızlık nedeniyle dönem bordrosu işleme alınmayabiliyordu.
İşe giriş bildirgeleri verilmesine rağmen, prim günlerinin bildirilmemesi sık karşılaşılan bir durumdur.
Eğer, okurumuzun işe giriş bildirgesi verilip prim belgeleri verilmemişse mutlaka hizmet tespit davası açılması gereklidir. Genellikle Yargıtay, işe giriş bildirgesi verilen ve prim belgeleri verilmeyen işçiler için en azından bir günlük (işe başladığı gün) hizmet vermektedir.
Hizmet tespit davalarında zaman aşımı süresi beş yıl olmakla birlikte, sigortalı işe giriş bildirgesinin verilmiş olması durumunda 5 yıllık hak düşürücü süre aranmayacaktır.
Hizmet tespiti davalarında çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilir. Çalışıldığını kanıtlayacak kişiler tanık olarak gösterilebilir.
Ancak Yargıtay tanık olarak özellikle çalışıldığı iddia edilen dönemde işyerinde çalışmış bulunan bordro tanıklarının (aynı dönemde Sosyal Sigortalar Kurumuna bildirimi yapılmış olan diğer işçilerin) dinlenilmesi ile birlikte işyerinde çalışan bordro tanığı bulunması halinde dahi çalışmanın tespiti istenilen dönemde işyerine komşu işverenlerin dinlenilmesini de aramaktadır. Mahkeme kararı ile hizmet tespit davası kazanılmadan 01/08/1989 tarihi esas alınamayacaktır. Mutlaka hem SGK ve hem de işverene yönelik hizmet tespit davası açmanız gereklidir. Ayrıca, mevcut SGK uygulamasında sigortalı olduğu tarihten önceki süreleri borçlanma imkanı tanınmadığından dolayı, yapılan işlem sosyal güvenlik sistemine ve hukuka uygun olmasa da, yürürlükteki SGK mevzuatına göre doğrudur