Bayrak ve muhalefet
Öyle binlerce bayraklı, Atatürk posterli insanın 19 Mayıs’ta yürüyüşlerini görünce aklıma boks hocasının sözleri geldi.
“Her boksör ringe çıkarken yenilme ihtimalini bilerek ve kabul ederek çıkar... Eğer bu ihtimali yok sayarsan, sadece yenmek için çıkarsan yenilmekten öyle korkarsın ki doğru dürüst dövüşemez, yenilirsin.”
Sokaklara dökülen o insanların ve onların partisi durumundaki CHP’nin yakın bir gelecekte seçim kazanma ihtimalleri gözükmüyor.
Onlar “muhalefet” olacaklar.
Ama “ringe çıkarken” muhalefet olmayı hiç kabul edemediklerinden, akıllarını sadece “iktidar olmaya” taktıklarından ve “iktidar” oldukları “askerî” dönemi hiç unutamadıklarından, gerçek bir mücadele veremiyorlar.
Sadece “iktidar” oldukları o “eski” günlerin geri gelmesini istiyorlar.
Bugünün kendilerine sunduğu mücadele fırsatlarını, sürekli geriye baktıkları için göremiyorlar.
Hâlâ Atatürk’e sığınmaya çalışıyorlar.
Eğer bugünkü “geriye kaçma” çabalarını Atatürk zamanında uygulamaya kalksalardı Atatürk onları İstiklal Mahkemeleri’nin bahçelerinde asardı.
Atatürk’ü örnek almak istiyorlarsa, onun kendi döneminde verdiği kavganın “geriye kaçmaya” çalışan değil “ileriye doğru gitmeye” uğraşan bir kavga olduğunu görmeliler.
Atatürk kendisi padişah olmak istiyordu ama bunun için “sarayı” ele geçirmeye çalışmadı, “sarayı” yıktı, İttihatçıların yardımıyla Anadolu’da örgütlendi, “kellesini” ortaya koydu ve dövüştü.
Hiç ağlaşmadı.
Daha önce “sarayla” mücadele etmiş olanların mezarlarına gidip “padişahları” şikâyet etmek gibi gülünçlükleri aklından bile geçirmedi.
Bugün siyaset sahnesinde ezilen bu kitle, Atatürk’ün 1923’teki laflarını tekrarlayıp o günlere dönmeye çalışacağına hiç olmazsa onun “mücadeleciliğini”, mücadelesini “ölülerle” değil yaşayanları örgütleyerek vermesini örnek alsalar.