BDP’yi kapatmaya mı hazırlanıyorlar...
Tuhaf şeyler oluyor.
Önceki gün, Başbakan’ın başdanışmanı ve AKP milletvekili Yalçın Akdoğan, “Yasin Doğan” mahlasıyla Yeni Şafak’ta bir yazı yazdı.
BDP’yi ağır biçimde suçlayan ve tehdit eden bir yazıydı.
Yazıyı okuyunca, “bunlar BDP’yi kapatıp, milletvekillerini de tutuklamaya mı hazırlanıyorlar” diye endişelendim.
Dün de İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, hedefinde BDP olan çok ağır açıklamalar yaptı ve “BDP, PKK’nın uzantısıdır” dedi.
İstihbarat dünyasının içinden gelen ünlü yazar John Le Carré, “Casuslar dünyasında tesadüf yoktur” der, “aynı yerinde vuruk izi olan bir arabayı aynı gün iki kez görürseniz izleniyorsunuz demektir”.
Siyaset dünyasında da pek tesadüf yoktur.
İktidar partisinden iki yönetici, iki gün arayla aynı partiyi “yasadışı işler yapmakla suçluyorsa” akıllarında pek de tekin olmayan bir şeyler var demektir.
AKP, BDP’yi menzil içine çekmiş görünüyor.
BDP, gereksiz yere sivil siyaseti çok zorlayan işler, konuşmalar, açıklamalar yaptı.
Ama unutmayın ki o zamanki konjonktür çok farklıydı.
Devlet, hem Apo’yla, hem de PKK’nın Kandil’deki yöneticileriyle müzakereler yapıyordu.
Anlaşmaya çok yaklaşılmıştı.
MİT yetkilileri, Kandil yöneticileriyle konuşurken “özerklikten, eğitimin yerel yöneticilere bırakılmasından, Apo’nun ev hapsine çıkarılmasından” söz ediyordu.
Bizzat MİT yöneticileri Kandil’dekilerden Apo’ya mektup taşıyordu.
Hakkâri ve Şırnak “gayrı resmî biçimde” PKK’nın yönetimine bırakılmış gibiydi.
Hatta, Apo’ya “ev hapsi” için Çınarcık’ta yer arandığı bile söyleniyordu.
PKK’nın “legalleşip siyasallaşmasına” bir adım kalmış gibi gözüküyordu, Apo, “Kürt tarihinin en büyük anlaşmasını yapıyoruz” demişti.