CHP’liler
Böyle “CHP’liler” dediğinizde bu birkaç harflik bir şey ama milyonlarca insanı temsil ediyor.
Çoğunluğu iyi eğitim görmüş milyonlarca insanın enerjisi, bu muhteşem potansiyel, bırakın iktidar hayali görmeyi neden bir çakıl taşını bile yerinden kımıldatmaya yetmiyor?
Niye bu enerji tıkanıp kaldı?
Bu sorunun cevabını bulmadan Türkiye kolay kolay huzur bulmayacak.
CHP’li dediğimizde daha ziyade şehirli, küçük burjuva alışkanlıklara sahip, eğitimli, kendini “solcu”olarak nitelemekten hoşlanan, kendini “solcu” olarak görmek istemesine rağmen dünyadaki ve Türkiye’deki değişimlerden kuşkulanan, “muhafazakâr” kalabalığa karşı orduyu önemli bir müttefik olarak gören bundan dolayı da özellikle son beş yıldır “yenilmişlik” duygusuyla kuşatılmış, çaresiz, ordusuz bir çıkış yolu bulmakta yetersiz, “yaşama biçimini” çok beğendiği Batı’nın felsefi değerleriyle çatışan, hem Batı’nın hem Doğu’nun değerlerinden kopuk, Atatürk’e ve 1923’e sığınan, sürekli olarak geriye dönmeye uğraşan, gelecekte kendine yer ve umut bulamayan, bütün dünyanın ve“emperyalizmin” kendisine düşman olduğuna inanan, “en büyük tehlike” olarak dini ve dindarları gören bir kitleden söz ediyoruz.
Bu ülkenin tuhaf çelişkilerinden biri olarak bu kitle aynı zamanda sanata, yazıya, sinemaya, müziğe, tiyatroya da en düşkün kitle.
Şimdi bu entelektüel değerleri olumluya, politik değerleri ise olumsuzluğa doğru kaymaya açık kitle olduğu yerde sıkışıp kaldı.
Kımıldayamıyor.
Bir tür zihinsel ölüme ve yokoluşa hazırlanıyor.
Varlığını tehlikede hisseden ama nasıl kurtulacağını bilmeyen bir canlının içgüdüleriyle silkelenmeye uğraşıyor ama her seferinde çaresizliğini daha fazla hissedip kendi içine, karanlığına, umutsuzluğuna dönüp bütün hayata düşman kesiliyor.