Düşün ve Aradığını Bul !
Kalemi elimize almayalı uzun zaman oldu. Yapraklarda çiçekler açtığı günlerin ardından yaz meyvelerini yedik sonsuz şükür ve nimetle…
Son yazımı Mayıs ayında keleme almışım. Baharın vedasında “Güzeli Aramak” başlığı altında güzel mevsime güzel dokunuşlarla ulaşmaya çalıştık. Hayatın rengini, bereketini, kıymetini ve değerini anlamaya çalıştık.
Bize ulaşan her sıkıntılı yolun aslında bir şükür sebebi olduğunu birlikte kavradık. Rabbimizin bize verdiği her güzel nimet gibi ulaştırdığı her sıkıntının da aslında güzel bir nimet olduğunu öğrenmeye ve anlamaya çalıştık.
***Ve yazıma başlamadan önce son dönemde ülkemizi esir almaya çalışan terör gruplarına mücadele veren tüm aziz şehitlerimizi rahmetle anıyor gazilerimize şifalar diliyorum.***
Bu yazımda ise sizlere bir hikâye anlatmak istiyorum;
Hz. İbrahim (a.s) çocuk yaşlarda annesine sormuş: “Anne benim Rabbim kim?” , Annesi “Benim” dedi. Hz. İbrahim “Peki senin Rabbin kim diye sordu” annesi “Babandır” dedi. “Peki, Babamın Rabbi kim” diye sorunca Annesi “Nemruddur” cevabını verdi. Hz. İbrahim son sorusunu sormuştu “Anne, Peki Nemrudun Rabbi kimdir” deyince Annesi hiddetle “sus!” cevabını verdi.
Aynı muhabbet babasıyla da yaşandı. En son babası bir tokat vurarak O’na sus cevabını verdi. Hz. İbrahim dışarıya çıktı. Tek tek hayvanların adlarını sordu ve öğrendi. Ve kendi kendine “Herhalde bütün bu hayvanların bir Rabbi olmalı” dedi. Gün batımı sırasında hava kararınca yıldızlara, sonra aya ve sonra sabah olduğunda güneşe bakan Hz. İbrahim bunları yaratanın eşi ve benzeri olmayan bir yaratıcının olduğunu anladı.
Evet Rabbimiz var. Elhamdülillah bizi Müslümanlık hayatına nail eden Rabbimize. Sonsuz şükürler olsun Alemlerin Sahibine…
Hz. İbrahim’den bu yana İslam diniyle bütünleşmiş insanlık. Sorgulayarak Rabbini bulan bir Peygambere verilen din, son Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) ‘in de sorgulamayı, düşünmeyi bize öğüt etmesiyle vuku buldu. Kuran-ı Kerim’de “Hiç akletmez misiniz (hiç düşünmez misiniz) “ sorusu çokça yerde geçerek Müslümanlara daima sorgulama üzerine bir dine inandığımız söylenmektedir.
Değerli okuyucular; Yeteri kadar düşünmüyoruz, duyduğumuza, gördüğümüze ve yaşadığımız her şeye göre hemen hareket ediyoruz çoğu zaman. “NEDEN?” sorusunu sormuyoruz. Başımıza bir sıkıntı geldiğinde tepki ile karşılık veriyoruz. Neden bu sıkıntı geldi diye sormalıyız oysaki. Halbuki şunu biliyoruz ki kaderine teslim olan kul, kaderin tercihinde saadeti görür. Kaderine teslim olan Kul, huzur penceresini açar ve şunu bilir ki, sorgulama üzerine kurulan bir dine inanmış kullar olarak güzel günleri arıyorsak mevcut halimizi sorgulayalım, Rabbimize niyazda bulunalım. Kendimizi, durumumuzu ve yaşantımızı gözden geçirelim.
Tohumunu ektiğin çiçek büyümüyorsa “Neden büyümüyor” diye serzenişte bulunamazsın. Çiçeğin açmasını istiyorsan her gün sulaman gerekir. Selam ve dua ile…