Geçmiş ve muhalefet
Başbakan Erdoğan tarihî bir konuşma yaparak geçmişteki faşizan uygulamalardan söz etti.
Bu konuşmasıyla yeni bir gerçeği mi açıkladı?
Hayır.
Onun konuşmasını tarihî yapan neydi peki?
Geçmişi neredeyse tümüyle bir yalan üstüne kuran bir devletin yöneticisi olarak ilk kez yaşananların üstündeki örtüyü aralamasıydı.
Muhalefet bu konuşmaya çok kızdı.
Niye kızıyor muhalefet?
Faşizan uygulamalar olmadığını mı düşünüyorlar geçmişte?
Eğer böyle düşünüyorlarsa tümden cahiller.
Yok, böyle düşünmüyor da böyle düşünüyor gibi yapıyorlarsa tam anlamıyla sahtekârlar.
Deniz Baykalın da ya da Devlet Bahçelinin yakın tarihimizle ilgili hiçbir şey bilmediklerine inanmak zor.
Daha geçenlerde Baykal, çarşaf açılımı nedeniyle tek parti döneminde yapılanlardan söz etti.
Neler olup bittiğini onlar da biliyorlar.
Sadece en ucuzundan, en pespaye, en yalana dayalı siyaseti, kendi siyaset anlayışlarına temel yapmayı tercih ediyorlar.
Baykal da Bahçeli de akademisyen.
Bu konularda benden daha bilgili oldukları çok açık.
Peki, başbakanın konuşmasının neresine itiraz ediyorlar?
Azınlıklara kötü davranılmadı mı?
Ermeni tehciri ya da katliamı ya da soykırımı olmadı mı?
Varlık vergisi alınmadı mı?
Mübadeleyle insanlar topraklarından uzaklaştırılmadı mı?
Bunlara hayır mı diyorlar?
Ya da bunlar oldu ama bunlar faşizan uygulamalar değil mi diyorlar?
Bunlar olmadı diyemezler, olaylar çok yakın tarihte gerçekleşti, tanıkları bile sağ.
Faşizan değil diyorlarsa, o zaman da açıp bir ansiklopediyi faşizm maddesini okusunlar.
Bir muhalefet düşünün ki ansiklopedi maddeleri bile ya bilmiyor ya reddediyor.
Bu muhalefetten bir iş çıkmaz.
Böyle uydur kaydır laflarla, anlamsız çıkışlarla siyaset yapamazlar, iktidar da olamazlar.
Zaten iki partinin de geleceğinde bir iktidar ihtimalinin görülmemesi, siyaseti böylesinde ucuzlatmalarından kaynaklanıyor.
Gerçek olmayan bir dünyada, kandırılmak isteyenleri kandırarak siyaset yapmaya çalışıyorlar.
Zaten, onların bu geriliği AKPyi ülkenin tek ilerici partisi haline getiriyor, onların bu ucuzluğu Erdoğanın sıradan olabilecek bir cümlesini tarihî bir konuşmaya dönüştürüyor.
AKPnin gerçekte ne olduğunu anlayabilmemiz için onu gerçekler adına ve AKPnin bugün durduğu çizgiden daha ilerde durarak eleştirecek bir muhalefete ihtiyacımız var.
O da ne zaman çıkar Allah bilir.
Ama bütün bu gürültü patırdı, bize yakın tarihimizi çok net ve açık biçimde konuşmamız gerektiğini gösteriyor.
Devlet, kendi tarihinden korkuyor.
Bunu anlıyorum, çünkü o tarih bütün gerçeğiyle ortaya çıktığında devletin kendisini değiştirmesi gerektiği de anlaşılacak.
Ama toplumun bir kesimi bu gerçeklerden niye korkuyor, onu anlamıyorum.
Bir yalanla yaşamak ve bir yalanla avunmak çok mu hoşumuza gidiyor?
Geçmişin yalanıyla övünmek yerine bugünün gerçeği ile övünmek daha iyi değil mi?
Bugünün gerçeğini övünülecek hale getirmek için de tarihin üstünü kaplayan bu yalan dolanı bir iyice temizlememiz gerekiyor.
Bunun için de cumhuriyetin kuruluşundan başlamalıyız.
Cumhuriyetin ilk reisicumhuru olan Mustafa Kemal Atatürk, bir diktatördü.
Daha sonra onun yerine geçen İsmet İnönü de diktatördü.
Ülke uzun yıllar bir tek parti diktasıyla yönetildi.
Bu cümlelere itirazı olan var mı?
Atatürk ve İsmet Paşa diktatör değildi diyen varsa, nasıl diktatör olmadıklarını anlatsınlar bir dinleyelim.
Cumhuriyet, ceza yasasının önemli bir kısmını faşist İtalyanın yasalarından aldı.
Almadı diye varsa, onlar da yasa maddelerini göstererek tezlerini kanıtlasınlar.
Atatürk de, İsmet Paşa da muhalefete izin vermedi.
Sadece muhalefetin örgütlenmesine değil, muhalif fikirlerin söylenmesine bile imkân tanımadılar.
Bu toplumun sınıflardan oluştuğunu söylemek bile yasaktı.
Onlardan sonra gelenler de bu faşist anlayışı sürdürdüler.
Demokrasi olduğu iddia edilen dönemde de faşizm sürdü.
Sınıf sözcüğünü yazdığı için mahkûm olan yazarlar yaşadı bu ülkede.
Solcu olduğu için yazarlar öldürüldü.
Sadece azınlıklara değil, kendilerine benzemeyen Türklere de zulmettiler.
Liberal Cavit Beyi astılar, Komünist Mustafa Suphiyi boğdurdular.
Var mı bunlara itiraz eden?
Baykal ya da Bahçeli, hayır, böyle şeyler olmadı mı diyor?
Faşizm bu ülkede hiç bitmedi.
Bunları konuşursak, gerçekleri görürsek belki bitecek.
Bırakın devlet gerçeklerden korksun, siz niye gerçeklerden korkuyorsunuz?
Çok mu seviyorsunuz bu faşizmi, bu yalanları, bu sahtekârlıkları?
Bu faşizmin kurbanı sizsiniz, neden zaliminize böyle tapınıyorsunuz?