Gençlik bizi affedecek mi?
Parkta oturmuş sohbet eden üç genç…
Benzer ekonomik çevrelerden, benzer ailelerden geliyorlar.
Gençlerle aramızda, aşağı yukarı, şu minvalde geçen bir konuşma…
Yaşlarınız kaç?
-17,18 ,17
Okul ?
-Meslek Lisesi,
-Anadolu Lisesi,
-İmam Hatip Lisesi.
Türkü dinlediğinize şahit oldum, ne güzel. Sizin yaşlarınızda Türkü dinleyen gençler görmek artık çok zorlaştı.
-Abi biz de rastlamıyoruz inan türkü dinleyenlere…
-Bizim yaş grubumuz artık sadece “kop kop” tarzı şeyler dinliyorlar…
Peki ya televizyonla aranız nasıl? Siz de her akşam bir dizisi olanlardan mısınız?
-Ben sadece haberleri izliyorum televizyonda, onun dışında takip ettiğim dizi yok…
- Ben de dizi izlemiyorum…
- Sadece Diriliş (Diriliş Ertuğrul’u kastediyor.).
Neden ? Dizilerdeki rengarenk aşklar ya da diğer temalar size hitap etmiyor mu?
- Diziler hiç gerçek değiller. Saçma sapanlar. Anlattıkları şeylere inanmıyorum.
- Sadece aşk var dizilerde. Bir de çok zenginler. Herkesin son model arabası var. Gerçek değil. Kimse öyle yaşamıyor…
- Ben aşk dizilerinden hiç hoşlanmıyorum… Onları kızlar izliyorlar…
Peki ya öğretmenleriniz? Onların televizyon izlemekle ilgili size uyarıları oluyor mu?
-Akşamki bölümde ne olmuştu diyor bazıları.
-Sonra sınıfta onun geyiği dönüyor, herkes izlediği için…
-Bir öğretmenimiz derste biz sınava çalışırken izleyemediği bölümleri izliyordu.
Televizyon izlemiyorsanız akşamlarınız nasıl geçiyor?
-Zaten 5’te evde oluyoruz. Anlayacağın sabahtan akşama kadar okuldayız. Bazen haber izliyoruz. Az bir şey de ödev…
-Sonra Instagramdayız (Gülüşüyorlar).
Bütün gece sosyal medyada mı dolaşıyorsunuz yani?
-Evet.
-Genellikle. Çok önemli bir iş yapmıyorsak…
Sınavlar yoksa…
Sosyal medyada ne yapıyorsunuz? Başkalarının hayatlarını takip etmek neden ilginizi çekiyor?
-Sevdiğimiz sanatçılar ve akranlarımız ne yapıyorlar takip ediyoruz? Haberdar olman gerekiyor (Gülüyor).
-Bir arkadaşımız yeni bir şey satın almışsa onu muhakkak Instagrama koyuyor. Bütün gece onu konuşuyoruz.
-Birbirimizle yazışıyoruz, komik videolar atıyoruz ve ünlüleri takip ediyoruz. Karşı cinsten arkadaş bulmaya çalışıyoruz.
Neden ünlüleri takip ediyorsunuz? Sizi onlara çeken ne var?
- Kıyafetlerini, nereleri gezdiklerini inceliyoruz. E biz sadece okuldan eve gidiyoruz (Gülüyor).
-İnsanlar, onlar nasıl giyiniyorsa öyle giyinmeye çalışıyorlar abi bildiğin gibi değil.
-Sadece Türk sanatçıları değil Avrupalı, Amerikalı sanatçıları da takip ediyoruz. Instagram’da sınır yok.
Bütün akşamınız bunlarla uğraşarak geçiyor demek, peki kitap okuyor musunuz?
-Ben yakın tarih ile ilgili okuyorum (Kitap adı hatırlayamıyor) ama arada sırada yani çok nadir…
-Ben Diriliş izliyorum, bana yetiyor.
-(Gülüyor).
Kendinizi evinizde yalnız hissediyor musunuz?
-Çoğu zaman.
-Genellikle…
-Eğer hafta sonları ailecek bir şey yapıyorsak, hayır!
Sosyal medyanın bir bağımlılık olduğunu biliyor musunuz?
-Evet abi sigara gibi (elindeki sigarayı gösteriyor) bırakamıyorsun.
-Beğeni geldi mi gelmedi mi? Gelmediğini bilsen bile yine elin telefona gidiyor.
-Ben de bağımlılık olduğunu okumuştum ama başka ne yapabilirim ki?
Sizler genç insanlarsınız, sıkıntılarınız oluyordur. Evinizde ailece konuşabileceğiniz, göz göze gelebileceğiniz sohbet ortamları oluyor mu?
-Babam 9’da geliyor işten. Yorgun oluyor zaten. Bizim evde öyle şeyler pek olmuyor. Annem ve Babam baya iyi sosyal medya kullanıyorlar.
-Babam geç geliyor ve sonrasında telefonuyla uğraşıyor veya annemle birlikte televizyon izliyorlar.
-Babamı günde birkaç saat ancak görebiliyorum ve çok konuşma fırsatımız olamuyor.
Peki mesela dini içerikli sohbetler de yapılmıyor mu ?
-Bizimkiler dini konuları pek bilmezler ama oruç tutarlar.
-Benimkiler de öyle. Şimdiye kadar pek konuşmadık. Hatırlamıyorum.
-Annem bilir ama ancak arada sırada bir şeyler anlatır. Babamınsa vakti yok ayrıca çok bir şey bildiğini sanmıyorum…
Spor yapıyor musunuz? Ne sıklıkla?
-Ayda bir halı saha maçı yapıyoruz.
-Evet maç yapıyoruz arada bir okulda.
-Maç yapıyoruz sadece…
Siyasetle ilginiz var mı?
-Can sıkıcı sevmiyorum…
-Gerildiğim için siyasetçileri takip etmiyorum.
-Hoşlanmıyorum (Yüzleri asılıyor).
Sadece çalışkanlık ve dürüstlükle bir yere gelebileceğinize inanıyor musunuz?
-Hayır!
-Torpil olmadan hiçbir şey olmaz.
-Arkan olacak yoksa zor…
Din ile ilgili kendinizi bilgili kabul ediyor musunuz?
-Hayır. Din dersi hocamız çok bir şey anlatmıyor bizim.
-Biraz. Ama din dersi kitapları çok sıkıcı.
-Bilmiyorum ama öğrenmek istiyorum.
Yakın çevrenizde örnek alabileceğiniz gerçekten iyi kimseler var mı?
-Üst kat komşumuz var. Yaşlı Hacı bir amca. O iyi biri.
-Annem babam hariç, dedem. Onu bazen namaz kılarken görüyorum ve bana harçlık veriyor.
-Diriliş Ertuğrul’daki Muhiddin Arabi. (Gülüyor.)
Sizce toplum neden daha kötüye gidiyor?
-Herkes özenti abi. Herkesin tek derdi para olmuş, yalan dolan olmuş.
-Herkes birilerine benzemeye çalışıyor.
-Hep yabancı şarkıcıları takip ediyor gençler o yüzden herhalde…
Peki gelecek nasıl olacak?
-Bilmiyorum ama eğlenceli olsun yeter.
-Benim bir fikrim yok.
-Bir şey söyleyemeyeceğim…
Bu durumu düzeltemez miyiz?
-Hiç sanmıyorum.
-Düzelmez.
-İnsanlara baksana abi düzelir mi sence?
Onlarla sohbetimiz burada bitti ve gençler cevapladıklarından daha çok soruyu zihnime boca ederek uzaklaştılar…
GENÇLİK TARTIŞMALARINA GENÇLERİN GÖZÜYLE BAKMAK
Toplumsal dönüşümü veya son günlerde çok konuşulan inanç krizini, sadece gençler üzerinden okumaya çalışmak bizi büyük fotoğrafı görmekten alıkoyabilir. Çünkü işin göz ardı edilmemesi gereken ebeveynlerle ilgili bir boyutu var. Benim bu sohbetten edindiğim intiba, bu pırıl pırıl gençlerin inanılmaz derece yalnız, çaresiz ve kılavuzsuz oldukları.Zayıf iradeleri ve olgular karşısındaki tecrübesizliklerine rağmen modern hayatın dijital lanetiyle tek başlarına mücadele etmek durumundalar. Çünkü destek olacak sorumlu ebeveynlerden mahrumlar. Bu çocukların en büyük handikabı hayatlarında bir gölge gibi var olan, ebeveynleri.
Tek kulak verdikleri ses popüler kültürün sesi…
Ciddi her meseleye mesafeli duruyorlar.
Nihilist değerlerle yetişiyorlar…
Dini, dindarlığı, vatanseverliği yalnızca ders kitaplarından ya da hamasi nutuklardan öğreniyorlar. Ne sokakta ne de televizyonda iyiyi temsil eden, örnek olabilecek kimseler görebiliyorlar.
Onlara sadece kötü, baştan çıkarıcı ve şeytani örnekler sunuluyor…
Popüler kültürün şehvet ve görkemi tarafından gencecik duyguları fena halde ezilmiş durumda. Yetişkinlerin anlamlandıramadığı agresifliklerinin arkasında bu ezilmişliğin hıncı yatıyor. Bu yüzden siyasetin ve Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu kafa karıştırıcı buluyor ve olabildiği kadar uzak duruyorlar… Hak ederek bir yere gelmeye hayal olarak bakıyor adaletin olmadığına inanıyorlar. “Dış güçler” ve “çok kritik bir süreçten geçiyoruz” gibi söylemler umurlarında bile değil. Yerel yönetimlerin servet yatırdığı geleneksel sanatlarsa gençler için adeta yok hükmünde…
Gençler arasında “deizm ve ateizmin” yaygınlaştığını söylüyorlar.
Ailelerinin ve toplumun bu gençlere neler verip neler vermediğine baktığınızda, bunda bir tuhaflık görebiliyor musunuz?