KCK ve korku imparatorluğu
Bu hükümetle ilgili yaygın olarak kullanılan bir deyim bu “korku imparatorluğu” lafı. Birçok yabancı gazeteci de hep bunu soruyor, korkunun kaynağını, gerçek olup olmadığını öğrenmeye çalışıyor.
Hükümet bu “imajından” memnun mu, “ne güzel korkutuyoruz” diye seviniyor mu bilmiyorum.
Eğer memnunlarsa ve korkutmak konusunda yarışa çıkacaklarsa, İdi Amin’le, yamyam kabileleriyle rekabet etmeleri zor olur, böyle bir yarışa katılmak çok da saygı kazandırmaz insana.
Bence, daha uygunu ve yakışanı bu “imajdan” rahatsız olmak, vatandaşına “güven” veren bir hükümet olarak iktidarda kalmaktır.
Peki, bu imaj nereden kaynaklanıyor? Birincisi, mahkemeye, “niye tutuklandığını tutuklanan insana söylememe” hakkını veren o korkunç yasadan kaynaklanıyor.
Sadece Türkiye tarihinin değil insanlık tarihinin de en korkunç yasa maddelerinden biri bu.
Sen adamı tutuklayacaksın, yıllarca yargılamadan içeride tutacaksın ama niye tutukladığını söylemeyeceksin.
Kafka romanından beter.
Bu ülkeyi yönetenler, böyle bir maddenin olduğu bir ülkeyi yönetmekten utanmıyorlarsa, bu, utanılacak bir şey olmadığını değil, bazılarının utanma duygusunun epeyce yıprandığını gösterir.
Başbakan Erdoğan, Arap Baharı’nın diktatörleri devirdiği bu iklim ve coğrafyada “lider” olmak istiyorsa önce kendi ülkesindeki bu tür hukuk sefaletlerini önlemek zorunda.
Böyle yasalar varken gidip Birleşmiş Milletler’de, Avrupa Parlamentosu’nda “özgürlük ve uygarlık” dersi vermeye kalkanın alnının çatına bu maddeyi yapıştırırlar.