Medya ve daralmak
Son zamanlarda gazetelerde hükümetle ilgili eleştiriler sertleşerek çoğalıyor.
Genelde “medya eleştirilerinin AKP seçmenini etkilemediğine” inanılır.
Eğer bunlar önyargılı ve düşmanca eleştirilerse, evet, etkilemez.
Ama somut gerçeklere dayalı eleştirilerse, akla ve vicdana hitap ediyorsa, mutlaka toplumda ses bulur.
Dün Milliyet ’te Hasan Cemal, AKP iktidarına seslenerek şöyle diyordu:
“Hiç mi sızlamıyor vicdanınız?
İktidar demek böyle bir şey.
Vurdumduymazlık, kibir, ben bilirimcilik, soslu ego, küstahlık, şımarıklık, duyarsızlık... Uzun iktidar yıllarında anlaşılan hepsi birlikte geliyor.
Gerçekten çok yazık.”
Hasan Cemal, bu toplumun vicdanını temsil eden insanlardan biri, en zor, en karanlık günlerde ismini ve kariyerini ortaya koyarak AKP’nin demokratik adımlarını desteklemiş, askerî vesayetle mücadelesinde AKP’nin yanında cesaretle yer almış bir isim.
AKP tabanı belki başkalarını önemsemez ama Hasan Cemal’i önemser, onun yiğitliğini ve dürüstlüğünü bilir çünkü.
Peki, neden AKP iktidarını bir zamanlar desteklemiş olanlar bile bugün sert bir şekilde eleştiriyor bu hükümeti?
AKP iktidarı kendisini destekleyenlere televizyonlarda program, gazetelerde köşe, Meclis’te sandalye ikram edip para yağdırırken, kendisini eleştirenleri ise işten attırırken niye “eski yoldaşları”, ödülleri de tehditleri de elleriyle bir kenara itip AKP’yi “doğru yola” çekebilmek için uğraşıyor?
Bunu anlayabilmek için AKP’nin eskiden yaptıklarıyla bugün yaptıklarına bakmak gerekir.
Cumhuriyet, “dar” bir zemin üzerine inşa etti devleti, dindar Sünnileri, Alevileri, Kürtleri, solcuları dışladı