Rizespor
Bir eğitimci olarak elimden geldiğince eğitimle alakalı yazılar yazmaya çalışıyorum. Aktif olarak sporla ilgilenen birisi de değilim. Ama ben bir Rizespor taraftarıyım. Yani hangi takımlısın diye sorulduğunda doğrudan Rizesporluyum cevabını gururla veriyorum. Yine bir eğitim yazısı yazmak için bilgisayarın başına oturdum. Âmâ gönül verdiğim yeşil mavi renklerle ilgili düşüncelerimi sizlerle de paylaşmak istediğim için, affınıza sığınarak bu hafta Rizespor’la ilgili düşüncelerimi belirtmek istiyorum.
Yaşım itibariyle çok eski zamanları hatırlayamıyorum. Âmâ Mehmet Cengiz Başkanlığında yıllar sonra ilk kez süper lige yani eski adıyla birinci lige çıktığımız o maçın heyecanını hala içimde yaşıyorum. Hele unutamadığım üç maç vardır ki seyirci stadyuma sığmamıştı. İkinci ligdeki Erzurum ve Van maçları, Süper Lige çıkmak için yeni stadyumda oynanan Akhisar maçı… Şimdi ise seyircisi olmayan bir takımımız var.
Peki, neden Rizespor taraftarı takımına küstü? Bunun kanımca çeşitli nedenleri var. Takımın süper ligden düşmesi, eski kulüp başkanının taraftarlarla ilgili olumsuz beyanları ve doğru dürüst transfer yapılmaması. Açık yüreklilikle benim düşüncem; yıllardır bu takıma düzgün marka bir oyuncunun alınmamasıdır. Tabi ki bunun şehir olarak da dezavantajları vardır. Kaliteli oyuncular sosyal hayatlarını düşünerek Rize’ye gelmek istemiyorlar. Başka takımlar bu sorunları çeşitli alternatiflerle çözebiliyorsa, bizimde şehir olarak çözüm üretmemiz gerekiyor. Bir kere her şeyden önce şehir olarak takımımıza sahip çıkmalıyız. Hangi takımı tutuyorsunuz? diye sorulduğunda öncesine sonrasına bakmadan Rizesporluyum demeliyiz. Bizim iş adamlarımız, esnafımız, kadınımız, çocuğumuz hep birlikte el ele verirsek başarı kendiliğinden gelecektir.
Yıllar önce Kalkandere Yolbaşı Beldesinde öğretmenlik yaparken; beden eğitimi dersinde bir baktım ki öğrencilerim çeşitli takımların formalarını giymiş. Âmâ içlerinde yeşil mavi renkler yoktu. Öğrencilerime bundan sonra ya eşofman giyeceksiniz ya da Rizespor forması tercihinizi yapın dedim. Bir sonraki hafta bütün öğrencilerimin Rizespor forması giydiğini görünce; demek ki isteyince oluyor dedim. Bakınız burada maddiyat demeyelim sizler zaten çocuklarınıza çeşitli takımların ürünlerini ya da spor elbiseleri alıyorsunuz. Aldığınız ürünler Rizespor’umuzun lisanslı ürünlerinden daha ucuz değil. Biz takımımıza sahip çıkarsak; bu takım bir yerlere gelebilir.
Eğitimde sporun çok önemli bir yeri vardır. Çocuklar oynayarak büyürler. Çocuklarımızı teknolojiye ve bilgisayar oyunlarına kurban edeceğimize; spora yönlendirirsek her açıdan sağlıklı olacaklardır. Spor birçok zararlı alışkanlığı ve bağımlılığı engeller. Yakın zamanda Rizespor’un ilkokul öğrencilerine yönelik bir futbol turnuvası çalışması kararı alındı. Emeği geçen herkesten Allah razı olsun. Bu tür faaliyetleri arttırmamız lazım. İlkokuldan başlayarak çocuklarımızı spora yönlendirmeliyiz. Rize’de sponsorlar yardımıyla her okulumuzun bahçesinde Rizespor’umuzun izleriyle ve renkleriyle süslemeliyiz. Yediden yetmişe herkes takımına sahip çıkmalı. Herkes gücü yettiği ölçüsünde kombine almalı. Kulüp yönetimiyle halk birlik olmalı ki takımımız başarılı olabilsin. Yeni Başkanımız Sayın Hasan Kemal YARDIMCI Beyefendinin olumlu duruşu sayesinde geçmişte yapılan hataların tekrarlanmayacağı kanısındayım.
Artık başarılı olmanın zamanı gelmiştir. Geçmişten dersler çıkararak gelecek için sağlıklı ve emin adımlar atmalıyız. Yeni yönetim göreve başladığı zamandan bugüne kadar güzel çalışmalara imza atıyor. Yapılan çalışmalar ilimiz ve takımımız için inşallah faydalı olur. Kanaatimce takımımıza kaliteyi yükseltecek az ama öz transferler yapılmalı. Hani şu nokta atışı denilen transferlerden… Doğru transferler yapılırsa ve bütün şehir sahip çıkarsa iddialı bir takım oluşturulabilir. Artık asansör takım formatından çıkmalıyız. Bir Rizespor taraftarı olarak artık düşmemeye değil, rakip takımların korktuğu ve hedefi olan bir takım haline gelmeliyiz. Önce kendimizi eleştirerek, küme düşmemize sebep olduğuna inandığımız takımlara cevabımızı sahada oynadığımız futbolla ve tribünleri doldurarak vermeliyiz. Takımımızı ve şehrimizi küçümseyenlerde aldıkları her mağlubiyette 3 Haziran tarihini hatırlayacaklardır.