Temizlik, hükümet ve BDP
Türkiye’nin geleceğini yeniden oluşturacağımız bir döneme başlarken doğrusu “muhalefet” dendiğinde benim aklıma CHP gelmiyor.
Benim aklıma BDP geliyor.
CHP, hapisteki Ergenekoncuları kurtarayım derken kendisini Ergenekon’a hapsetti ve gelecekten koptu.
Ergenekon, bu ülkenin kirli geçmişini temsil ediyor, Türkiye’nin geleceğinde bir rolü olmayacak, Ergenekon’u temsil eden partinin de gelecekle ilgili bir ağırlığı bulunmayacak.
Zaten CHP’nin de bir ağırlığı yok.
Ana muhalefetin “ben Meclis’e girmem” dediği bir dönemde işler hiç aksamadan yürüyor, Meclis’in başkanı seçiliyor, yeni hükümet kuruluyor, hükümet programı hazırlanıyor.
CHP var ya da yok, bu hiçbir sorun yaratmıyor.
Ergenekon’a yapışarak bütün ağırlığını ve önemini yitirdi ana muhalefet, Meclis’e girmeyi bile beceremeyen bir şaşkın haline düşerek kendi seçmenini de öfkelendirdi.
Meclis’e girebilirse ancak AKP’nin himmetiyle girecek.
Biliyorum bizim ülkede “uzlaşma” lafı çok sevilir ama ben yeni bir anayasa ve yeni bir gelecek için CHP’yle uzlaşılması gerektiğine inananlardan değilim.
Ergenekon’u ve geçmişi savunan bir partiyle “geleceği” oluşturmak için nasıl bir uzlaşmaya ulaşacaksınız?
Ama BDP öyle değil.
Bu toplumun geleceğini Kürtlerle Türkler birarada kuracaklar.
Kurulacak bu yeni toplumda Kürtlerin ve onların önemli bir bölümünü temsil eden BDP’nin de ağırlıklı bir yeri var.
Ben, BDP’nin kendi ağırlığını ve önemini kavrayıp kavramadığı konusunda kuşkuluyum.