BİLİNÇLİ TOPLUM OLABİLMEK
Atamız Âdem Peygamberden itibaren insanoğlu dünyaya aciz bir varlık olarak gelir. Dünyaya geldiğinde yaşayabilmek için en çok ilme muhtaçtır. Çünkü yaşaması için gereken su, hava gibi kolaylıkla ulaşabileceği ihtiyaçlarını dahi nasıl kullanabileceğini bilmedikçe bu nimetlerden gerektiği gibi istifade edemez.
Anne ve babalar da gelecek kuşaklarını yetiştirebilmek için bilgiye ihtiyaç duyarlar. Bazı anne ve babalar bu bilgi ihtiyacını okuyup öğrenerek, bir kısmı da önceden yaşadıkları hayat tecrübeleri ile çocuklarını büyütebiliyorlar.
Çünkü çocuk büyütmek ile çocuk yetiştirmek birbirinden çok farklıdır. Bilinçli ve bilgili anne babalar olarak çocuk yetiştirebilmek, kuşaklar arası çatışmayı engeller. Bu halin ciddiyetinin farkına varan AÇEV (Anne ve Çocuk Eğitimi Vakfı) anne ve babalara eğitim programları düzenliyor. Denizli Hürriyet İlk Öğretim Okulu Müdür Yardımcısı Mehmet Toksöz Bey de, aile huzuru ve mutluluğunun şemsiyesi altında kaliteli çocuklar yetiştirmek isteyen babalara yaklaşık bir yıldır bu çalışma kapsamında eğitim veriyor.
Kendimizi eşimize ve çocuklarımıza nasıl doğru ifade edebiliriz? Yaşlı bir çift uzun yıllar sonra evliliklerinin altın yılını kutluyormuş. Kadın kahvaltı yaparken şöyle düşünmüş:
“Elli senedir hep kocamı düşündüm ve ekmeğin kabuklu kısmını ona verdim. Sonunda bu gün bu tadı ben tatmak istiyorum” demiş ve ekmeğin kabuklu kısmına yağ sürüp kendisi yemiş. Ekmeğin iç kısmını da kocasına vermiş. Kadının tahmininin tersine kocası çok mutlu olmuş, hanımının elini öperek şöyle demiş:
“Sevgilim bana günün en büyük mutluluğunu verdin. Elli senedir ekmeğin en çok sevdiğim yumuşak kısmını yiyemedim. Hep çok sevdiğin için o kısmın senin olmasını istedim”.
Hayatımızda birilerini mutlu etmek için kendi kendimize bilinçsizce yaptığımız fedakârlıklar kimlerin bize sabretmesine zemin hazırlıyor. Baba Okulu bu noktaların tek tek incelenerek, daha bilgili ailelerin oluşturulmasını sağlıyor.
Toplumumuzda mutlu, bilinçli ve huzurlu aile sayısının artırılabilmesi için çalışan babalara çok faydalı bir eğitim verildi. Hayatın içinden, her ailenin, her çocuğun yaşayabileceği farklı örneklerin de sunulduğu bir çalışma yapıldı. En basit sorunların nasıl çözülemez hale geldiği, büyük sorunların kolayca nasıl çözülebileceğinin yolları gösterildi. Babalara bir yıl boyunca; Çocuk ile zaman geçirmek, çocuğu dinlemek, çocuğa anlatmak, çocuğu takdir etmek gibi, baba, aile ve çocuk iletişiminin kalitesini yükseltecek, Çocuğa yeni deneyim fırsatları sunmak, farklı yerlere gitmek, çocuğa sorumluluk vermek, çocuğun doğru arkadaşlıklar kurmasını desteklemek gibi, çocukların tam gelişimi için destek olabilmek, Çocuğun dengeli beslenmesini sağlamak, fiziki büyümeleri, boy, kilo, sağlık kontrolleri ve çocuğun sağlıklı beslenmesinin takibi gibi konular babalara ana başlıklar altında anlatıldı. Bu çalışmada verdiği emek için Uzman Eğitimci Mehmet Toksöz Bey’e teşekkür ediyor, çalışmalarında başarı diliyorum.
Aile toplumun özüdür. Önceki yıllarda devletimizin böyle bir çalışması yoktu. Bir ihtiyacın farkına vararak çalışma başlattığı için AÇEV’ e teşekkür ediyorum. Bu çalışmanın toplumumuza daha da faydalı olabilmesi için Sağlıklı Beslenme konusunun daha ayrıntılı incelenmesi ve ailelere anlatılması gerekiyor. Hazır gıdaların çocuklarımıza verebileceği zarar ve faydaları, çocuklarımızın ne zaman ve nasıl beslenecekleri gibi konular uzmanlar tarafından hazırlanmalı ve bu çalışmanın içersinde daha ayrıntılı yer almalı. Sağlıklı bir nesil yetiştirebilmemiz için ailelerin daha fazla bilinçlendirilmesi gerekiyor.
Artık çocuklarımız okul bahçelerinde ellerinde Enerji İçecekleri ile dolaşıyorlar. Çocuklarımız bu tür yiyecek ve içeceklerin kendilerine ne tür fayda ve zararlar vereceğini bilmiyorlar. Okul bahçesinde elinde enerji içeceği ile dolaşan bir ilköğretim üçüncü sınıf öğrencisine, bunu ne için içiyorsun? Bunun sana vereceği zararı biliyor musun, dedim. Bu beni biraz uyuşturuyor ve bu durum beni mutlu ediyor, dedi. Bu senin için çok zararlı, bir daha içme, diyerek kutuyu bana vermesini istedim. İçecek kutusunun üzerindeki yazıyı inceledim, 18 yaşından küçüklerin tüketmemesi gerektiği yazıyordu. Bunu nereden aldığını sordum, okul kapısının hemen karşısında bulunan bir bakkalı gösterdi. Bakkala gidip, bunları küçük çocuklara satmasanız, çocuklar bunlardan zarar görüyorlar, dedim. Bakkal, “devletin bu konu ile ilgili hiçbir yasağı yok, ben ticaret yapıyorum ve bunun üzerinden çok fazla para kazanıyorum. Çocuklar bu içeceği çok fazla alıyorlar. Müşteri neyi talep ederse ben onu satarım. Bunun hiçbir kanunsuzluğu yok. Ben satın alanın zararını faydasını gözetemem, ben kendi kazancımı gözetirim, en çok bu üründen para kazanıyorum” dedi.
Bu içeceğin kutusunun üzerinde şunlar yazılı idi:
UYARI: Alkol ile karıştırılarak veya beraber tüketilmemelidir. Çocuklar, 18 yaş altı kişiler, yaşlılar, diyabetliler, yüksek tansiyonu olanlar, gebe ve emzikli kadınlar, metabolik hastalığı olanlar, böbrek yetmezliği olanlar ile kafeine hassas kişiler için tavsiye edilmez. Sporcu içeceği değildir. Yoğun fiziksel aktivite arasında veya sonrasında tüketilmemelidir. Günlük 500 ml.’den fazla tüketilmesi tavsiye edilmez.
Bizler bilinçli tüketiciler olmalıyız ki; satın aldığımız ürünlerden zarar görmeyelim. Bilinçli tüketiciler olarak satın aldığımız ürünlerden faydalanabilmeliyiz. Zannediyorum ailelere eğitim veren bu kuruluşlarımız toplumumuza bu bilinci kazandırabilirler.
Yapacakları çalışmalardan dolayı AÇEV’e ve diğer ilgili kuruluşlara şimdiden teşekkür ediyorum.
Sağlıkla kalınız.
NOT: Arşimet Dershanesi kurucularından Dilek DORUM Hanımefendiye fedakâr çalışmaları için teşekkür ediyor, başarılar diliyorum.