Ey genç kardeşim!
Bu mektubu sana ve kendime duygularımın en derin köşelerinde arındırıp sakladığım düşüncelerimle yazıyorum.
Hani diyor ya Üstad Necip Fazıl Kısakürek;
“kim var! " diye seslenilince, sağına ve soluna bakınmadan, fert fert "ben varım! " cevabını verici, her ferdi "benim olmadığım yerde kimse yoktur! " duygusuna sahip bir dava ahlâkını pırıldatıcı bir gençlik... “
Senin bir yerin var. Toplumun aynası olduğunu hisset. Cemiyetin lideri olduğunu ve çevreni yönetebileceğini hisset. Zamanın daha en başındasın. Hayatın ilk yapraklarını izliyorsun daha. Ve ilk güneşi görüyorsun. İlk ay ile vedalaşıyor, sonra yeni güne merhaba diyorsun.
Genç kardeşim, sen geride kaldıkça yüreğim parçalanıyor…
Sen arkadan baktıkça içim acıyor…
“Yavaş gidin, bekleyin” dedikçe zaman sana yetişmiyor, beklemiyor…
Bu ilim ve bilgi çağında gelişen teknoloji ile her bir bilgiyi tek bir tuşla temin edebiliyoruz. Bu imkana rağmen ülkemizde genç nüfusu çok olmasına karşılık söz sahibi olan ve bir sorumluluk üzerine almış genç kardeşimizin sayısı hep arka planda kalmıştır.
Genç kardeşim, Peygamberimiz (s.a.v) dinimizin selameti adına yapılan savaşta 17 yaşındaki gence orduyu emanet etmişti. Şanı büyük şehrimiz İstanbul, 21 yaşındaki komutan tarafından fethedildi.
Bir gençlik ateşiyle ve büyük bir aşk ile 93 yaşında İstanbul seferine çıkan Hz. Eyüp (a.s) biz gençlere büyük bir örnek olmuştur.
Genç kardeşim, bugün en büyük söz sahibi dilimi bize ait olmalı. Bugün bugünü yönetecek ve büyüklerini huzurlu bir ortama kavuşturacak olan bizleriz.
Ülke yönetiminde, Sivil Toplum Kuruluşlarında ve şirket yönetiminde görev almalıyız. En başarılı şirketlerin kadrosuna bakıldığında genç ve dinamik çalışma kadrosunu görüyoruz. Başarılı işadamlarının hayat hikayelerine bakıldığında genç yaşlarda söz sahibi olmuş ve genç yaşlarda yöneticiliğe başlamış olduğunu görüyoruz.
Ülke yönetiminde zirvedeki insanlara baktığımızda genç yaşlarda söylemlerde bulunmaya, genç yaşlarda yönetici olmaya başladığını görüyoruz.
STK’lar, artık gençlerin elinde olmalıdır. Toplumun aynası olan STK’ların yönetimi artık gençlere teslim edilmelidir. Gençlik Kuruluşları geleceğin Türkiye’sine bugünden yön vermelidir.
Ey genç kardeşim, biz yoksak bu toplumun bir tarafı hep eksik kalacaktır. Geleceğe dair huzur ve temennilerle başarılı yıllar bizi bekliyor… Selam ve dua ile…