Şeffaflaşma
Uzun yıllar bir karanlıkta yaşadık.
Devletin, siyasetin, medyanın içinde olup bitenlerden haberdar olmadık.
O karanlığın içinde devlet de, siyaset de, medya da çürüdü.
“Derin” yapılar, çeteler, karmaşık ilişkiler pıtraklaştı.
Şimdi bir şeffaflaşma döneminden geçiyoruz.
Böyle uzun karanlıklardan sonra siz o karanlık bölgelere ışık tutup aydınlattığınızda elbette gördükleriniz ürkütücü olacaktır, o denetimsiz karanlığın içinde boy veren bütün tümörleri, bozulmaları, çürümüş organları görmek sizi dehşete düşürecektir.
Ama bunu göze almadan da hiçbir şeyi düzeltemezsiniz.
Şimdi biz kalın duvarlar arkasına saklanan devletin, askerin, siyasetin, medyanın içyüzünü fark ediyoruz.
Gerçekleri öğreniyoruz.
Mesela CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun arka arkaya iki konuşmasını dinledim.
Bence harika vaatlerde bulunuyordu.
“Asker kışlasına dönecek, terör mücadelesinden çekilecek” diyordu, “Askerlik altı aya inecek” diyordu, “Aile sigortası kurup fakir ailelere yardım edeceğiz” diyordu, “Gerekirse bunun için Savunma Bütçesi’nden de keserim” diyordu.
Bu vaatleri gerçekleştirecek partiye oyumu veririm.
Eğer, Kılıçdaroğlu’nun OdaTv ile ilişkilerini bilmeseydim, “Ergenekon’a üye olurum” dediğinden haberdar olmasaydım, bir politikacıya kurulacak tuzağa yeşil ışık yaktığını öğrenmeseydim CHP’nin mutlaka desteklenmesi gerektiğine inanırdım.
Ama siyaset şeffaflaşınca gerçek bütün çıplaklığıyla ortaya çıkıyor.
Topluma harika vaatlerde bulunan bu liderin, iktidara gelmesi halinde Ergenekon soruşturmasını durduracağını, gizli ilişkiler sürdüreceğini biliyorum.