Savaş
Barış aranışlarına karşı çıkanlar, geleceğe yönelik her umudun önünü “geçmişi hatırlatarak” kesmeye uğraşanlar, barışın sadece kendi arzuladıkları biçimde gerçekleşebileceğini sanarak hepimizin lehine olabilecek ortak çözümlere set çekenler, bugün bizim gazetede çıkan Melih Altınok’un haberini dikkatle okusunlar.
Savaşın ve ölümün hâlâ ne kadar yakınımızda durduğunu görsünler.
Melih’in, birçok değişik kaynaktan doğrulatarak yazdığı haber, her an bir belanın kapımızı çalabileceğini gösteriyor.
Ordu, bu yazın başında, “hükümete haber vermeden” Irak’a birliklerini sokuyor.
Amerika Birleşik Devletleri askerî harekâtın hemen durdurulmasını istiyor.
Hükümet, olayı ancak ABD’nin uyarısıyla öğreniyor.
Biz, ordunun hükümetten habersiz harekete geçebileceği bir ülkede yaşıyoruz hâlâ.
“Askerî vesayetin” hemen bitebileceğini, ordunun “özerk bir kuruluş” gibi davranmaktan kolayca vazgeçebileceğini sananlar, bunun sandıkları kadar süratli bir şekilde gerçekleşmeyeceğini de görmeliler.
Ordunun en azından bir bölümü bu savaşın bitmesini istemiyor.
PKK’da da savaşın sürmesini isteyenler olduğunu duyuyoruz.
“Kesin bir zafer kazanamamış” olmanın getirdiği burukluk yanında, bu savaşın bazı insanlara sağladığı önemli çıkarlar ve ayrıcalıklar da bulunuyor.
İnsanlık tarihi boyunca savaştan çıkar sağlamış olanlar vardır.
Şimdi de var.