Seçimin yorumu... Hizmete değil, ideolojiye oy!
Haftalardır, hatta aylardır, seçim, seçim dedik, işte sonunda seçimi de yaptık... Ak saç, kara saç düştü önümüze... Bundan sonraki değerlendirmeleri, ilk etapta parti kurmayları yapacak ve elbette sandığın mesajını okumaya çalışacaklar... Ama görüyoruz ki; siyaset uzmanları ve gazeteciler de boş durmuyor... Hemen herkes gazete köşelerinden ve çıktıkları televizyon ekranlarından ahkâm kesmeye devam ediyor... Tabiî, gazete manşetleri de; seçimin fotoğrafını yansıtmaktan ziyade, niyetleri açığa çıkarmaktan başka bir anlam taşımıyor.
Herhalde görmüş olmalısınız; kartel gazetelerinin manşetleri; AK Partiye ihtar!.. Seçmenden uyarı!.. Hükümete sarı kart başlıklarıyla dolu... Sarı kart başlıklarını öyle bir orgazm haliyle, öyle at nalı büyüklüğünde hurufatla vermişler ki; gören de, AK Partiye kırmızı kart verildiğini sanacak...
AK PARTİNİN KAYBI VAR MI?
İşin doğrusu, bu başlıkları atmaya mecburlar... Hükümetin kan kaybettiği, inişe geçtiği şeklinde bir imaj oluşturmalılar ki; hükümet Aydın Doğana kesilen vergi cezasıyla ve Ergenekon Terör Örgütüyle uğraşamasın!..
Oysa, açık ve net söylüyorum ki, ortada bir kan kaybı yok... AK Partinin 2004 seçimlerinde aldığı yüzde 42lik oy, yüzde 39a gerilemiş... Yani, 3 puanlık bir kayıp sözkonusu...
Peki, bu kayıp oylar nereye gitmiş?.. Gittiği yer belli: SPnin oy oranı 4.1den, 5.2ye yükselmiş... Peki, SP nereden aldı bu 1.1lik oy artışını?.. MHPden mi, CHPden mi?.. Elbette hayır... Bu oylar, AK Partiden gitti..
Bir de, Muhsin Başkana vefa olarak Sivasta BBPye verilen oylar var ki, onun da AK Partiden gittiğini görmemek için kör olmak gerekir...
Demek oluyor ki; AK Partinin oylarında kayıp yok... Bir yer değiştirme var...
Kartelozlar ve Cadalozlar ne derse desin, sonucu böyle okumak gerekir...
DEMEK Kİ HİZMET İSTEMİYORLAR
Bunu böylece ifade ettikten sonra; gelelim madalyonun öteki yüzüne:
Seçmenin iradesine elbette saygılıyım ama, dikkatimi çeken bir hususu sizlerle paylaşmadan da geçemedim...
Benim gördüğüm şu: Önceki günkü seçimlerde hizmet ve projelerden ziyade ideolojik görüşler öne çıktı.
Sorarım size;
CHPli Başkan Aziz Kocaoğlu, İzmirlilere arsenikli su içirmekten başka ne yaptı ki, seçimi yine kazandı?..
DSPli Yılmaz Büyükerşen, Eskişehire ne kazandırdı?..
Yamyamlar savaşı ile gündeme gelen Çankayaya hangi hizmet götürüldü ki, yeniden CHP kazandı?..
Ya Antalyaya ne demeli?..
Başbakan Tayyip Erdoğan, tam 28 defa gitti Antalyaya...
Deniz Baykal gibi denizde yüzmek için değil, açılış kurdelası kesmek için.
O kadar tesise rağmen ne yaptı Antalyalılar?.. AK Parti adayı Menderes Türel yerine, gittiler CHP adayı Mustafa Akaydına oy verdiler!.. Söyleyin Allah aşkına, militanca laiklik gösterilerinden başka, bu ülkeye ne kazandırmıştır Mustafa Akaydın?..
Sadece Antalya değil, Diyarbakırda da hizmet değil, ideoloji öne çıktı..
Düşünebiliyor musunuz;
Güneydoğuda işlenen faili meçhul cinayetler bu dönemde araştırılmaya başlandı... Cesetlerin atıldığı asit kuyuları bu dönemde açıldı... TRT Şeş bu dönemde yayına başladı... Bölgeye hizmetler bu dönemde götürüldü...
Ama ne oldu?..
CHPli seçmenin laikçilik tutkusu nasıl oylarını etkilemişse, Güneydoğuda da maalesef etnik milliyetçilik ağır bastı ve Osman Baydemir yeniden seçildi...
Demek oluyor ki;
CHPlilerin ve DTPlilerin yoğun olduğu bölgelere hizmet götürmeye hiç gerek yok... Buralarda, bol bol nutuk atacaksın, bol bol heykel dikip, poster asacaksın ki, karınları doysun!
ADAY TERCİHİNDE YANLIŞLIK MI YAPILDI?
Diyeceksiniz ki;
AK Partinin hiç mi hatası yok?
Olmaz mı?.. Elbette AK Partinin de hataları var... Her şeyden önce; elbette seçmene göre aday tercihlerinde yanlışlıklar yapıldı... Tabiî, buna yanlışlık da denilebilir, prensip meselesi de...
Tayyip Bey; Şanlıurfada Ahmet Fakıbabanın, Adanada Aytaç Durakın adaylığına özellikle karşı çıktı ki, herhalde bir sebebi vardır... Eğer onları aday göstermiş olsaydı, bugün Şanlıurfa da, Adana da AK Partinindi!..
Bu tercihe, kendi topuğuna kurşun sıkmak olarak bakılabilir... Ne var ki; Tayyip Beyin; kaybetme pahasına böyle bir tercih yaptığını da gözardı etmemek gerekir...
Şu da bir gerçek ki;
Yanlış aday tercihi iddialarına, kartel gazetelerine, Ergenekon Terör Örgütünün sinsi çalışmalarına, ABD kaynaklı global krize, faturası Hükümete kesilen müessif kazaya ve iktidardaki parti yıpranır inancına rağmen; AK Parti yüzde 39 oy almıştır ki, bu tablo başarıdır!..
Evet, başarıdır; çünkü CHP ve MHPnin oylarının toplamı, ancak bir AK Parti etmektedir!..
CHP VE MHPNİN İŞBİRLİĞİ!
Seçim gecesi kameraların önüne geçen Tayyip Bey ne diyordu;
Milletimizin hür iradesiyle bir kez daha sandığa gittik ve irade tecelli etti. Özellikle altını çizmek istediğim husus, seçimin rakamsal sonucu ne olursa olsun kazanan milletimizin asıl iradesi, demokrasi, Türk siyaseti olmuştur.
AKP kurulduğu andan itibaren milli iradeye, milletimizin tercihlerine saygılı olmuştur.
Biz her seçimin, halkın iradesini doğrudan yansıtan bir mesaj olduğunu biliyoruz. Bu mesajı doğru okumaya çalışıyoruz. Milletimizin verdiği mesajı doğru okumaya, anlamaya, dersler çıkarmaya özen gösteriyoruz. Seçimin sonucundan da tabii ki mesajımızı alacak, bundan sonraki süreçte de dersimizi farklı bir şekilde çalışmaya devam edeceğiz.
Gerek Tayyip Bey, gerek AK Parti kurmayları milletin mesajını alıp ders çalışmaya başlarlarken; karşılarında nasıl bir güç ve nasıl bir blok olduğunu da iyi görmelidirler!..
Bu bloğu, salt CHP ve MHP olarak görmemek lâzım... Bu bloğun arkasında Ergenekon Terör Örgütü stratejistlerinin bulunduğunu tahmin ediyorum...
Peki, bu blok nasıl oluştu ve nerede nasıl hareket etti?..
Bülent Arınç beyin şu tesbiti ilginç:
Hangi ilde AK Partinin karşısında hangi parti güçlüyse ona diğer partiler destek verdiler... Bu çok açık bir çalışmaydı. Bunu biz biliyorduk.
Mesela Balıkesirde, İzmirde ve Manisada... Bakıyorsunuz İzmirde CHP güçlü, MHP adeta sıfırlaşmış, buharlaşmış, yüzde 4 oyu var.
İstanbulda 15 milyonluk şehirde MHPnin sadece yüzde 4 oyu var. Demek ki CHPye MHP tabanından büyük bir destek var.
Diğer partiler de bu mesajı almış görünüyor. Egede, İç Egede, Akdeniz Bölgesinde CHPnin güçlü olduğu yerlerde CHP, MHPnin güçlü olduğu yerlerde de MHP desteklendi. Biz burada karşımızda tam bir blok görüyoruz. Bu blok içerisinde MHP, Anavatan Partisi, Demokrat Parti ve CHP var.
SEÇİME GÖLGE DÜŞÜRME ÇABALARI
Bütün bunlar elbette önemli... Ama, CHP zihniyetini göstermesi açısından, önceki gece hepinizin şahit olduğu şirretlik ve seçime şaibe bulaştırma çabasına değinmeden geçemeyeceğim...
Biliyorsunuz, ilk olarak CHPli Gürsel Tekin çıktı ekranlara... Suratından öfke fışkırıyordu ama, ağzından dökülen cümle şuydu:
Oyların yüzde 87si şu anda elimizde... Buna göre bizim oyumuz yüzde 41.57, AK Partinin oyu ise 40.09dur. İstanbulda seçimi 2 puan farkla biz kazandık!
Bu ne biçim sevinç gösterisiydi ki, suratından öfke ve hınç fışkırıyordu!..
Tekinin niye öfke ve hırs küpü olduğu sonradan anlaşıldı...
Seçimi kaybetmişlerdi...
İstanbulda Kadir Topbaşın, Ankarada Melih Gökçekin kazandıkları kesinleşince, bu defa da; yok elektrikler kesildiydi, yok bilgisayarlar çöktüydü gibi ajitasyonlara başladılar ki, amaçları seçime gölge düşürmekti!..
Ama başaramadılar!..
Tıpkı, Baronların ve kartel medyasının da başaramadığı gibi!..
Kim ne derse desin;
AK Parti başarılıdır!..
Asıl başarısız olan CHPdir ki; bir türlü sahillerden çıkıp, içerilere gelememiştir!..
Ben bunu bilir, bunu söylerim!..
===========
İki hafta süreyle yokum
Bugün, Allah (c.c.) nasip ederse, 150 Vakit okuru ve Vakit ailesinden dostlarla birlikte Mukaddes Topraklara doğru uçacağız... Kafilemizde Sibel Eraslan bacım, Engin Noyan ve Nuri Karahasanoğlu kardeşlerim de olacak...
İnşaallah Mekkede Beytullaha yüz sürecek, Medinede Peygamberimiz (sav)in kabrini ziyaret edeceğiz.
Bu yolculuğumuzun iki hafta kadar süreceğini sanıyorum... Bu süre içinde sizlerden ayrı kalacak ama mukaddes topraklarda olacağım... Dolayısıyla, 2 hafta süreyle yazı yazamayacağım...
Göstereceğiniz anlayıştan dolayı şimdiden hepinize teşekkür ediyor, iki hafta sonra buluşmak üzere, hepinize Allahaısmarladık diyorum... Tabiî, haklarınızı da helâl etmenizi istirham ediyorum.
Oralarda sizleri de unutmayacak, tüm Ümmet-i Muhammed gibi, Vakit ailesinin fertleri için de dua edeceğim...
Tekrar Allahaısmarladık... 2 hafta sonra buluşmak üzere...